günün birinde aşağıdaki açıklamasını okuyan olursa, ne kast ettiğini anlar mı bilinmez ama, aym kararıyla erdem gül ile birlikte tahliye olduktan sonra yaptığı şu açıklama bugün için gerçekten anlamlı ve komik (kara mizah tarafında tabi) duruyor:
"can dündar'dan güldüren 'dubleks' ve 'hırsız' göndermesi: silivri cezaevi'nde tahliye olan cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni can dündar, cezaevinde lüks villada kaldıkları yönündeki haberleri esprili bir dille eleştirdi. dündar, "hepsine orada ev sahibi olmayı tavsiye ederim. duvar manzaralı dubleks villalar var. konu komşu hepsi eğitimli, asker, savcı hakim... hiç hırsız yok, içiniz rahat. biliyorsunuz hırsızlar oraya giremiyor." dedi."
sarı zeybek belgeselinin çekimini yaptığı dönemde tanımıştım can dündar'ı. hiç kibirsiz bir insandı. ekrandan tanıdığımız insanlarda tevazu çok nadir görülen bir vasıftır. bu nedenle saygımı kazanmıştı.
kendisinden pek haz etmem. lakin şöyle de güzel bir cümlesi vardır, hakkını vermem lazım: "devlet sır görüntüsü altında suç işleyemez. bunu deşifre etmek gazetecilik görevi"
chp'li özgür özel'in iddiasına göre tayyip beyin orhan pamuk'la karıştırdığı yazar. ulan can dündar gibi bir pıtırcığın bile terorist ilan edildiği bu zamanlarda yaşamaktan tiksiniyorum. atilla taş'ın yıllarca maphus yatması kadar ironik bir durum bu. fakat korkarım ki bu ironiksel gerçeklik çağının içindeyiz. ironi hiç gerçeğe dönüşür mü yahu? ironi dediğin temel fıkrası gibi bir şeydir. yoksa biz hepimiz temel fıkrası mı olduk son 17 yılda?
kameralara bu kadar oynamasa sesini daha çok duyuracağına inandığım kişi. bu gibi insanların sorunu bu sanırım, eleştirmek, muhalefet olmak, yerine sesini bu kadar saçma mecralarda duyurmadan, belgelerle halka lider olamadıkları lider vasıflarına sahip olmayan kişilerden biridir.
türkiye'deki devlet/siyaset, paramiliter yeraltı örgütleri, medya ve mafya arasındaki ilişkiyi sedat peker örneği üzerinden incelediği ve konuyu bilmeyenler ya da çok yüzeysel bilenler için neyin ne olduğunu gerizekalıya anlatır gibi anlattığı şu belgeseli kesinlikle izlenmeli.
can dündar'ın bu belgeseli, devletten topluma pompalanan vatan, millet, bayrak goygoylarının hangi pis ilişkilerin üzerini neden ve nasıl örttüğünü apaçık bir şekilde gözler önüne seriyor.
ve tam burada daha da önemli bir başka gerçek daha ortaya çıkıyor: devletle iş tutup piyonluk yapanların sonu, işleri bitince bozuk para gibi harcanıp atılmaları açısından her zaman ibretlik olmuştur. yaşadığımız coğrafya bunun sonsuz örnekleriyle doludur.
tüm bunlar veri iken ne yapılıp ne yapılmayacağı, bu devlete güvenip güvenmemek, her vatan-millet-devlet-atatürk-bayrak-allah-kitap-milli takım kakafonisinden sonra gaza gelip devletin arkasında hizaya geçip geçmemek herkesin kendi kararı, kendi risk analizi... ondan sonra beğenmeyen yine ''bak 155'i ararın ha'' triplerine girebilir. teşekkürler.