salonlar aylık- 3 aylık- senelik üye olup 3 seferden sonra gitmeyenlerin aidatlariyla yaşıyor. salona yazılmayı düşünen herkese söylüyorum: "önce bir ay boyunca evde düzenli şınav çek. bakalım disipline gelebiliyor musun". diye. kendi evinde, salonunda, odasında bu kadarcık şeye üşenen adam çanta hazırlayıp -hele arabası yoksa- salona gidip, giyinip, soyunup, eve geri dönüp duş almaya daha fazla üşenir. yalan olur o iş, verdiğin parayla kalırsın.
Arkadaşlar hiç zor değil biraz zaman ayrın biraz da sabredin her şey çok güzel olacak. Saatimi kurarım sabah 7.30 a ve 30 dk mekik, şınav, omuz hareketleri yapıp duş alıp işime giderim. akşam iş çıkışı spor salonuna gider günlük egzersiz programımı uygularım ayrıca haftasonu sabah (genelde pazar günleri) koşusu vazgeçilmezim. ayrıca en iyi spor salonu evinize ve işinize yakın olandır.
çoğu kişinin hazzetmediği; ama çok da güzel pek de güzel yapılabilen şeydir. pandemi günlerindeki en eğlenceli mecburiyettir.
bakın bütün gezegen olarak depresyona girdik. ben ki sinir bozucu ölçüde neşeli bir insanım, vallahi "oynatmaya az kaldı doktorum nerde" vaziyetine geldim son on ayda. ama kilo almadım, sporu bırakmadım. bedenimizi korumalıyız ki psikolojimiz de sağlam kalsın. sağlam kafa sağlam vücutta bulunur demişler, haklılar. biliyorum çoğumuzun planları tepetaklak oldu, kimimiz işsiz, kimimiz okulundan ayrı vs. toparlanıp devam etmeliyiz bir şekilde.
oturdum evde kendinize ne tür iyilikler yapabilirsiniz toparladım yazdım. birinden biri size de uyar. deneyin canlarım.
alt komşuya ses gitmesiyle ilgili sorununuz yoksa yapabilecekleriniz: - ip atlamak: süper eğlenceli bir kardiyodur. ben 1 dk ip atlama, 30 sn hulahop çevirme şeklinde bir hiit antrenmanı uydurdum kendime, iki güne bir 15 dk yapıyorum. iyi oldu bence. - tae bo: dünyanın videosu var. efsane eğlenceli bir uğraş. - step: zaten pilates ve tae bo eğitmenliği yapıyordum, hazır eve tıkılmışken şunu da öğreneyim diye giriştiğim bir aktivite step. youtube derya deniz. deneye yanıla kendi tarzımı bulmaya çalışıyorum. evden çıkacağımız günler gelirse bunun da eğitmenliğini yapmak istiyorum. acayip eğlenceliymiş. - dans: çeşit çeşit danslar var. zumba var (ben hiç sevemedim gerçi bunu) ilginizi çeken bir şeyler öğrenebilirsiniz. yok uğraşamam derseniz 90'lar türkçe pop açıp gelişine kudurmak da bence gayet güzel bir kardiyodur, insanın modunu da yükseltiyor, öneririm. aslında bu ayakkabısız ve halı üstünde yapılırsa komşuyu rahatsız etmeyebilir de. ben at gibi tepinmeye dans adını verdiğim için rahatsız edeceğini sanıyor olabilirim.
komşuları rahatsız etmeden yapabilecekleriniz: - hulahop çevirmek: bakın bu bir mucizedir. dizi izlerken çevirerek kısa yoldan ve sessizce kalori yakabilirsiniz. - calisthenics: bu konuda bütün düşündüklerimi sıralamaya kalksam sabahlara kadar överim, feci bayarım. kısaca kendi vücut ağırlığınızla çalışma diye tanımlanabilir. calisthenics/#210389 ben bu olayı freeletics uygulamasından öğrendim, hala freeleticsle çalışıyorum. freeletics/#233056 çok da memnunum, öneririm. ihtiyaçlar mat, spor ayakkabı ve barfiks barı. - ağırlık çalışma: evde sehpa-barbell-dumbell'ınız varsa bayağı vücut geliştirme olayına bile girebilirsiniz. gerçi bu noktada kadın olduğumun notunu da düşeyim, erkeklere yetmeyebilir; ama hiç yoktan iyidir. - pilates: pilates/#205840 bu zaten benim uzmanlık alanım. on yıldır bireysel olarak yapıyordum, son iki yıldır da eğitmenliğini yapıyorum. youtube bu konuda da derya deniz. hangi malzemeleri alayım derseniz, bence sadece kalın bir mat ve en sertinden pilates bandı yeterli olacaktır. hoşunuza giderse diğer malzemeleri de edinirsiniz. ilk etapta şart değil. bu haliyle hafif geliyorsa ayaklarınıza 1-2 kiloluk ağırlık bağlayarak yapın. kanal önerisi olarak da şu kadının pilatesini çok seviyorum şahsen. -yoga: hiç sevemediğim bir iş. bunun da sertifikasını alsam mı diye 4 ay boyunca her gün yaptım ve neticede yogadan tiksindiğime karar verdim. yoga/#215179 ama seveni çok, videosu da bol, değinmeden geçmek istemedim. deneyebilirsiniz.
Eğer salonda çok çalışıyorsanız evde yapıp kendinizi zahmete sokmamanız gereken eylem hiçbir işe yaramaz. Hiçbir şey spor salonunun yerini tutmaz veya hangi sporu yapıyorsanız onun yapıldığı profesyonel alanı.
Evde 130 kglık barı düşürüp parkeyi kırmanızla spor salonu maliyetini ikiye katlamanıza sebep olur. Ha evde yoga, zumba falan yapıyorsanız uygun fakat ağırlık kaldırmaya gelmiyor.
gereksiz bir etkinlik. türkiye'de bu kadar geniş evi olan sayısı da azdır zaten. ek olarak koşu bandı gibi bir aletiniz varsa alt komşunuz tüm sülalenizi elden geçirebilir. efendice gidin salonda yapın.
Her aktivitede olduğu gibi sporda da mühim ve öncelikli şey olan 'niyet' ve 'motivasyon'dur. Profesyonel bir sporcu değilseniz ve resmi müsabakalara hazırlanmıyorsanız mümkünatı olan bir eylemdir.
Burnunuzun ucundan ter damladığı sürece yapılan her faaliyet, bedensel bir aktivite olmakla beraber; amacına ve duruma göre 'spor' olarak da değerlendirilebilir.
Şu an ilgili videoları bulabilir miyim bilmiyorum ama sadece havlu ile (evet doğru duydunuz; sadece havlu ile doğru hareketleri, doğru sürelerle yaparak) definasyon dönemine giren profesyonel sporcular vardır. Elbette motivasyon açısından evde birtakım hareketleri yapmak güçtür lakin 'spor yapıyorum' demeye engel değildir.
Özet : Branşına göre, amacına göre gayet de yapılabilecek bir aktivitedir.
genellikle tek başına yeteri kadar motive olamadığınız için bırakmanızla sonuçlanır, youtube'dan ya da diğer mecralardan gördüğünüz hareketleri yapmak, kondisyon bisikleti, yürüyüş ve koşu bandı ya da dumbell denen ağırlıklarla çalışmak gibi evreler kişiyi bir yerden sonra sıkar ve eylemden istediğiniz sonucu alamadan çalışmayı bırakırsınız.
çaresi, sizinle beraber spor yapacak bir ev üyesi daha, birbirinize spor günlerinizi hatırlatır, hatta benzer hareketlerde ne kadar ilerlediğinizi birbirinize göstermek için heveslenirsiniz. bir de, başıboş bir deryada yüzmek yerine kontrollü, programlı bir sisteme geçmek de işe yarar ki biz mesela freeletics'in çok yararını görmüştük. ancak freeletics, istediğiniz ilk sonuçları aldıktan sonra bir yerde yetersiz kalabiliyor ve eğer evinizde ağırlık da bulunmuyorsa bir yere kadar vücut ağırlığınızla çalışabiliyorsunuz. düzenli spor ve egzersiz yapmak, sporu hayatının bir parçası haline getirmek gibi amaçlar için evde spor yapmak şahanedir ama kas yoğunluğunu artırmak, vücut çalıştırmak için evde yeterli ekipmanınız yoksa insan ne kadar istemese de bir noktada spor salonu aramaya koyuluyor.
Neden evde spor yapılır? sorusuna en güzel cevap kesinlikle temizlik ve maddi kayıp olabilir.
Şimdi, gidip bir salona üye oluyorsunuz. Genelde tercihen kalite değil de ucuzluk arandığı için mahalle ya da apartman altı salonlara gidip en az 3 aylık üyelikle kayıt oluyorsunuz. Salona bir giriyorsunuz toplama kampı gibi suriyelisi, afganı, türkmeni, özbeki hepsi orada. Adamların havlu kültürü yok, sıra bekleme adabı yok yalap şalap tuttuğu alete dnasını bırakarak spor yaptığını sanıyor. eşinizin ya da annenizin pazar poşetlerini taşısanız sağlıklı olur sizin için.
A+ bir yere gittiniz diyelim. Selamın aleyküm dediğiniz an kartınızdan 10bin ile 12bin tl arası sadece salona üyelik parası gidiyor. Geçen sene pandemiden dolayı mart ayında salona gitmeyi bıraktığımda ortalaması böyleydi. Bu para ile salonun tüm özelliklerini kullanabilirsiniz ama altyapı ve bilginiz yoksa spor yapamazsınız. Size başlangıç seviyesi bir liste verirler, bir kaç hareketi gösterip bunları şu kadar süre yap derler. Ara sıra yanlış form tuttuğunuzda gelip yardımcı olurlar. Sıfırdan başlayayım ama her şeyi düzenli yapayım derseniz pt (personal trainer) ile anlaşıp saatlik ya da aylık çalışabilirsiniz. Bununda fiyatı hocasına göre değişir. Aynı sene ortalama bir hoca 20 saat için 3bin TL falandı. Parasını hak eder mi? Bence hocasına göre değişir ama sonuna kadar hak eder. Yere düşsen baban tutup kaldırmaz ama bu insanlar sana ayırdıkları süre içerisinde tek odakları sen olacak şekilde her hareketini inceliyor. Bu da sakatlık riskini ortadan kaldırıp düzgün form ile doğru yeri çalıştırmanı sağlıyor. İşin içine beslenme ve supplement girdiği zamanda dersiniz ki; gidip pazar poşeti taşıyayım :)
Kendim yaptığım spor odasına göre kıyaslama yapacak olursam hem avantajlı hem hijyenik.
Evinizde varsa boş odanızda yoksa deponuzda yani hemen hemen 15-20 m2 alanda kendi spor odanızı oluşturarak hem temizlikten kazanıp hem paradan kısarak kendi spor odanızı kurmanız daha mantıklı. Zemin için Tatami minder ya da kauçuk zemin, konfor için mat, zevke göre döküm ya da kauçuk ağırlık ekipmanı, yüksek ağırlık için kemer ve Mutli istasyon denilen aletle bir çok hareket kolaylıkla yapılabilir. İhtiyaca ve yapılacak spora göre aletler daha uyguna ya da daha pahalıya gelebilir ama aldığınız bu aletlerin artık sizin olduğunu bilmek mental olarak rahat hissettirir. İstediğinizde bırakın, istediğinizde geri başlayın. Kendi spor salonunuzun hem hocası, hem üyesi olun.
Her şeyden önce sağlığınızı dikkate alın ve dibini görmediğiniz suya girmeyin. Bir heves ile başlayıp para basmayın, ısınmadan ve yapacağınız hareketin formunu bilmeden yüksek kilolara çıkmayın. Severek başlayıp ağlayarak veda etmeyin.