-
Bu hafta vizyona giren bol aksiyonlu film. Genelde devam filmleri ilk filmin gerisinde kalır ama bu film en az ilki kadar iyi olmuş.
Seyir zevki yüksekti fakat üçüncü filme zemin oluşturmak için bu filmin yarıda kesilmiş gibi bitmesine üzüldüm. Halbuki olaylar tamamen nihayete varsaydı, daha çok heyecan yaşardık.
Ama bir konuda sizleri uyarayım ki, filmde sadece belli konular işlenmiş. Yani ilham verici şeyler arıyorsanız yanlış adres. Klasik aksiyon. -
çok iyi film, hatta ilkini (bkz: john wick) geride bırakacak kadar iyi bir film.
uzun planlarla sunulan silahlı vuruşma sahneleri filmin alametifarikasıyken, hiç kuşkusuz john wick karakterine keanu reeves'den başkası da olmazmış bu filmle daha iyi anladık. müzik kullanımındaki güzellik, özellikle de italyadaki partide ayyuka çıkarken; filmin atmosferine hakim olan The Continental Hotel eksantrikliği, benzer etkiyi kolaylıkla verebilecek roma sokaklarıyla neden perçinlenmemiş, tek eksikliğini hissettiğim husus bu oldu.
laurence fishburne 'un da oynadığını bilmiyordum, ki perdede gördüğümde yüzümde bir tebessüm belirdi; elbetteki (bkz: the matrix)
riccardo scamarcio filmin diğer başarılı yüzüydü Santino D'Antonio rolüyle.
wick'in de dahil olduğu suç örgütünün katı kurallarıyla çerçevelenmiş sofitike yapısı, ilk filmde olduğu gibi bunda da filmin en önemli parçalarından birisi ve filmin atmosferine çok önemli bir katkı yapıyor ian McShane'in (Winston) oyunculuk başarısının katkısıyla da.
üçüncü filme açık kapı bırakan finali her ne kadar tatsız olsa da, son zamanların en tatmin edici aksiyon filmlerinden birisi. -
ilk filmin çok tutmasıyla çekilmiş, üçüncü film için geçiş filmi niteliği taşıyan, gerçekten de keanu reeves'ten başkasının başrolde olamayacağı aksiyon filmi.
ilk filmin bilgisayar destekli sahneleri çok eğreti duruyordu. ayrıca reeves'in konuşma metinleri de oldukça başarısızdı. yan karakterler yeterince derin değil, süs niyetineydi. bu filmde bu sorunlar nispeten daha az hissediliyor. aksiyonu ilk filme göre daha bol, senaryo anlatmadaki başarısı daha iyi bu filmin. yan karakterlerin içine bir anda girmemiz beklenmiş ama bu olamıyor. ayrıca bazı çekimlerde (yanan ev sahnesi gibi) oldukça sırıtan cgi, beni rahatsız etti.
bir çizgi roman karakteri olsaydı, constantine ile aynı hisleri paylaşabilirdim john wick hakkında. hele ki, özellikle bu filmde sık sık geçen "şunu şöyle yapmamalısın john" gibi cümlelerde constantine'i andım bol bol. reeves faktörü böyle oluyor tabii. çizgi romanıyla alakasız da olsa, reeves sayesinde film müthiş bir hale gelmişti. john wick için de böyle denebilir. quora 'da da cevaplandığı gibi, o fotoğraftaki deniz piyadesi nereye, reeves nereye, di' mi?
aksiyonu bol, senaryosu eh işte film. reeves hatırına çiğ tavuk bile yiyebilecek bünyelere ilaç gibi gelecektir. öneririm, izleyin. -
-- spoiler --
john wick abimiz hakkındaki "kalem" efsanesinin sadece bir efsane olmadığınız bize gösteren devam filmi.
-whoever comes, i'll kill them all!
-ofcourse you will!
-- spoiler -- -
naaptın sen jonathan!
-- spoiler --
continental sınırları içerisinde iş bitirilmez bilmiyor musun bunu? winston seni ne kadar da seviyordu halbuse. şindi bütün dünya senin peşinde, aurelio'ya bile mesaj gitti.
-- spoiler --
ilk filmi çok beğenmiştim. tam bir aksiyon filmi işte.
bi insan aksiyon filminden ne beklerse hepsi bu devam filminde de var. john wick'in karizmasını yere göğe sığdıramamıştım. bu filmde yine baştan sona karizma olmakla birlikte ait olduğu suç dünyasının kurallarını delmekle karizmayı biraz çizdirdi.
-- spoiler --
ilk olarak o markayı kabul etmemek yapılabilecek en büyük hataydı. bunu sana winston'ın söylemesi mi gerekiyordu?? ben anladım adamın reddedilince saldıracağını, sen nasıl anlayamadın, işte onu anlamadım..
ve ayrıca Santino D'Antonio'yu continental'in barında öldürmek de ne oluyor. winston sana sakin ol jonathan, git burdan demedi mi, dinlesene büyüğünü.
-- spoiler --
adamın her gittiği yerde tanınması ve her gittiği yerde saygı görmesi acaip sofistike.
yannız o altın sikkelerin hikmetine eremedim bi türlü. kaç para ediyor acep? otele ödeme yaparken 1 tane bıraktı resepsiyona, ama takım elbiseyi alırken 3 tane bıraktı, enteresan.
film tam olarak ilk filmin devamı gibi başlıyor. ya başka ne olacağıdı demeyin, yani kaldığı yerden aynen devam ediyor.
rus mafyasını pek karizmatik bulmam, ama italyanlar öyle mi ya! bu ikinci filmde italyan mafyasına dalması beni ziyadesiyle memnun etti.
şimdi filmin görselliği 10 numero, aksiyonun dibine de vuruyor. karakterler falan çok başarılı. oyunculuklar müthiş. o dünyaya ait değiştirilemez kurallar filmin karizmasına karizma katıyor. ve fakat lakin kafamda deli sorular, anlayamadığım pek çok nokta var. filmin mantıksızlıkları demek istemiyorum bunlara, taraflıyım john wick'e karşı, kayırıyorum onu. ama işte normalde aksiyon filmleri en tercih ettiğim tür olmadığından mütevvellit bazı konularda da hassasiyet gösterebiliyorum. lafı uzatmayayım, merak ettiklerim şunlar efenim:
-- spoiler --
1. şimdi bu jonathan romadaki hatunun mabedine girerken 1 allahın kulu da kendisini görmedi ya.. e arkadaş çıkarken de aynı yolu kullansana! ne diye dalıyon konserin ortasına..
2. 1 altın sikke kaç miliyor dolar ediyo?
3. bu continental oteldeki resepsiyonist amca 7/24 hep orda mı duruyo? bi kere de başkası karşılasın.. adam hiç mi uyumaz, hiç mi evine gitmez. sabah otele giriş yaparken de o, gece yarısı otel odasını arayan da o.
4. kahramanımız, herkesin kafasına kurşunu sıkarken cassian ve ares'i neden öldürmedi?? peşine düşeceklerini bile bile hemi de.. sanki peşine düşecek adam kıtlığı var. tüm dünyaya açık ihale gönderildi ayol
-- spoiler --
ha bir de şu var, madem continental'de kimse kimseye elleşmiyo, yat hafız orda 3-5 gün. dinlen, bi kendine gel. yaraların neyin iyileşsin. hemen zabahınan dalıyon yine olayların içine. ne ara bindin uçağa da ne ara gittin new york'a!
son olarak: (bkz: excommunicado)!