göçebe insan kabilelerini artıklarından nesiplenmek için takip eden kurtlardan evrimleşmiştir.
günümüzdeki türlerin tamamı seçici çiftleştirmeyle türetilmiştir. yani dingo lar gibi sonradan doğaya dönen türleri olsa da doğal ortamı olmayan, yeri insanın başucu olan hayvandır.
gösteriş için ya da oyuncak zannedip çocuğuna karne hediyesi diye alan, sonra başedecek basireti olmadığından sokağa atan iki ayaklı hayvanlar nedeniyle her yaz sokaklardaki nüfusları artar. nerede hata yaptıklarını, neden terk edildiklerini bilemeden ürkek ürkek bakınan, nadiren hayatta kalma içgüdüsüyle saldırganlaşan bu hayvanlar yürek burkar.
tarihsel olarak uzun süreli bağlılığımız sebebiyle gülüşümüzü ve kahkahalarımızı anlayabilen hayvan. bu zaten çoğu köpek sahibi tarafından biliniyordu, en azından tahmin edilebilir bir şeydi sahipler tarafından. yapılan araştırmalara göre, köpek sinir bilimi alanı ile artık desteklenmiş oldu. köpekler, sahiplerinin ses tonuna göre mutlu ya da mutsuz olabildiğini anlayabiliyor ve ona göre tepki verebiliyor. kaynak: smithsonian magazine
sadakatinden kuşku olunmayan canlıdır. sevenlerin, sevgisini anlatmak amacıyla örnek verdiği canlıdır. dost olarak, yardımcı olarak, süs olarak, eziyet için, gösteriş için ve aksesuar olarak kullananlar vardır. sıklıkla kişinin insan olup olmama sorunsalına turnusol kağıdı işlevi görmektedir.
Köpekgillerden, boy ve biçim bakımından pek çok cinsi olan, çok iyi koku alan, sadık, bekçilik ve avcılık gibi işler için beslenen memeli hayvan (Canis familiaris).
Örnek kullanım: Onun vaktiyle pek sevdiği küçük, sırtı siyah ve göğsü beyaz, oynak bir köpeği varmış. (A. Ş. Hisar)
Başıboş olanlarını artık sokaklarda görmek istemediğim canlılar. Bu düşüncem onları sevmediğim anlamına gelmiyor. sabah evden erken çıkarım kovalarlar, akşam geç dönerim yine kovalarlar, günün her saatinde yine durduk yere korku hormunumu çalıştırırlar, büyüğüm belki baş edebilirim ama küçük çocuklar karşılarında savunmasız kalıyorlar. Bu caniliğe gerek yok.
Yanlış davranırsanız sürekli mutsuzluğuna sebep olacağınız ve bunu fark etmeden hayatınıza devam edeceğiniz aşırı duygusal olduklarını düşündüğüm hayvanlar kendileri. Sokakta zamanınız yoksa başını okşayıp geçip gitmeyin yanlarından, zamanınız varsa oturun sevin okşayın yemek dertleri de yok esasında tek istedikleri gerçekten biraz zaman. Evinizde günlük en az 4 saat yürüyüş, 2 saat ev içi aktivite gibi bir zaman dilimiz yoksa (ki olmayabilir yoğunsunuzdur, haklısınızdır) lütfen almayın bu hiç büyümeyecek çocukları. Yetişkin bir köpek en fazla 5 yaşındaki bir insan aklına sahip olabilirmiş diye okumuştum bir makalede. Yani aslında diyor ki aslında bu makale; çocuğa gösterdiğin özeni göstermeyeceksen lütfen hayatına dahil olup onu mutsuzluğa sürükleme. Hayvanlarla büyümüş ve gerçekten dost olabildiğim kendimi adadığım 2 köpeğin arkadaşı olarak (birini yakın zamanda maalesef acı bir süreçle kaybettim) hala tam olarak çözemediğim muazzam canlılar kendileri. Çok iyi dost, çok iyi bir sevgi kaynağı onlar, hem kendinizi sevmeyi öğretirler size hem de empati yapabilmeyi.
biz de bir maymun türü olan insanlar olarak evrimi üzerinde direk hükmettiğimiz muhteşem varlık türleridir. belki de doğada yaptığımız bir kaç iyi şeyden biridir bu durum.
bundan on bin sene önce artıklarımızla beslenmek için peşimize takılan kurt, çakal ve tilki hayvanları bizim artıklarımızdan beslenip avlanma yeteneklerini kaybetmişlerdir. zamanla aramızda ortak iş birliği sonucu da günümüzde çeşit çeşit köpek türüne evrimleşmişlerdir.
üç günlük tecrübenin ardından evde beslemenin çok da kolay olmadığını keşfettim. olayı anlatırsam sanırım daha net anlaşılacak.
konu köpeğimiz toy poodle. yani evde beslemek için en ideal köpeklerden. çünkü köpeğin ne tüyü dökülüyor, ne kokuyor, ne de alerjiye sebep oluyor. hayvan bildiğin anti alerjik hatta. tokyo isimli bu arkadaş 4 aylık bir erkek. görebileceğiniz en şirin yaratıklardan. ve insan delisi. her gördüğü insana deli gibi zıplıyor. kucağa gelmek istiyor. yalamak istiyor. üç gün içinde hayatıma giren herkesten çok yaladı beni hayvan. artık çareyi elime koluma limon kolonyası sürmekte buldum. kokuyu alınca burnunu nereye sürteceğini şaşırıyor. ama hafızası uyuyup uyanana kadar. beş dakika kestirsin sanki üç gün hasret kalmışız gibi. yahut beş dakika duş alıp geleyim, yine aynı hikaye.
tokyo aslında tuvalet eğitimi kısmen olan bir köpek. yani diğer köpekler gibi çişe dışarı gitmek isteğinde değil. ha, götürsen gider elbet. ama pad var bir tane. gidip onun üstüne işiyor. ancak bölgesini işaretlemesi de gerektiğinden her odadaki her halıya işemeyi de ihmal etmedi. pad konusunda da isabet sorunu oluyor bazen. ama padine ya da civarına yaptığında ödül mamasını mutlaka bekliyor.
cins olarak en zeki ikinci köpek. yani eğitilmeye en uygun köpeklerden birisi.
özetle, benim deneme yaptığım köpek ev için en ideal köpeklerden biri olmasına rağmen, yine de olmadı. çünkü onu eğitmek ve alıştırmak sabır istiyor. ve bende o sabırdan yok. o sabır olsa bile o zamana sahip değilim. evde gün boyu tek başına bıraktığında kafayı yiyor hayvan. evet ona da alışması mümkün. geri geleceğini gösterek eğitebiliyorsan tek başına kalmaya. ancak yine sabır ve zaman çıkmazına saplanıp kalıyor insan.
demem o ki, kedi gibi değil. hani kediyi bırak, bir hafta yaşar tek başına. hatta "oh ulan, ne güzel herkes gitti, kafam rahat..." falan diye düşünür. köpek öyle değil. köpek bir tuhaf. insani duygular katmayın der eğitmenler ama hayvan üzülüyor. ben başka odaya gidince ağlayan bir hayvandan bahsediyoruz. gel onu gündüz sekiz on saat evde bırak...
buradan beslemek isteyenlere tavsiyem, gerçekten çok istemiyorsanız ve yeterince zamanınız yoksa bu işe hiç girmeyin. mümkünse eviniz müstakil olsun, değilse toy poodle'dan daha büyük bir cinsi denemeyin bile. ha bir de, evdeki eşyaları gözden çıkartmaya hazır olun. köpek bu, terlik çiğner, koltuk yer vs vs. evet hepsi eğitimle önlenebilir ama işte yine zaman konusu devreye giriyor.
bakımı kediye kıyasla inanılmaz zor olan tontiş canlı. çok fazla sabır, çok fazla zaman ve hepsinden daha fazla sevgi/anlayış istiyor. 2,5 hafta oldu sanırım, bir yaşında bir hanım katıldı ailemize. eğitimi neredeyse sıfır. bu zamana kadar çok sağlıklı koşullarda yaşamamış ne yazık ki. tuvaletini pede yapmayı öğrenmiş bir şekilde ama "gel" kelimesinden başka hiçbir komutu bilmiyor. öncelikle bahçeli evde yaşamanın verdiği rahatlık sayesinde öz güveni yerine geldi. geldiği günden beri bir defa dahi eve tuvaletini yapmadı, yavaş yavaş otur, hayır gibi basit komutlara alışmaya başladı. hiç hayatında şımarmadığı kadar şımardı. müthiş akıllı. tasmasız bir şekilde bizimle dağ yürüyüşüne katıldı. kedilerle anlaşma konusunda çok başarılı, evdeki manyak biraz mırın kırın etti ama alışacaklar bir şekilde. kendi insanlarını pis kokan bir salyalıyla paylaşmak istemiyormuş madam hazretleri... bahçedeki kedilerle de inanılmaz uyumlu. özellikle tektekle müthiş anlaştılar, gözlerime inanamıyorum.
on küsür yıllık kedi bakımı tecrübemden sonra köpekler hakkında ne kadar çok şey bilmediğimi bana yeniden hatırlattı kendisi. her gün her dakika onunla birlikte öğreniyorum, eğleniyorum, zorlanıyorum, heyecanlanıyorum ve güzel kalpli bir dostu hayatımıza kattığımız için çok mutluyum.
apartman dairesinde yaşayanlar için bakımı ızdırap olduğu için alerjileri yoksa kediye yönelmeleri tavsiye edilir. bahçeli evi olanlara hemen bir tane sahiplenmesi tavsiye edilir
yine sokak köpeği saldırılarıyla gündemde. bu saldırılar, sürüler hakikaten arttı mı, birileri gündem mi pompalıyor bilmiyorum.
yeri insanın yanıbaşı olan canlıdır. yanıbaşınıza koyduğunuz canlının bir bedeli, sorumluluğu vardır. bu, eğitim ve polisiye yöntemlerle kanıksatılmadan sokak köpeği problemi çözülmez.
Sokak köpekleri, kent dışında bir yaşam alanı olmayan, Yaşayamayan Ve insani atıklarla ya da verdiğimiz mamalarla beslenen canlılar. Töy kıs kıs diyerek hırçınlaştırmak yerine, başını okşamamız, yeri gelir sohbet etmemiz gereken insandan daha iyi canlılar. Köpekleri sevin. Size insandan daha iyi dost olacaklar, göreceksiniz.
uzaktan eğitim sırasında online dersten atılan ilk öğrenci olarak tarihe geçmeme yardımcı olan; bu konuda desteğini hiç esirgemeyen, hep yanı başımda yere sağlam adımlarını basarak bu muhteşem “an”a adımı yazdıran canlı.
Ders uygulama olduğu için hem hocanın hem de öğrencilerin kamerası ve mikrofonları açıktı bu arada. *
Şöyle: bir komşumuz yavru köpek sahiplenmiş, şapşal şapşal ağlıyor diye bizim köpek delirdi duvar var bir de göremiyor ama orada bir şey ağlıyor ve merak ediyor onu diye dakikalarca havladı “hani nerede nerede bir şey var orada, bak bak bak bak bak bak bak baaaaaaaak, orada orada ne o ne o, gel bana göster onu gel gel gel gel gel gel gel gel geeeeeeeel” diye havladığına eminim ama kanıtlayamam.
İnsanlar ufaktan gülmeye başladılar, hayır köpek havlamasının nesi komik ki ? Normal bir şey bu işte. Neyse O kadar çok havladı ki; hoca en sonunda: “kedi sen bir git köpeğine bak herhalde bir sorun var” dedi “yok hocam o başka köpek gördü diye havlıyor, kedi zannediyor kendisini ehehe” dedim ortamı yumuşatayım diye böyle şirinlik falan yaparak fakat adam en sonunda dayanamadı tabii “kedicim konuştuğumu ben bile anlamıyorum sen nasıl anlayacaksın çık hadi git, bak. sonra geldiğinde de mikrofonunu ve kameranı kapat öyle dinle soru sormak istersen açarsın” dedi. Adam yüzümü bile görmek istemedi artık 20 dakika boyunca bu sese maruz kalınca. Hayır bizimki de bir havlıyor sanki gök yarılıyor. İnsanlar da haklı. *
Ben her şeyi kapatıp bahçeye indim, beni gördü o yöne çekiştirdi, gittik; kucağıma aldım “bak şurada işte ufaklık” dedim, yavruyla selamlaştık ve benim muhteşem dostum sustu en sonunda.
Geldikten sonra hocaya özet geçip bir daha havlamayacağını söylemek için mikrofonu falan açtığım sırada tekrar başladı ! * Ne diyeyim ? İyi ki var. İyi ki böyle tuhaf anılarımın sebebi.
Halkımız argo da yine bir hayvanın hakkını yemiştir. seni aç köpek! Kudurmuş it! Vb. Olm köpek kadar sadık,dost canlısı ve Yoldaş bir hayvan mı var söylesene? Hayvan senin gibi birini mutlu etmek için elinden geleni yapıyor gerekirse kendi mutlu olmuyor seni mutlu ediyor sen de ödül olarak onu argoda kullanıyorsun aferin sana !
Doğal seçilim yoluyla ve yapay seçilim yoluyla günümüzdeki hallerine ulaşan canlılar.
Doğal seçilim zamanında insanlarla vahşi kurtların yolunun kesişmesiyle oluşmuş. Vahşi ve agresif olanlar öldürülmüş, uysal olanların yaklaşmasına izin verilmiş ve hatta belki de sevilip beslenilmiştir. Bu sayede tür içinde belli bir grup ayrışmış ve evcilleşmiş.
Daha sonra ise farklı türlerle çiftleştirip istediğimiz özellikte köpekler elde etmeyi öğrenmişiz ve bu da yapay seçilimi tetiklemiş.
Özellikle son seneler genetikteki gelişimimiz ile birlikte deli saçması köpekler üretebiliyoruz. Onun dışında en sevecen ve evcil hayvan olmaya aday türlerden biridir. Yirim ❤
"insanın en sadık dostu" falan olmayan, sadece hayatta kalma içgüdüsünün son derece kuvvetli olması sayesinde bulunduğu her ortama hemen adapte olabilme kabiliyeti çok yüksek olduğu için insana öyle gibi gelen/insanın öyle olduğuna inanmak istediği hayvan.
en asil duyguların hayvanıdır. bir gün bisiklete binerken anahtarımı düşürüp durdum. yanıma siyah iri bir köpek yaklaştı. elimi uzattım "naber yakışıklı" diyerek, kokladı, ben de başını okşadım, arkadaş olduk. vedalaştık, yoluma devam ettim. 50 metre ancak gitmiştim ki yolun kenarındaki bahçeden fırlayan, tasmalı sahipli iki köpek havlayarak beni kovalamaya başladılar. buralarda köpekler tekerlek görünce havlayarak kovalamayı çok severler. hal böyle olunca ben de çok paniklemeden biraz hızlanarak köpekleri atlatmaya çalışıyordum ki, biraz önce arkadaş olduğum koca kara şövalyem "hav hav hav hauvvv" diye ortalığı yıkarak bana yetişti, diğer iki köpeği çıktıkları bahçeye kovalayıp yanıma döndü. sonra beraberce yolumuza devam ettik. oradan yeterince uzaklaştığıma kanaat getirince durdu. ben de durup okşayarak kendisine teşekkür ettim. herkes kendi yoluna gitti.