içine girdiği yemeğin görüntüsünü ve tadını değiştiren bir katkı maddesi. domatesin daha 19. yüzyıl ortalarında kabul gördüğü bir memlekette kadın kalçası kadar gerekli görülen bir şey haline geldi yemeğin salçalısı. beyaz gördüğü yemeği yemeyen insanlar var. geleneksel türk mutfağında hiç bulunmayan şeyler halbuki domates ve salça. geçtiğimiz yüzyılda saray mutfağında olgun domatesin çürük addedilip yeşilinden bir şeyler yapma gayreti var. ne çabuk girmiş hayatımıza ve ne kadar vazgeçilmez olmuş.
ecnebilerin tomato paste'ine denk gelen lezzet bombası. domatesten yapılan binbir çeşit sosun **** , bizim mutfaklarımızdaki yansımalarından yalnızca biri. adriyatik denizine komşu, hatta akdeniz ülkeleri olarak da genişletilebilir, domatesi bol ülkelerde sevilerek yapılır ve tüketilir. üretimi endüstriyel hale gelmeden önce ve günümüzde kırsal bölgelerde, domatesler * kaynatıldıktan sonra oluşan harç birkaç gün güneşte bekletilerek konsantre hale getirilir. zorlu, birden çok insan gücü gerektiren bir işlem.