tanrı'ya yer yoktur. aksine aydınlık ve öfkeli karanlık gibi iki unsur tanrı'nın yerini almaktadır. karanlık kendi halinde maddi bir şey değildir ancak bir kere onun kümeleri aydınlığın bölgesine girmiş ve onu istila etmeye girişmiştir.
ilk insan ona karşı çıkınca, kümeler onun parlak vücudunu ele geçirip, parçalayarak işkence etmişlerdir.
işte karanlığın içinde bulunan bu ışık kümeleri maddi dünyada da vardır ve maniheistler'in amacı bu esir ışık kümelerini maddenin gözlerinden kurtarmaktır.
12 yaşında bir hristiyan çocuk olan (muhtemelen gnostik) mani çevresinde gelişmiş din. Mani, "ikiz" adını verdiği meleklerden vahiy aldığını söylemiş ve böylece maniheizm gelişmeye başlamıştır.
Mani, 24 yaşına geldiğinde tanrı'nın asyalılara buddha aracılığıyla din gönderdiğini savunmuş ve Hristiyanlık ile o dönem inanılan tüm inançları tek potada eritmiştir.
uygurların budizm ile birlikte kabul ettiği dinlerden. tapınak dini olması ve et yemenin yasak olması sebebiyle (et yemek yasaksa, insanlar mecburen tarıma yönelecek) türklerin yerleşik hayata geçmesine sebep olmuştur. yerleşik hayat da türklerin ticaretle tanışmasına sebep olmuştur.
türklerin savaşçı özelliklerini kaybetmesi de biraz bununla ilişkilidir aslında. o çağlarda henüz tüfek olmadığından yerleşik hayata geçmeniz orta asya taraflarında çok da bir şey ifade etmemekte aslında. hatta sık sık barbar (şehirli olmayan, göçebe anlamında) akınlarına maruz kalmanız yerleşik
aziz augustinus da hristiyan olmadan önce manici olmuştur. hatta bu inanç sebepli bazı düşüncelerini, hristiyan olduktan sonra da terk etmekte zorlanmıştır.