1. 'de yaşanan bir olayla psikolojiye giren sendrom. bir banka soygunu sıradasında kendisini 6 gün rehin alan adama aşık olan bir kadının yaşadıkları buna konu olmuştur.
    #24161 thedirector | 8 yıl önce
    0sendrom 
  2. kısaca seni alıkoyana aşık olma meselesi.soygun kaçırma gibi olaylarda gerçekleşen olaydır.
    #24169 humblesquirtle | 8 yıl önce
    0sendrom 
  3. (bkz: )
    #24442 İyi adamdim ben | 8 yıl önce
    0sendrom 
  4. olay isveç'in stockholm şehrinde yaşanıyor. banka soygunu sırasında soygunculara sempati besleyen rehineler işin sonunda kaçmalarına yardım ediyor.

    o zamandan beri kurbanın saldırganına sempati duydugu durumları anlatmak için kullanılır.

    isveç'de yaşanması oldukça manidardır lakin isveç "beyaz adam suçluluğu" denilen, kendini imkanları yüzünden suçlu hissetme halini,n akıl dışı boyutlarda görüldüğü "ezik" bir kültürdür. bakmayın o kara metalcilere, göçmenler isveçli kadınlara tecavüz ettikten sonra kurbana değil göçmene destek için yürüyen feministlerin ülkesinden söz ediyoruz.

    neyse efenim hayata başından suçlu bakmanın, habire "bende ne hata var" diye sormanın beslediği bir aşırıya kaçmış empati durumudur. allah kimseye vermesin.
    #24444 son kurtadam | 8 yıl önce
    0sendrom 
  5. La casa de papel sendromu .
    #131483 isthatnotokey | 6 yıl önce
    0sendrom 
  6. Türkiye siyasal seçmeninin ve günümüz hatunlarının birçoğunun yaşadığı kafadır. Tavsiye edilmez
    0sendrom 
  7. Rehinenin kendisini rehin alana karşı sempati beslemesi durumu. Celladına aşık olmak da denebilir.
    #132046 crawfordgoldsby | 6 yıl önce
    0sendrom 
  8. katiline aşık olmak.

    önce aşkı tanımlasam, ilk aklıma gelen sevgili, eşe duyulan şiddetli duygu olurdu. “bir delilik hali” demiş, adını unuttuğum ama tanımını unutmadığım yazar.

    ama aşk denen duygu, sadece genel anlamda anladığımız şey de değil bence. menfaate, paraya, güce, makama, başarıya, hırsa, yemeye, içmeye, sevişmeye, övgüye, beğenilmeye vs. olan aşkımız var birde. varoluşsal olarak, hayvansal dürtüler bunlar. aslında hayatta kalabilmek adına olması gereken birazda. doğal seçilimin güç kriterleri.
    dinler terminolojisinde nefis olarak adlandırabilir, hep kötülenen.
    nefis; yani insan iştahını kabartan şey. şiddetle istediğimiz, isteğimize aşık olduğumuz.
    bu bir yanımız işte, kimine göre karanlık yanımız ama en gerçek yanımız, en tehlikeli yanımız.

    bir de insanın özü olan içindeki cevheri, yani öbür yanı.
    “hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
    merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen”
    beytinde şeyh galipin dediği gibi. yani “kendini yargılama, çünkü sen kainatın göz bebeğisin.”
    insanın çok kıymetli vicdanı, kalp pusulası, onu kainatın hem veziri hem rezili yapabilecek bıçak gibi baş belası aklı. bu da insanın literatürde övülen diğer yanı.

    iki yönlüyüz yani, iki kutuplu, iki karakterli, iki cinsiyet, polar, apolar (en az iki). kainatın muhteşem zıtlık paradoksu gibi. gece ve gündüz, ay ile güneş, raskolnikov ve sonia, ak ile kara. ahhh vanya…
    peki hangi tarafımız iyi hangisi kötü?
    içimizdeki bu iki zıttan mustarip, hasta ve yorgun. hep iyi olmak na mümkün, hep kötü olmak daha mümkün.
    aslında iki yönümüz de, ne tam iyi ne de tam kötü. mesele ikisini de dengede tutabilmek, bu zıtları uyum içinde taşıyabilmek. iki güç birbirine balans ayarı.

    lakin o aşka, şehvetlere kendimizi kaptırılsak ve dengeyi bozarsak;
    tahtımızda firavun gibi “sizin tanrınız benim” diye nara atarken,
    karun gibi gözünü hazinelerin zenginliği bürümüşken, bir anlık sendelemenle üzerine çullanırlar.
    hiç sendelemeden yürünür mü peki?
    belki.
    cambaz olsak belki, içmezsek belki, öbür insan yanlarımızı unutabilirsek belki, acımazsak belki.
    ama değilsek .
    aşklarımız yollarımıza pusu kurmuş birer vahşi hayvan gibi beklerler, sendelediğimiz anda atılmak için.
    canavarca hislerle işlenmiş taksirli suç... kasten, cebren .

    ve son nefesimizi verirken, hani katil ve maktul göz göze gelirler ya işte o zaman anlarız katiline aşık olmak ne demek. nasıl da şehvetle istedin onu nasıl, elleri nasılda boğazını sıkmakta, o kıyamadığın canım elleri nasılda nefesimizi boğmakta.
    gözler cam gibi ona takılmış, aşk dolu bakışlarla yerinden uğramıştır artık.

    aşk cinayeti işlenmiştir.

    ve aşık olduğumuz şehvetler koca bir hüsran.

    ve stokholm.
    0sendrom 
  9. ismini, 1973 yılında stockholm şehrinde gerçekleşen bir banka soygunundan alan sendrom. 6 gün boyunca, soyguncuların elinde rehin kalan banka görevlileri ile soyguncular arasında duygusal bir bağ oluşur.
    mahkumun, celladına aşık olması durumu da denebilir.
    #202023 wernerkarlvonhaeften | 4 yıl önce
    0sendrom