israilli yazar yuval harari tarafından, insanlığın geçmişini evrim dilinde anlatan, güzel, hoş, sürükleyici, ufuk açan ve ülkemizde en çok satanlar listesinde yer alan bir kitap.
İnsanlık tarihinin 400 sayfaya sığdırılmış olmasından kelli mesafeli yaklaştığım kitaptır. Genelde böyle kitapların her sayfasının yarısının referans/kaynak göstererek ilerleyenlerini tercih ederim inandırıcılık nedeniyle. Sayfa sayısının azlığı, bilimsel veri ve referanslardan çok yazarın kişisel birikimiyle yazıldığı intibası bırakıyor üzerimde. Çokça okuduğum eleştirilerde benim bu düşüncemle paralel. Yeren, bilimsel verilerden çok kişisel birikimlerin doyuruculuğundan şikayetçiyken, öven bilimsel veri ve terimlerle kafa karışıklığına mahal vermeyen kolay okunabilir ve sürükleyici bir kitap olmasını öne çıkarmış. Ziyadesiyle iyi bir kitap olmasına rağmen uzak duracağım bir eserdir kendileri.
kaba bir metin, rahat okunuyor. dipnot filan arıyor insan, o da yok. ayrıca harari kitabı yazarken seçici davranıp aklına uyan bir yol üzerinden ilerletmiş hikayeyi. çatallanan yollarda bildiği yöne gitmiş ötekine bakmamış bile. yer yer çelişkiler de var. her şeye rağmen yine de konuya dair bir ilk kaynak olarak meraklısını araştırıp daha derin okumalara yönlendirebilme potansiyeli var. bu nedenle tavsiye edebilirim.
2011 yılında basılmış 400 sayfalık kirabında harari, insan türü olan sapiensin, 70.000 yıllık tarihinde “Hayvanlardan Tanrılara” evrilişini anlatıyor. Evrimin var olduğunu kabul ederek, 3 büyük devrime dayandırarak açıklamaya çalışmış.
1. Bilişsel devrim: Harari'nin görüşüne göre insanlar, geniş bir grup içinde birleşebilme yetenekleri ve toplumsal mitlerin yaratılmasına meyilli olmaları nedeniyle, çağdaş dünyaya ilk adımı attılar. Özellikle, “sosyal mitleri” gruba ait bireyleri bir arada tutan en etkili olgu olarak görüyor. inançlar olarak doğru anlaşılması, özel fikirler. Bu Mitleri de dinler, ideolojiler, yasalar ve para olarak örneklendiriyor. Hepsi de İnsanın doğasında yer almayan hayal gücü ile üretilmiş kavramlar. Günümüzdeki cemaatleri, siyasi örgütleri, sivil toplum yapılanmalarını ve paranın gücüne inanları görünce ne kadar da haklı olduğuna kanaat getiriyorsunuz.
2. Tarım devrimi: Bu devrimle avcılardan gelen insanların nasıl çiftçiye dönüştüğünü görebiliyoruz. Tarım devrimi sonucunda, göçebe yaşayan insanların yerleşik hayata geçmesi ile nüfus önemli ölçüde artmıştır. Ayrıca yerleşik hayata geçiş, yazı, dil ve sanatın gelişmesine de yol açmıştır.
3. Bilimsel devrim: Bilimsel devrimin ana fikri ilerlemedir. İlerleme firki ile geleceği düşünmeye başlayan insanları kuşatan Kapitalizmi ve beraberinde gelen tüketicilik akımına değiniyor. Aslında Harari kitabında günümüzde kapitalizm ve tüketimin dünyadaki en başarılı dinler olduğu konusunda ısrar ediyor. Yeni anlayış, zenginlerin açgözlü kalmaları ve zamanlarını daha fazla para kazanmak için harcamaları ve daha fazla satın almaları üzerine kurulu.
Kitabın ana fikrini şu şekilde özetlemek yerinde olur sanırım: yukarıda değindiğim 3 devrim insanları, fiziksel olarak var olmayan (din, kapitalizm ve siyaset) mitleri oluşturmak ve birbirine bağlamak için yetkilendirdi. Bu kurgular insanların dünyayı ele geçirmesini sağladı ve insana doğal seleksiyon güçlerinin üstesinden gelme becerisi kazandırıyor.
Kitabı okurken ilgimi çeken diğer bir konu; türkiye'den verdiği örnekler (göbekli tepe gibi). Orijinal metinde de yer alıp almadığını merak edip araştırdığımda; Yazarın kitabın yayımlanacağı her ülkeye özel değişiklikler yaptığı bilgisine ulaştım. Harari, diline çevrilecek ülkenin kültürüne o derece hakim ki verdiği örneklerle okuyucuya anlatmak istediğini çok daha kolay anlatıyor.
Kitabı yazarken, Science ve Nature gibi prestijli bilim-teknik dergilerinde yayımlanmış makalelerden, Oxford, Harward, Cambridge, Toronto Üniversitesi Yayınları’ndan çıkmış farklı alanlardaki birçok kitaptan, BM Genel Sekreterliği raporlarından, doktora tezlerinden alıntılar yaptığını da görüyoruz. Daha derinlemesine araştırma yapmak isteyen okuyucuya da iyi kaynaklar bunlar.
Okurken her yazdığına katılmayabilirsiniz. Her düşünce, her yaklaşım aynı düzlemde olmayabilir. İnsanlık tarihi boyunca var olmuş kurgu sistemlere farklı açıdan bakmayı sağlayan kitap tarih meraklılarının ilgisini çekecektir.