resmi belgelerde çeviri işleminde fena olmayan bir performans sergilese de, hala günlük konuşma konusunda sapıtan teknoloji.
muhtemelen resmi belgelerde, makalelerde falan net bir dilin kullanılması bunda etkendir. ama mesela iş "çantada keklik" gibi deyimlere geldiğinde sapıtıyor, çözemiyor ne dendiğini, chicken translate yapıp bırakıyor. işte burada da "kültürel birikim" devreye giriyor.
tabii abd'de "kültürel birikim" diye bir kavram olmadığı için, oranın medyası "artık dil öğrenmeye gerek yok, heyooo!!!" şeklinde haberler sunuyor. ama işin aslı hala öyle değil.
en son 10 sene önce japon dili ve edebiyatı'na bölümüne yeni girdiğim vakitlerde çevirmenlerin işlerini elinden alacak olan, dil öğrenmeye son verecek olan teknolojiydi.
10 yıldır 5 sene sonra dil öğrenmek tarih olacak...
tamam elbette bence de gün gelecek teknoloji öyle gelişecek ki airpods tarzı kulaklıklarımız bize doğrudan çeviri yapacak, hatta beynimize dil çipi falan takılacak. bunlar mümkün şeyler.
ama şu an için yapay zeka 19. yüzyılın buharlı trenleri gibi.
not: ben de yapay zeka kullanıyorum ara ara. ama fikir vermesi açısından. mesela "şöyle bir mektubu nasıl yazsam olur?" falan diye soruyorum, şablon veriyor o da bana.
müzik dünyasında da oldukça kullanıldığını çokça gördüğümüz son teknoloji ürünü. şöyle ki; hayatını kaybetmiş sanatçılara saçma sapan şarkılar söyletip acaba nasıl olur dediğiniz şeyleri yaptırabiliyorlar. bu olay oldukça saçma geliyor bana ama tabii ki sosyal platformlarda en çok tık alan videolar da bunlar oluyor. michael jackson'a ordu'nun dereleri söyletsen ne olur söyletmesen ne olur yani? saçmalık da bu derecede.
gelelim bana; ben yapay zekayı orijinal parçaların vokallerini sildirip, üzerine kendim söyleyip cover yapmak için kullanıyorum.