-idil'e- o şehre davrandığın gibi davran bana da o şehre gittiğin gibi bana da git uçarak bana da in, bana da kon ve el salla geride bıraktığına: elveda benim küçük adamım! ufacıktan bir şehri nasıl adam ettinse, sevdinse adam gibi, beni de o şehir gibi sev! korkma sakın, adam etmez aşk beni, geç benden, benim de köprülerim var, aşkı seyret oradan, dalgın günüm geçiyor, benim de gecelerim var, danset, eteklerin fırdönsün, sen bana dön, bana eşlik et, benim de sabahlarım var, uyanmaya ne saat, ne telefon, ne kapı: bisikletin zilini dizlerini kanatan bir deli kız çalsın yeter ki! benim de parklarım var, uzanıver salkımsaçak üstüme, dalımdan tut, benim de yapraklarım var güneşli gövdene müjde eli kulağında bahar, benim de şiirlerim var, aşk konulu, senin o şehri sevmene benziyor, seni sevmeye benziyor adamakıllı serserin olana kadar
adam şapkasına rastladı sokakta kimbilir kimin şapkası adam ne yapıp yapıp hatırladı bir kadın hatırladı sonuna kadar beyaz bir kadın açtı pencereyi sonuna kadar bir kadın kimbilir kimin karısı adam ne yapıp yapıp hatırladı.
yıldızlar kıyamet gibiydi kaldırımlarda çünkü biraz evvel yağmur yağmıştı adam bulut gibiydi, hatırladı adamın ayaklarının altında yıldızların yıldız olduğu vardı adam yıldızlara basa basa yürüdü çünkü biraz önce yağmur yağmıştı.
ne zaman adam gibi adam oluyor insan çok gezdiğinde mi çok gördüğünde mi çok bildiğinde mi çok ünlü çok zengin olduğunda mı çok sevildiğinde mi yoksa bunların hepsi bir kenara adam gibi sevdiğinde mi