sizi bilmem ama ben anlaşamıyorum bu arkadaşla. kimisi bacağıma bildiğin yeni boğumlar açıyor, kimisi sürüne sürüne aşağı inip ayak altında toplanıyor. hani sağ sol ikisi birden aynı şeyi yapsa ona da razıyım. aynı çiftten birisi inerken öteki ayağımı kangren yapmanın peşine düşüyor.
lakin bu kötü huylarına rağmen, giymediğin zaman motor bozuluyor. gerçi benim elim üşüyünce de motor bozuluyor. heyecanlanınca da. stres yapınca da. uzun yola çıkarken. uzun yoldan dönerken. otobüs yolculuğunda hele. belki benim motor hep bozuk, bilemedim.
içlerinde en gıcık olduğum ise kilotlu olan versiyonu. bu noktada kadınları tebrik ediyorum. çekilir dert değil çünkü. daralıyorum ben giyince. lakin merter'de e5'e çıktığım günlerde giyiyordum. mini etekle güzel duruyor.
şaka lan! saçmalamayın! espri yaptım... bacaklar çarpık benim. mini etek hiç bir şekilde güzel durmuyor.
kim icat ettiyse ruhuna bolca dua ettigim uber giyecek. sadece dus alirken coraplarini cikartan biri olarak acayip seviyorum bu meretleri. ozellikle yatarken cok rahatsizlik verebilir corapsiz yatmak. bir de ayak fetisleri ve fanteziseverler icin sex materyali olabiliyor.
Utanmasam parmak arası terlikle bile giyerim, o derece..
Termal çoraplarım falan var, hiç sevmem üşümeyi, kar botu falan giyerim gündelik hayatta, o yüzden benim için bir tutkudur çorap!
Garip bir aksesuardır, beyaz giydiğinizde ülkücü derlerdi bir zamanlar, ki kıro muamelesi yaparlardı beyaz çorap giyenlere. Oysaki dünyanın en güzel olayıdır beyaz havlu çorap giymek...
Mörfi kanunlarının sirayetinin mutlak olduğunu düşündüğüm giysi. Dolabınızda ya hiçbir zaman çift olarak bulamazsınız ya da bulduğunuz çift çoraptan biri muhakkak yırtıktır.
Önemini ve konforunu, 27 yaşında fark ettiğim ve bundan da tatlı-komik bir burukluk duyduğum giyim eşyası.
Hatta en önemli giysilerden biriymiş, onu fark ettim. Ben her zaman çorap işini geçiştirmişimdir. Çorap işte en fazla ne fark edebilir, demişimdir.
Amma çok yanılmışım, bayağı çok hem de.
Annem bana geçen Penti'den çorap almış. Miğfer, sana Penti'den çorap aldım, giy de bir bak; dedi.
Masum annesinin, iyi niyetine aldırış etmeyen, kötü kalpli miğfer. Aman, anne çorap yeaw ne fark eder, dedi tabii.
Fark ediyormuş len, valla. Çorapları ayağıma geçirir geçirmez, sanki ayaklarım bir anda beyin sahibi oluverdi. Ve ayaklarımın kafasının içinde şu çalmaya başladı.
Bir anda Pamuklar diyarında, yumuşak zeminler ülkesinde vatandaşlık hakkı kazandılar.
Ayaklarım bana bu çorapları giymek için resmen figan ediyorlar duyuyorum. Sauron sanki yüzüğün yanında bu çorapları da dövmüş, etkisinden çıkamıyorlar.
Hayatımda ilk defa çorap giymekten keyif alıyorum, bundan keyif alınacağını düşünmezdim.
Velhasıl kaliteli ürün, önemli arkadaşlar. Evet, günün dersi bu. Çorap deyip geçmeyelim, Ayıcıklarımıza yardım edelim.
Günün birinde, çoraba övgü, temalı bir yazı yazacağım da hiç aklıma gelmezdi ya.