zamanında ülkenin en büyük gazetesiydi. genç yaşlı herkes haber almak için onu okurdu. hükümetlerin kurulmasında, yıkılmasında büyük rol oynadığı konuşulurdu. en iyi köşe yazarlarına ev sahipliği yapardı. başyazarı ben kendimi bildim bileli oktay ekşi gibi bir efsaneydi.
sonra demirören'e satıldı* ve bugün itibarıyla başyazar gibi çok önemli bir göreve sadece sağlıkla ilgili yazılar yazmış, süleyman demirel'in özel doktorluğunu yapmış osman müftüoğlu'nu getirdiklerini açıklamışlar. *
özgürlük anlamına gelen kelime. fransız ihtilaline kadar giden aydınlanma hareketinin üç temelinden biridir *. bizde de II. meşrutiyetin ilanına giden olayların simge sloganlarından biri olmuştur. hürriyet adalet müsavat* şeklinde. aradan geçen bu kadar zaman, yıkılan imparatorluk, kurulan cumhuriyet süresince pek yol alındığı söylenemez. bu üç kavramın eksikliği ve bunlara yönelik talep halen taptazedir.
en kısa anlamıyla özgürlük demektir. Hür bir birey, yasal sınırlar çerçevesinde istediğini -başkalarının hakkını ihlal etmemek şartıyla- özgürce yapabilmektedir.
Eskiden beri -alakası var mı yok mu bilmiyorum ama- milliyet gazetesiyle kardeş olarak gördüğüm gazetedir.
bizim evde gazete okuyan olmasa da ilkokuldaki öğretmenlerimin elinde olurdu ve çevre esnafların dükkânından eksik olmazdı, tutulan bir gazeteydi.
Demirören'e satıldıktan sonra yazık oldu gezeteye vesselam.
Amiral gemisi olarak adlandırdı türkiye'deki tüm gazeteler için.
Nerden nereye işte belki demirören saldıktan sonra doğru düzgün birinin eline geçer de tekrar canlanır.
