ne mümkün bir eylem. behzat ç'nin de anlattığı gibi ' unutmak kelimesi undan çıkmış. bildiğimiz un yani, hamur işi, öyleymiş. unutmak için un ufak etmek gerekiyomuş. birini bütün olarak unutamazmışsın zaten, öyle pat diye unutamazmışsın. öyle yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşsun. gözleri, kaşı, burnu ile kulağı, sesini yavaş yavaş. unuttuğun zaman da o kişi olmazmış. hatırlamazmış. sonra unuttuğunu unuturmuş. ben unutmak istiyom la. her gün ne zaman unutcam diye soruyom kendime, her sorduğum zaman da her şeyi yeniden hatırlıyorum ben, daha net. unutamıyom ben '
milletçe balık hafızalıyız. unutuyoruz her şeyi. hemen unutuyoruz. somayı unuttuk, ankara patlamasını unuttuk, 99 depremini unuttuk, ışid'in cayır cayır yaktığı iki eri de unuttuk. onları unutmadık hatta, hepten görmezden geldik. acı veren her şeyi unutuyoruz. unutmak genlerimizde var. bu coğrafya tarihin başlangıcından bu yana fatihlerin üzerinden geçtikleri bir otoban. kimi doğuya gidiyor fetih için, kimi batıya. ama yolları hep anadolu'dan geçiyor. büyük iskender'den haçlı ordularına, cengiz han'dan timur'a geçen katlederek, yağmalayarak, kesip biçerek geçiyor. o acıyla nasıl yaşanır. kayıpları hatırlayarak nasıl yaşanır. unutmak en iyisi. acıyı yaşayanlar, unutamayanlar tutunamıyor. hayatta kalanlar unutmayı başarabilenler. unutamayanları yolda bırakıyoruz hayat yolunda. unutanların, hayata tutunanların torunlarıyız. genlerimize işlemiş artık. nasırlaşmışız. avrupanın her yerinde 13. yüzyılda dünyayı kasıp kavuran veba salgını anısına anıtlar var. bizde yok. toplumsal hafızamızda izi yok. çünkü unutmak daha güzel. acıyla yaşanmıyor. o kadar çok acı, katliam, ölüm, kıyım görmüş ki bu topraklar hepsini hatırlayarak yaşamak imkansız. işte o sebeple millet olarak balık hafızalıyız. eskilere yazıklanacak mecalimiz yok. çünkü hala, her gün, yeni bir acı yaşıyoruz. yaşatıyorlar. unutamayanlar içleri kanayarak yaşamaya devam ediyor kırık dökük, unutanlar hayata tutunuyor. bu coğrafyada yaşam koşulu bu. çok tekrarladım her bir kelimeyi. bir kerede unutuluyor. malum, unutkanız.
az unutup çok hatırlayan delirir. unutmaları, hatırlamaları eşit düşenler sevinir. çok unutup az hatırlayan sevilir. hiç unutmayıp hep hatırlayan delirtir. bunları ölçmeye kalkan çıldırır.
beynimizin aktif çabası sonucunda gerçekleşen bir eylemmiş. Kaynak
basel üniversitesinden bilim insanları, unutmayı aktif olarak düzenleyen bir molekül keşfetmişler. musashi proteini adı verilen bu molekül, adducin proteini tarafından büyütülen (böylece anıları muhafaza etmeye yardımcı olan) sinapsislerin istikrarını ketleyerek anıların unutulmasına yol açıyormuş. birbirine paralel çalışan iki protein arasındaki denge anıların korunmasında önemli rol oynuyormuş.
Neyi unutmak gerektiğini unutmadığınızda gerçekleşmeyen eylem. Kendini şartlama durumunda ise unutmak neredeyse imkansıza yakındır. Yani kendinizi bir şeyi unutmak için zorlarsanız, örneğin eski sevgilimi unutmalıyım, onu unutmalıyım, diye şartlarsanız aslında bir yandan da onu sürekli hatırlayacağımız için unutmayı unutun.
Ve işin daha ilginci, öğrenme bilinçli bir şekilde de olurken unutmak, asla kişinin kendi elinde değildir.