bir yazarın içinde bulunduğu dönemdeki birçok alanda ün yapmış kişilerle toplumun tümünü ya da bir sanat ve meslek grubunu ilgilendiren bir konu üzerinde yaptığı konuşma.
bir çeşit sözlü sınav çeşidi. akp sağ olsun; hiçbir kamu kurumu, belediye kurumu, banka mülakatsız işe alım yapmıyor. hatta iş o kadar boka battı ki, kıytırık bir ilçenin kaymakamlığının vakfına personel olarak girmek için bile mülakat yapılıyor. hani akp, düzenini kendisinin kurduğu bu mülakat belasını kaldırıyordu lan! hani olm!
bugün haberlerde 22 yaşındaki doğuş can kavaklı'nın intiharını görünce içim şişti. hem sizinle paylaşayım hem de burada not olarak kalsın:
bu kadar boktan bir dönemde 20 küsur yıl can çekişmemişti bu ülke. en azından savaş çıkar, iç savaş çıkar, darbe olur; eski düzen komple yıkılır ya da yıkılmış gibi görünür, yepyeni bozuk düzen işler hale gelirdi. aynı düzen bilindik dümenlerle bu kadar uzun süre ayakta kaldıysa, bunun değişmesi için de bir 20 küsur yıl gerekecek. mülakat mevzusu bu hayasızlıkların belki ucundaki tüy olabilir ama kaldırılması bir şekilde düzenin değişmesi için de umut olacak. mülakat sistemi komple kaldırılana kadar seni unutmayacağım doğuş can.
edit: yukarıdaki haberlerde var mı, bilmiyorum ama ekleyeyim ben gene de: mülakatta kaymakam da var, ilçe müftüsü de var. olm, müftü kaymakamlığın pdr alımında ne bok yiyor olabilir ya? kim olm müftü, kim? dini olmayan mevzularla işi ne olabilir, paradan başka, mamadan başka, yalanmaktan başka? neyse, gidip sakinleşeyim.