1. mit tırları ile ilgili davada yaptığı savunma:

    "cumhurbaşkanı 'silahsa silah ne olmuş yani diyorsa' ben de ' haberse haber ne olmuş yani' diyorum"

    ...mit tir'ları meselesine gelirsek, bunu ilk yazan ben değilim. bu olay sizin de bildiğiniz gibi bahsettiğimiz iki yapının arasındaki kavgadan ortaya çıkan bir şey. nasıl olur da bir ülkenin jandarması ile istihbartaçıları birbirine silah çekecek duruma geliyor?nasıl olur da jandarma kolundan çekerek istihbaratçıları ayağının altında ezer silahını alır? nasıl olur da bir ülkenin savcısı bir ülkenin valisi ile çatışma haline gelir. işte bu kurulan ikili yapının sonuçları bunlar.

    savcılar, mit tir'larının nasıl çevrildiğini ifade ettiler. fotoğraflar yayınlandı. ve o mit tir'larının nasıl çevrildiğinin görüntülerine ulaştık. mit dedi ki ülke dışına silah nakli yapılmıyordu; ülke içine yapılıyordu. başbakanlık ise gıda ve insani yardım taşıyorduk dedi. sonradan bunun gıda olmadığı ortaya çıkınca 'türkmenlere gönderildi dendi. o zamanki ana muhalefet genel başkan yardımcısı tuğrul türkeş dedi ki: ben bizzat biliyorum vallahi billahi o tir'lar türkmenlere gitmiyordu. o şahıs şu anda başbakan yardımcısı gerkirse mahkemede tanıklığına başvurulabileceğini düşünüyorum.bu görütüler elimize ulaştı ve bir gazeteci olarak vermemiz gereken karar ; ülkenin istihbarat teşkilatı kendi görev tanımında olmayan bir silah nakli gerçekleştiriyordu. yani suç işliyordu. bu ulusal hukukta da suç uluslar arası hukukta da suç. ben ülkemin milli menfaatlerinin yalan söylemekten geçtiğine inanmıyorum. ben bu halkın milli menfatlerinin istihbarat teşkilatının kanun dışı silah ve insan ticaretinde olduğun inanmıyorum. hiçbir suç gizli damgasıyla örtbas edilemez ve devlet yurttaşına yalan söyleyerek adil bir devlet olamaz. bir devlet adamının görevi böyle durumlarda devletin düştüğü zor durumdan kurtarmak olabilir ama hatırlatmak isterim ki
    gazeteci bir devlet memuru değildir. benim görevim halk adına devleti denetlemek devlet bir hata yapıyorsa hükümet bir yanlış olaya bulaşmışs kamu adına bunun hesabını sormaktır.

    uluslararası çapta yakısı olan bir olay.. bir silah nakli.. devlet adamları o tir'larda ilaç vardı diyor. ilaç kutularını kaldırdığınız zaman içinde silah olduğunu görüyorsunuz.

    nereye gittiğini de bilmiyoruz. bundan birisinin hesap sorması lazım. bu devlet içindeki çatışmadan olabilir. uluslararası bir tezgah olabilir. devlet radikal islamcıları silahlandırıyor olabilir ve hiçbir milli menfaaat bunu mechu göstermez. gazeteci olarak benim görevim kamuyu bundan haberdar etmektir. bunu yaparak devleti de önemli bir yanlıştan kurtardığımızı düşünüyorum. daha önce susurluk'ta gördük. devlet illegal yollara başvurabiliyor. suçluluları kullanabiliyor. suç işleyebiliyor. ve çok rahatlıkla yaptığı vahim hataları çok gizli damgalı dosylarla devlet sırrı haline sokup kendini aklamya çalışıyor. bunlara karşıya çıktık ve yayınlayarak belki devletin daha temiz bir topluma evrilmesine yardımcı olduk. bugün de aynı durum var. ne yazık ki devlet bütün uluslar arası toplumun tepki gösterdiği bir silah ve insan ticaretine aracılık ediyor. bütün uluslar arası basında bunlar yer aldı. biraz da milli sır (devlet sırrı) meselesinin biraz da uluslar arası boyutundan söz etmek isterim. benim doktora tezim bu konunaydı. dünya örneklerini inceledim.

    bunların en bilinenleri watergate skandalıdır. daha sonra irangate skandalı gelir. günümüzde wikileaks belgelerinin yayınlanması yine bu konuyu gündeme getirdi. burada temel mesele şudur.

    devletin güvenlik ihtiyacı var. bunun karşısında da halkın bilme hakkı ve gazetecilerin ifade özgürlüğü var.. bunlar çatıştığı zaman ne olur . aslında temel konumuz bu. ben burada ifade özgürlüğünün devletin güvenlik ihtiyacının önüne çıktığını düşünüyorum belli konularda. hiçbir şekilde devletin suç işleme özgürlüğü yoktur. hiçbir güvenlik gerekçesi suçu örtmeye yetmez. eğer biz bu haber nedeniyle tutuklanır, yargılanır mahkum olursak. bu hem türkiye'de hem uluslararası kamuoyu önünde bir yalan haber yaptığımız iddiasıyla olmayacaktır. bu devletin halkına yalan söylediğini belgelediğimiz için olacaktır ve bütün mahkeme sürecinde biz bu yalanı belgeleriyle ortaya koyacağız watergate'te aynı şey oldu.

    devlet gizlemeye çalıştı. sonunda olay başkanın istifasıyla sonuçlandı. irangate'te amerikanın iran'a gizli silah satışını belirledi bütün sorumlular mahkeme önünde hesap verdi.

    wikileaks amerika'nın irak'taki bütün suçsuz uygulamalarını belgeleriye ortaya koydu. burada beni casuslukla itham edebileceğiniz hiçbir konu yok. kendi ülkemizn istihbaratı dahil hiçbir ülkeyle ilişkim yok. sözünü ettiğiniz fetullah terör örgütüyle ilgim yok. bir casus düşününki elde ettiği bilgiyi ertesi gün okurlarıyla paylaşıyor. bir casus düşünün ki paylaştığı haberden beş buçuk ay sonra karşınıza geliyor, beş buçuk aydır elini kolunu sallayarak geziyor. ben yapılanın iyi bir gazetecilik olduğunu düşünüyorum.

    bugün olsa yine yayınlarım. kamuoyu iyi ki bunları öğrendi. iyiki cumhurbaşkanı dün 'silahsa silah ne olmuş yani' noktasına geldi. böyle diyerek bu görütülerin montaj ve sahte olduğunu iddialarını da boşa çıkartmış oldu, kabul etti. bu bile bize yönelik suçlamanın düşmesi için yeterli olduğuu düşünüyorum. cumhurbaşkanı 'silahsa silah ne olmuş yani diyorsa' ben de ' haberse haber ne olmuş yani' diyorum.
    #66895 fly | 7 yıl önce
    0yazar 
  2. Şimdilerde almanyada, kaçak muhtemelen.

    günün birinde aşağıdaki açıklamasını okuyan olursa, ne kast ettiğini anlar mı bilinmez ama, aym kararıyla erdem gül ile birlikte tahliye olduktan sonra yaptığı şu açıklama bugün için gerçekten anlamlı ve komik (kara mizah tarafında tabi) duruyor:

    "can dündar'dan güldüren 'dubleks' ve 'hırsız' göndermesi:
    silivri cezaevi'nde tahliye olan cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni can dündar, cezaevinde lüks villada kaldıkları yönündeki haberleri esprili bir dille eleştirdi. dündar, "hepsine orada ev sahibi olmayı tavsiye ederim. duvar manzaralı dubleks villalar var. konu komşu hepsi eğitimli, asker, savcı hakim... hiç hırsız yok, içiniz rahat. biliyorsunuz hırsızlar oraya giremiyor." dedi."

    www.cumhuriyet.com.tr/...
    #65581 fly | 7 yıl önce
    0gazeteci 
  3. türkiye'deki devlet/siyaset, paramiliter yeraltı örgütleri, medya ve mafya arasındaki ilişkiyi örneği üzerinden incelediği ve konuyu bilmeyenler ya da çok yüzeysel bilenler için neyin ne olduğunu gerizekalıya anlatır gibi anlattığı şu belgeseli kesinlikle izlenmeli.

    can dündar'ın bu belgeseli, devletten topluma pompalanan vatan, millet, bayrak goygoylarının hangi pis ilişkilerin üzerini neden ve nasıl örttüğünü apaçık bir şekilde gözler önüne seriyor.

    ve tam burada daha da önemli bir başka gerçek daha ortaya çıkıyor: devletle iş tutup piyonluk yapanların sonu, işleri bitince bozuk para gibi harcanıp atılmaları açısından her zaman ibretlik olmuştur. yaşadığımız coğrafya bunun sonsuz örnekleriyle doludur.

    tüm bunlar veri iken ne yapılıp ne yapılmayacağı, bu devlete güvenip güvenmemek, her vatan-millet-devlet-atatürk-bayrak-allah-kitap-milli takım kakafonisinden sonra gaza gelip devletin arkasında hizaya geçip geçmemek herkesin kendi kararı, kendi risk analizi... ondan sonra beğenmeyen yine ''bak 155'i ararın ha'' triplerine girebilir. teşekkürler.
    0gazeteci, yazar 
  4. cumhuriyet gazetesi eski genel yayın yönetmeni, mit tırları haberlerinden dolayı almanya'da yaşamaya başlamış gazeteci.
    #20757 thedirector | 8 yıl önce
    0gazeteci 
  5. sarı zeybek belgeselinin çekimini yaptığı dönemde tanımıştım can dündar'ı. hiç kibirsiz bir insandı. ekrandan tanıdığımız insanlarda tevazu çok nadir görülen bir vasıftır. bu nedenle saygımı kazanmıştı.
    #65594 laedri | 7 yıl önce
    0gazeteci 
  6. kameralara bu kadar oynamasa sesini daha çok duyuracağına inandığım kişi. bu gibi insanların sorunu bu sanırım, eleştirmek, muhalefet olmak, yerine sesini bu kadar saçma mecralarda duyurmadan, belgelerle halka lider olamadıkları lider vasıflarına sahip olmayan kişilerden biridir.
    #259110 banagelsene | 4 yıl önce
    0gazeteci 
  7. kendisinden pek haz etmem. lakin şöyle de güzel bir cümlesi vardır, hakkını vermem lazım:
    "devlet sır görüntüsü altında suç işleyemez. bunu deşifre etmek gazetecilik görevi"
    #66567 fly | 7 yıl önce
    3gazeteci 
  8. chp'li özgür özel'in iddiasına göre tayyip beyin orhan pamuk'la karıştırdığı yazar. ulan can dündar gibi bir pıtırcığın bile terorist ilan edildiği bu zamanlarda yaşamaktan tiksiniyorum. atilla taş'ın yıllarca maphus yatması kadar ironik bir durum bu. fakat korkarım ki bu ironiksel gerçeklik çağının içindeyiz. ironi hiç gerçeğe dönüşür mü yahu? ironi dediğin temel fıkrası gibi bir şeydir.
    yoksa biz hepimiz temel fıkrası mı olduk son 17 yılda?
    #168090 memosh usta | 5 yıl önce
    0gazeteci, yazar