güneşten ışınlar gelir güzelce. ve bunların birazı bulutlar ve yeryüzünce yansıtılır. yansıdıktan sonra atmosferde ki bulunan bazı gazlar bu ışımaları tutar. nihayetinde dünyamız bu soğurulan ışık enerjisi ile sınır. metan, su buharı, karbondioksit gibi sera gazları bu yansıyan ışınları tutarak dünyanın ısınmasında büyük rol alırlar. bu duruma sera etkisi denir.
son yıllarda atmosferde bulunan sera gazlarında bir artış olmuştur bunun sebebi, fosil yakıt kullanımı, orman yangınları sonucu büyük miktarlarda, karbondioksit ve diğer sera gazlarının atmosfere salınımıdır. bu durum da küresel ısınmayı tetiklemektedir.
küresel ısınmanın en büyük sorumlusu. ne olduğunu çok basit bir dille anlatalım.
dünyamızın yaşanabilir bir sıcaklıkta olmasının en büyük sebebi sera gazlarıdır. bu gazlar ısının gezegenin atmosferinde kalmasını sağlarlar. en önemli iki sera gazı karbondioksit (co2) ve metan’dır (ch4). ancak bu iki gaz, insanlar yüzünden git git artmaktadır. karbondioksit 5 yıl öncesine kadar küresel ısınmanın %63’ünden sorumluydu ancak şu anda %91’inden sorumlu. fosil yakıtların kullanımından ortaya çıkar. ayrıca deniz, toprak, bitki ve hayvanlar arasındaki doğal döngüden de ortaya çıkar. metan da küresel ısınmanın %19’undan sorumludur. çürüyen çöpler, atık sular, büyükbaş hayvanların gazı ve pirinç tarlalarından ortaya çıkar. bataklıklar ve havasız çürüyen her şey metan gazı yaratır.
bu gazlar arttıkça, atmosferde hapsettikleri ısı da artar doğal olarak ve küresel ısınma ortaya çıkar. insanlar ve fosil yakıt kullanımını anlatmaya gerek yok herhâlde. elektrik, ısı, araçlar, fabrikalar, üretim... hayatımızın şu anda vazgeçilmez her şeyi fosil yakıtlara bağlı. ayrıca aşırı betonlaşma ve ormanların kesilmesi de bunun en büyük sorumlularından biri çünkü ağaçlar atmosferdeki karbondioksiti emiyorlar. genç bir ağaç yılda 5 kilo karbondioksit emerken, büyük ağaçlarda bu miktar 20 kiloyu bulabiliyor.
içinde bulunduğumuz ve bulunacağımız felaketlerin, insan eliyle başlayan ve beslenen kaynaklarından yalnızca biri.
güneşten gelen morötesi ışınların bir kısmı atmosfer tarafından absorbe edilirken bir kısmı uzaya geri yansıtılır. atmosfer ne kadar ısı tutarsa doğal olarak o kadar ısınır. ısının tutulabilmesiyse atmosferdeki gazlarla gerçekleşir. nedir bunlar? karbondioksit, su buharı, ozon, metan vs..
su buharını geçebilen ısı karbondioksit tarafından tutulur. bu gazların olmaması demek dünyanın sıcaklığının -40 santigrat derece olması demek, varlıkları gerekli. ama fazla olması demek ısının da fazla tutulması demek. karbodioksit gazının salınımının artmasının yanında, kloroflorokarbon gibi parfümlerden vs. yayılan gazlar hem ozon tabakasına zarar vermekte hem de sıcaklık artışını tetiklemekte. fabrika bacaları, egzos dumanları, fosil yakıtlar zart zurt derken insan yaşadığı gezegene büyük ihanetini de apaçık sergilemekte.
geçtiğimiz yüzyılda dünya yüzeyinin sıcaklığı 0.75 santigrat derece artış göstermiş. 1-2 derecelik artış daha öngörülmekte ve bu da felaket senaryolarının yakınlığını hissettiriyor.
(bkz: avustralya yangınları)
sera etkisinin yol açtığı küresel ısınma ve mevsim değişikliğiyle çok uzak olmayan yıllarda çılgın göçler, kıtlıklar, su savaşları, yaygın hastalıklar, sular altında kalan bölgeler, yangınlardan kavrulan ülkeler ve daha birçoğu bizi bekliyor. tüm bunlara rağmen sorumsuz ve artık ne kadar daha aşağılık olabileceğini kestiremediğim insan zarar verici tüm eylemlerine kibri, zevkleri, hırsları, kabul görme kaygıları gibi nedenlerden devam ediyor. başlangıcı olan her şeyin bir de sonu olduğu nasılsa hatırlanacak.
sera gazlarının ısıyı dünyanın atmosferinde tutup, yüzeydeki ısının yükselmesine ve küresel ısınmaya yol açmasına verilen isim. peki bu sera gazları nedir? kötülük sırasına göre gidelim:
- su buharı: dünyanın en kötü sera gazı sudur. çok acayip, değil mi? verilere göre sera etkisine yol açan gazlar arasında su buharının etkisi %36-70 arasında. güneşten gelen uzun dalga radyasyonun çoğunluğu atmosfer içerisinde bulunan su buharı tarafından emilir ve topu topu %10’unu doğrudan geri uzaya gönderilir. su buharının birikmesi çoğunlukla insan eliyle yapılan bir şey değildir ama küresel ısınma yüzünden hava ısındıkça, su buharı da artar. su buharı, yıllarca atmosferde kalabilen karbondioksit veya metan gazlarının aksine, sadece 1-2 gün atmosferde kalır.
- karbondioksit: sera etkisinin bir numaralı suçlusu olduğu düşünülse bile, aslında iki numaradır. bu gaz atmosferde doğal olarak bulunur ama insan faaliyetleri, özellikle de fosil yakıtların kullanımı ve betonlaşma, atmosferde birikmesine yol açar.
- metan gazı: metan hem insan eliyle, hem de doğal olarak oluşur. bataklıklar ve termit’ler tarafından salgılanır. insanlar da yer altındaki metanı yakıt olarak çıkartırlar. ayrıca büyükbaş hayvan çiftçiliği de atmosferde metan gazının birikimine yol açar. metan hem sera gazıdır, hem de ozon tabakasını delen bir gazdır. atmosferde karbondioksit kadar uzun kalmaz ama aktiften daha yıkıcı etkileri olur.
-nitröz oksit: dördüncü en kötü sera gazı. anestezik ve ağrı kesme özellikleri sayesinde ağırlıklı olarak dişçilik ve cerrahide kullanılır. “güldürücü gaz” ismiyle bilinir. kafa buldurucu etkisi vardır. aerosol spreylerde itici olarak kullanılır. ayrıca roket itici yakıtlarda oksidan olarak ve içten yanmalı motorlarda motor gücünü arttırmada kullanılır.
-ozon: beş numarada bulunan ozon, dünya çapında eşit olarak dağılmadığı için etkileri bulunduğu yere bağlıdır. üst atmosferdeki ozon tabakasının delinmesi yüzünden, güneşten gelen radyasyon yüzeye sızar. bu da buzulların erimesine ve cilt kanseri vakalarının artmasına yol açar. ayrıca alt tabakada hava kirliliği yüzünden ozonun birikmesi de küresel ısınmaya yol açan etkenlerden biridir.
-içinde florür olan bir takım gazlar: fluoroform veya trifluorometan: bu gazlar yangın söndürücülerde ve silikon çip üretimindeki dağlayıcılarda bulunur. sera gazı olarak ısı yakalamada karbondioksit’ten 11,700 kat daha etkilidir ve atmosferde 260 yıl dayanabilir. etkisini azaltmak için elektrikli plazma ark teknolojileriyle veya yüksek sıcaklıkta yakılarak yok edilmelidir ama gelişmekte olan ülkelerde bu yapılmadığı için maalesef dünya için yıkıcı bir etkisi vardır.
kükürt hekzaflorür karbondioksit’ten 22,000 kat daha etkili bir gazdır. elektronik endüstrisinde yalıtımda kullanılır.
trifloroklorometan karbondioksit’ten 4600 kat daha etkili olan ve montreal protokolüyle kullanımı neredeyse tamamıyla kısıtlanan bu gazın emisyonu 2012’den bu yana %25 artmış. güneş ışığı bu gazın parçalanmasına ve yine çok zehirli olan klor gazının ortaya çıkmasına yol açar.
hava kirliliği, sanayi, endüstri, fosil yakıtlar... kısacası sözde "gelişmek" dünyamızın içine ediyor. insanlara yer açmak için ormanları kesiyoruz ve git gide betonlaşıyoruz. doğanın kendini iyileştirme hızı, bizim para hırsımıza yetişemiyor maalesef.