sydney pollack 'ın ölmeden 3 sene önce, 2004 senesinde çektiği politik gerilim filmi. tam olarak politik ifadesini kullanmak doğru olmayabilir belki.
başrollerde nicole kidman ve sean penn ''in oynadığı filmde, pollack 'da ufak bir rol vermiş kendisine.
sonda söylemem gerekeni başta söyliyim, film klişeler içinde kalmış, iki müthiş oyuncusu arasında doğru ritmi bulamadığı içinde karşılıklı oyuncu performanslarına ihtiyaç duyduğu sahnelerde sıkıcı olmaya başlayan bir film. kidman ve penn arasında yaratılamayan gerilim ve tutku, filmi can damarından vurmuş ve hikayenin bayatlığı yüzünden ilgi çekici bir film olmasının da önüne geçmiş.
film, birleşmiş milletlerde sümultane çevirmenlik yapan kidman 'ın, bm 'de konuşma yapacak güney afrikalı bir lider hakkında yanlışlıkla duyduğu suikast planı yüzünden başını belaya sokup, gizli servis ajanı penn ile karşılaşması çevresinde gelişiyor. bu ahlaksız, utanmaz, kendi insanlarının ölümüne göz yuman afrika - ortadoğu lideri klişesi biraz sıkıcı durmakta filmde. suikastin planlarının arkasında yatan motivasyonda local olunca, film ilgi çekicilikten biraz uzak kalıyor. bu tip bir filmden çok daha fazlasını beklemekte insan, afrikada, ortadoğuda körüklenen darbelerin veya sivil ayaklanmaların arkasında yatan nedenler, motivasyonlar, yabancı güçler bir çok film için kurtuluş kapısıyken, bu filmde iş fazlasıyla karakter hikayesine takılmış durumda. oysa ki söz konusu kariyerinde three days of the condor gibi bir başyapıt olan pollack olunca, "paranoya - politik gerilim" sahnesinde bir şaheser bekliyor insan.
the interpreter gerilim konusunda çok da sıkıntı yaşamıyor, penn ve kidman arasında her ne kadar kimya tam tutmamış olsa da, her ikisinin bireysel performansıda dudak ısırtacak düzeyde. özellikle kidman yer yer alıp götürüyor.
belirttiğim üzere konunun dallanıp budaklanmaması ve fazlaca karakter temelli kalıp, oyuncular arasında doğru kimyayı yakalayamadığı için klişeleri fazlaca göze batan, lakin izlememezlik edilmemesi gereken bir film the interpreter. misal ben filmi iki kez izledim, birisi ilk çıktığında sinemada, diğeri ise evde tv başında.