kavramlara takintili yonetmen, dekalog'da on emirin her birini tek tek filmlestirmistir. uc renk uclemesinde de yine renkler uzerinden kavramlari islemistir. kendisini "karamsar bir insan" olarak tanimlamistir ve hep en kotuyu dusundugunu belirtmistir.
uc renk uclemesinden sonra sinemayi biraktigini aciklamis ama iki sene sonra dayanamayip yeni bir ucleme cekmeye baslamisken hayatini kaybetmistir. sonra cekmeyi planladigi uclemeyi baskasi cekmistir.
bir ara dekalog serisini, abd'de dizi yapmak icin girisimler olmustu ama son durumu ne oldu bilmiyorum. eger hala cekilmediyse bile netflix ya da baska bir olusum mutlaka cekecektir.
uzucu olan sey polonya'da bile kendisini tanimayan insanlarin olabilmesidir. polonyali bir arkadasima bu konuda muhabbet acinca tanimadigini soylemis, belki telaffuzumdan anlamamistir diye wikipedia'dan gosterince "tamam hatirladim ama hic izlemedim" demisti. bir de piskin piskin robert lewandowski'yi sorsan bilirdim demisti. herkes izlemek zorunda degil tabii de ne bileyim garip geldi.
yönettiği 1988 yapımı "Krótki film o zabijaniu" ("öldürme üzerine bir film" olarak çevirilmiş) filmini yaklaşık 13-14 yaşlarındayken tesadüfen izledim ve uzun süre etkisinde kaldım (bir yetişkini bile rahatlıkla sarsabilir). haftalarca kabus zengini geceler yaşadım. ayrıntıların yönetmeni.
"Bir dil öğren, bir kitap oku, bir şiir ezberle, bir konu araştır, bir güzel yer gez, bir iyi insanla tanış, bir iyilik düşün, bir hayata dokun, bir yazı yaz, bir hayal kur veya anlamlı başka bir çaba koy ortaya. Yaşama, küçük de olsa, bir mum yakmadığın her gün karanlıktasın."