yakıt ve oksijen yakarak havada ve uzay boşluğunda yol alan bir araçtır.
ilk 1232 yılında çinliler tarafından savaşta kullanılmıştır. daha sonra gelişmiş roket ve roket üretimi başta avrupa'da olmak üzere büyük ölçüde artmıştır.
ismini 1379 yılında italyan roket ustası muratori tarafından yapılan bir kestane fişeğine verdiği "rocchetta" isminden alır. zaman içerisinde ingilizce "rocket" ismine evrilir.
teorik tanımdan sonra bir parantez de, bu sabah adını bir büyüğümden duyduğum çinli wan-hoo (ing. wan-hu)'ya açmak istiyorum. kendisi tarihteki ilk astronot olarak geçiyor. bunu nasıl başarmış diye sorarsanız, adam aya gideceğim diye tutturuyor ve basit bir roket dizaynı tasarlıyor. bunu da sandalyesine bağladığı 47 büyük havaifişek ve iki büyük uçurtma ile yardımcılarının ateşlemesi sayesinde başarmış. tarihi kayıtlarda bu olay geçiyor ama sonraki akıbeti hakkında bir bilgi yok.
adamın cesedi artık aydan mı çıkar, marstan mı çıkar yoksa everest'in tepesinden mi çıkar bilinmez. lakin nasıl kafada insanlar var hayret etmeden duramıyor insan.
bir balonu şişirip hava giren yerini bağlamadığınızda ilkel bir versiyonunu elde edeceğiniz; silah, taşıt vs amaçlı kullanılan nesne.
roket yakıtı, roketin içinde yanınca doğal olarak içeride bir basınç oluşuyor. gazlar da termodinamik yasaları gereği "la yeter bunaldım!" deyip roketten dışarı çıkmak istiyorlar. böylece oluşan basınç roketi ittiriyor.
bu arada roketin ateşlendiği platform epey hızlı hareket ederse, güçsüz bir roketin menzilini arttırabilirsiniz. ama platformun aşağı yukarı roket hızında falan olması gerekir. bir nevi mancınık etkisi yaratıyor.
Atış sırasında mekanik olarak yön verilen, yörüngesinin başlangıcında öz itmeli olarak yol alan ve daha sonra yalnız balistik kanunlarına bağlı kalan mermi.
"roket", araçta bulunan motorun ismidir. roket motorunun yaptığı işi kabaca tanımlarsak; çeşitli yakıtların, çeşitli maddelerle (örneğin oksijen) yakılmasına dayalı itki üretmek diyebiliriz. aslında sadece roketler değil jet motorları da aynı prensiple çalışır, ancak jet motorlarında yakıt dışarıdan alınan hava ile yakılır. roketlerde dışarıdan hava girişi olmaz. yakıcı ve yanıcı madde, veya daha spesifik terimlerle ifade edersek "fuel" ve "oxidizer"; rokette bulunur. uzay şartlarını göz önüne aldığımızda, hava girişine ihtiyaç duymadan yanma sürecini gerçekleştirebilen bir motor gayet mantıklı. kitaplarda buna "öz itme" dendiğini de görebiliriz, roketler öz itmeye sahiptir. ilerlemek için dış etkiye ihtiyaç duymazlar.
roketler katı ve sıvı yakıtlı olabilirler. aralarındaki fark: sıvı yakıtlı roketlerde yanıcı ve yakıcı maddeler ayrı tanklarda tutulurken; katı yakıtlı roketlerde yanıcı ve yakıcı, reaksiyona girmeye hazır biçimde homojen bir katıda karışım oluşturmuş haldedirler. "homojen", her noktada aynı özelliklere sahip olduğunu belirtir. aksi taktirde katı yakıt yanarken farklı noktalarda farklı şiddette etkiler görülebilir. katı ve sıvı yakıtlı roketler kullanım alanlarına göre de farklılık gösterir. örneğin kısa mesafeli askeri roketler genelde katı yakıtlı yakıtlıdır, çok kısa sürede çok fazla itki üretir ancak tükenirler. atmosfere-ötesine giden roketler ise, boyutuna ve amacına da bağlı olarak genelde sıvı yakıtlıdır.
roketin çalışma prensibine gelirsek; roket, isaac newton tarafından keşfedilen ve newton'un 3. hareket yasası olarak da ifade edilen etki-tepki yasasından faydalanarak ilerler. bu yasa yaratılan her etkinin eşit ve zıt yönde bir tepki kuvvetine neden olacağını söyler. açıklaması şu: roket motorunun yanma odasında ilgili süreçler gerçekleştikten sonra, reaksiyon sonucu oluşan yüksek sıcaklık ve basınçtaki gazlar, basitçe "egzoz" diyebileceğimiz "nozzle" yardımı ile hızlandırılır ve dışarı atılır. bu durumun tepkisi de, aracın egzoz gazlarını attığı yönün tersine ilerlemesidir. nozzle yapısına ve yanma ürünü gazları hızlandırarak dışarı atmasına başka bir yazıda ayrıntılı olarak değineceğim, buraya şeklini koymakla yetiniyorum.
roket motoru sondaki o genişleyen kocaman parça nozzle kısmı