lisede yahut üniversitede ağzıma sürmemiştim. arkadaşlarımdan içen çoktu ama nedense hiç içmek istemedim. ailemde içen olmadığından belki. gerçi, ailede içen yoktu ama salondaki garip orta sehpasının üstünde bir çanak içinde paket paket sigaralar olurdu ben çocukken. annem içmez, babam içmez, babaannem hiç içmez ama sigara bulunurdu evde hep. garip yıllardı seksenler.
sonra askere gittim. kısa dönem. sigara içmemeye 5 ay dayanabildim. son 3 ay, günde bir paket kısa camel bitirir hale gelmiştim. askerden sonra da kısa camel ile devam ettim yola. asker bitip iş hayatına başlayınca, geceleri evde, bilgisayar başında içer olmuştum. yahut tüm şehri gördüğüm çatı katındaki balkonumda. yanında da bir şişe votka ile.
altı ay kadar daha devam ettim. dişlerim sararıyor diye bıraktım.
hiç tiryakisi olmadım. istediğim an içtim. istemediğim an bıraktım. ciğerleri doldurmadığım için belki.
bu arada, tek tük olsa da balkonda içiyorum. kokusunu seviyorum. özlem kokuyor bana. seviyorum kokusunu. uzakları yakın ediyor çünkü.
içerdiği maddeler sebebiyle idrardan farksız olan ürün. hatta idrar bile daha sağlıklı, çünkü eğer mutant değilseniz veya plütonyum içmiyorsanız idrarınızda plütonyum bulunmaz.
Hiçbir zaman başlamadım. Asla da başlamayacağım. Bir insanın nasıl yavaş yavaş can çekişerek öldüğünü, internetteki videolardan hatta o bile değil, aile üyelerinizden içen varsa onlardan öğrenebilirsiniz.
en başından uzak durulması gereken, kullanıyorsanız yani bağımlıysanız da zararın neresinden dönersem kârdır diyerek bırakmanızı tavsiye ettiğim şey.
onedio.com/... Burada sigara içen ile içmeyen ya da sonradan bırakmış ikizlerin fotoğraflarının karşılaştırıldığını gördüm. içip bırakan bile sürekli devam edene göre fark yaratmış.
özellikle lisedeyken başlayanlar çok oluyor. sakın ama sakın kimsenin gazına gelmeyin. sigara içmekle değil, içmemekle övünün. sonra hepsi sigarayı bırakmaya çalışıyor ama beceremiyor. kendinizi zehirlemeyin. Kamu spotu hissettim kendimi son cümleyle de neyse :)
japonya'da ne güzel sokakta bile içemiyorsunuz. ama bu kadar yasağa rağmen tanıdığım tüm japonlar ağır sigara tiryakisiydi. hatta eski sevgilim 14 yaşında başlamıştı.
bir ara ben de içtim de neyse ki pek tiryakisi olmadım. hoşuma gitmiyor tütün nedense. arada bazen puro alıyorum da onda bile "şimdi ben neden puro içtim?" diye kendimi sorguluyorum.
Bağımlılık yapan maddeler içeren keyif veren bir tütün maddesi. İstediğim zaman başlayıp, istediğim zaman bırakabildiğim için çoğunlukla tebrik ediliyorum ama kahve ve alkolün yanında iyi gidiyor hani.
eskiden otobüslerde, cafelerde ve diğer tüm kapalı yerlerde sigara içilirdi. (her yerde değil belki ama çoğu yerde içilmiyor artık) o sis şeklindeki yoğun sigara dumanından gözleri yanmayan insanlar çok şanslı bence :) (bkz: hey gidi günler)
İşimden dolayı bırakmaya çalışıyorum da, yaklaşık bir aydır nerdeyse günde bir ikiye düşürdüm ki o da ya tütün ya da puro tütününden çeyrege tekabül üç beş sarmanin gunluk toplami. Neyse... Ne zaman tek bir tam sigara icecek olsam parmak uclarima kadar bir seylerin ilerledigini hissedince irkiliyorum. Cunku bildigin zehir lan bu. Etkisinden belli. Duzenli icince hissedemiyormus insan.
hadi ilk çıktığında kimse bir bok bilmiyordu içerlerdi anlarım, 1950'lerden sonra özellikle amerika'da doktorlar tarafından sağlıklıdır kampanyası altında reklamları yapıldı millet ne bilsindi içerlerdi anlarım, sonra erkeklik ve zenginlik göstergesi adı altında bir çarı buldu insanlar sosyal statü için içerlerdi anlarım. yıl olmuş 2015. canım kardeşim küçükken nasıl bir ateşli hastalık geçirdin de artık kitaplara sığmayacak derecede zararları ispatlanmış bir maddenin, üstüne de para verecek kadar tüketmeyi sağlayacak kadar zeka geriliğine sahip oldun?!
evet etken maddesi nikotin kesinlikle biyolojik yapıcı bir maddedir. yalnız bana kalırsa sigara bağımlılığı fizyolojik değil psikolojik bir sorundur.
daha paketler üstünde yokken bile paketlerin üstüne fotoğraflar koymalılar fikrini söylerdim aileme çevreme ama ciğer fotoğraflar 5 dolarlık tasarım fotoları değil. sigara içmek akciğerine bilmem ne adam kendi ciğerini açıp görmüyor ki ondan tabi ki etkilenmez. yok sperm sayını şöyle düşürür falan. sanki her akşam sayıyor tek tek aa evet biraz azalma var o zaman bırakmalıyım diyecek. bu da gereksiz.
paket üstündeki yazılar şunlar olsa daha etkili olacağını düşünüyorum.
sigara içmek özentiliktir. sigara içmeye kendin mi karar verdin, arkadaş çevren mi buna seni itti? sağ olun enayiler sizin sayenizde her gün küfrettiğiniz iş adamlarının zenginliğine zenginlik katıyorsunuz (hımm buna izin vermezler sanırım) kabul et sen de bırakmak istiyorsun ama bırakamazsın bu bir irade meselesi ve sen o kalitenin çok uzağındasın. off ne güzel yaktın, çek çek içine öfff adamın dibisin herkes sana bakıyor öff diyor ne kadar cool erkek.
vb şekilde dalgaya alacaksın bunları. ölüme meydan okumaya bayılır millet lakin kimse karakterine ve zekasına laf edilmesinden hoşlanmaz.
psikolojik düzeyde kendisini tatmin edici seviyede bir insanın kullanmayacağını ve kullanmaya başlamayacağını iddia ettiğim gereksizlik yapıtı.
sağlık açısından ise bir arkadaşımın sigara tiryakisi babası tarafından söylenmiş bir sözle girdimi bitiriyorum. "sigara, hayat kaliteni düşürür, sürekli bir şey verdiğini zannettirir ve senden çok şey götürür."
deyim yerindeyse köpeği olmuş durumdayım. dört sene önce mentollü olanlarına geçiş yapmıştım. bu geçiş sonrası diğerlerini içemiyor ve keyif alamıyordum. devletimiz sağlığımızı düşünüp mentollü sigaraları piyasadan kaldırdığı için artık normal paketlere dönüş yaptım. mentollü sigaralar kaldırılırsa daha da içemem diye düşünüyordum ama maalesef öyle olmuyormuş. sonuç olarak bırakamadım işte.
tanım olarak sağlığa zararlı uyuşturucu madde olarak belirtmek isterdim ama ülkemizde bu kelimeye en uyumlu tanım; devletin muazzam paralar kazandığı ve insanların sağlığına zarar veren madde olacaktır. oysa ki yukarıda da mentollü sigaraları sağlığa zararlı diye toplatan da devletti diye belirtmişim. ama güzel de para kazanıyor devlet bu sektörden. şimdi karar veremedim sağlığımızı mı düşünüyor devlet? neyse kararsız kaldım. tavsiyem; içmeyin.
'ne zengin ol ne fukara, yemekten sonra yak bir sigara.' demiş atalarımız. insanları kaynaştıran da bir zırvadır kendileri. fakat en çok da bırakılınca iyidir.. ama bir kere başlayan asla tam olarak bırakamaz diyorum, illa bir gün bir sigara daha içeceğim, adım gibi biliyorum...