1. Kinofobi, psikolojide tanımlanmış korkulardan bir tanesidir. İrrasyonel ve kalıcı özellik gösterir, havlayan veya etrafında dolaşan köpekten rahatsız olmanın ötesinde beraberinde nefes darlığı ve başdönmesi - bayılacakmış hissi- vs. bulgularla seyreder. Önemli bir durum olup; bu tip bireylerin psikolojik destek almaları önerilir. Ciddi vakalarda ilaç tedavisi bile başlanabilir. Bu tür belirtiler gösteren kişileri aşağılamak veya onlarla dalga geçmek, alay konusu yapmak duygusal olarak daha fazla strese yol açabileceği ve fobinin daha kötüye gitmesine neden olabileceği için kaçınılmalıdır. Konu ile dolaylı ilgisi bağlamında felinofobi kediden korkma durumudur.
    #209238 alpali62 | 4 yıl önce
    0duygu 
  2. ben bir gun kantinden cikip elimde cay bardagimla okula yururken 5-6 kopegin saldirisina ugradim. aylarca asi olmak zorunda kaldim. cunku kopekler sahipli degildi ve takip edemedim. sonrasinda yavas yavas olustu bu korku. saldiridan once bu korku yoktu. gece yalnizken bile yolda kopek gorsem tirsmazdim. ama sonrasinda yolumu degistirmeye kadar vardi. bir aksam yururken bir kopek uzerime dogru gelmeye basladi. ben kactim o geldi. bos bir arsada arkama bakarken dustum. ben yerdeyken yanima geldi. kocaman bir kopekti. kuyrugunu salladi, kokladi sonra cekti gitti. sanirim benimle oyun oynamak istemisti. bense donup kalmistim. sonrasinda bir kac gun olayin etkisinde kalip bir sey yapmaliyim diye dusundum. ve sokak kopeklerini besleyen bir arkadasimdan yardim istedim. ne kadar cok korktugumu anlattim. sokak kopekleriyle terapi yaptik. yavas yavas yaklastim. onlari besledim. adim adim tum korkumu yendim.
    #209196 papa de elise | 4 yıl önce
    0duygu 
  3. her korku gibi üstüne gidilerek yenilebilecek korkudur. köpekten kaçmaya çalışmak ise nafile bir davranıştır, hatta çoğu durumda bu bir reflekstir. köpekten kaçmanın mantıksız oluşu, köpeğin insandan daha hızlı koşmasının bir sonucudur. üstelik kaçtıkça onlar daha cüretkar bir şekilde davranıyorlar.

    mesela ben köpek korkumu şöyle yenmiştim;

    küçükken mahalemizde bir köpek vardı, beni her gördüğünde kovalardı. öyle ki ben onu ne zaman görsem o beni kovalamaya başlamadan ben koşmaya başlardım. şerefsiz, benim okuldan dönmemi beklercesine mahallenin girişine uzanır sinsi sinsi etrafı gözlerdi. bazen onu göremeyince çok daha fazla korkuyordum. çünkü süpriz, korkuyu bir tık arttırıyor, bilirsiniz. her an bir yerden çıkabilirdi. köpeğin yerini tespit edebildiğim zaman ise bir nebze olsun rahatlardım, en azından tehlikenin nereden geleceğini biliyor olurdum. efendim, abartısız söylüyorum bu düşüncesiz hayvan bir küçük çocuğu neredeyse bir yıl boyunca düzenli aralıklarla kovaladı. benden başka kimseyi kovaladığını hiç görmedim, maçası yalnızca küçük bir çocuğa yiyen bu köpekten kaçacağım diye, kışın karlı havada kayıp yere mi düşmedim, sonbaharda çamurlu sularda mı yuvarlanmadım, arabaya mı çarpmadım, evet yanlış okumadınız, neyseki ben çarpmıştım arabaya, araba bana çarpmamıştı daha neler neler... öyle bir duruma gelmiştim ki mesela, beden eğitimi dersinde koşu yarışı yaptırıyordu öğretmenimiz, sınıfta hep ben birinci geliyordum çünkü idmanlıydım, kimse benden daha hızlı koşamazdı, daha doğru bir şekilde ifade etmek gerekirse kimse benden daha çok köpekten korkamazdı.

    birgün yine okuldan dönerken, benim manyağı köşede gördüm, bir gariplik vardı halinde, 25 santimlik dilini dışararı çıkararak peşimden mutlu mesut koşan köpek, beni gördüğünde kuyruğunu sallayıp, masum gözlerini üzerime dikmişti. içimden kesin numara falan yapıyor diye geçiriyordum bir yandan da geriye bakarak eve doğru gitmeye başladım. geriye bakıyordum çünkü her an beni kovalamaya başlayabilirdi ama az bir şey yanından uzaklaşınca ağlamaklı sesler çıkarmaya başladı, durdum hemen. her ne kadar düşmanda olsak o kadar yıllık hukukumuz vardı, geriye dönüp gitmek olmazdı. tırsa tırsa yanına yaklaştım, bir de ne göreyim, sol arka ayağı kanıyordu. birileri ile kavga etmiş ya da araba çarpmış olabilirdi. babama söyledim durumu, eski düşmanımı veterine götürdük, iyileşti kereta. beni bir daha hiç kovalamadı ve köpek korkumu ve nefretimi köpek sevgisine çevirdi. hem ne demişler en büyük aşklar nefretle başlar.
    #207997 anton chigurh | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0duygu 
  4. atlattığım bir lahmacun travması nedeniyle bende de vuku bulmuş korkudur bu bir dönem. ufakken yapılan bir piknikte elimde lahmacunla dolanırken lahmacunun peşine düşen büyükçe bir köpekten kaçmış sonunda da köpeklerden korkar hale gelmiştim. lahmacundan korkmuyorum ama, sadece büyük köpeklere karşı bir korku.

    küçük köpekler pek etkilemiyor boyutları itibariyle ki ev arkadaşlarım vasıtasıyla köpek beslemişliğim de oldu okul dönemlerinde.

    geçen sene iş nedeniyle yer değişikliği yapmak zorunda kalınca tuttuğum evin bulunduğu sitede site sakinlerinden bir kaçının beslediği bir köpeğe denk geldim ilk günden. aslan yavrusu gibi büyük ve kaslı bir köpek. siteyi benimsemiş, gelen giden yabancıların üstüne havlaya havlaya koşan bir eleman bu, yalnız adı baby. haliyle beni ilk gördüğünde de üstüme yardırdı havlaya havlaya. tırstım tabi, siteye giremedim görevliyi aradım falan filan. neyse köpek bizi tanıyınca pek zırlamadı tekrar, havlayıp üstüme geldiğinde hayt huyt dedikçe de kuyruğunu arkasına sıkıştırı kaçtığını gördükçe de alıştık birbirimize. neticesinde baby sayesinde de köpek korkumu yendim. artık büyük köpek görünce tedbiri elden bırakmasam da yolumu değiştirmiyorum, gözüme kestirdiysem hayt huyt yapıp uzaklaştırıyorum elemanı. daha da önemlisi o gerginliği hissetmiyorum.
    #119063 fly | 6 yıl önce
    1duygu 
  5. geçmişte vücüt bütünlüğünüze zarar veren bir köpek olduysa, doğal bir davranıştır.

    lakin ilginç bir şekilde 4 yıl boyunca kedi büyüttükten sonra, bazı türleri hariç, bana artık korkunç gelmemekteler. halbuki kedi ve köpek çok alakasız hayvanlar.
    #78663 touma seguchi | 7 yıl önce
    0duygu 
  6. çocukken köpekten korkardım, hani ödüm patlamazdı ama yolda karşılaşsam selam vermeden karşı şerite geçerdim.

    hep ufak kasabalarda yaşadık. süt almak için ineğin yanına gidilecek kadar küçük kasabalar. yani ineğin yanı derken inek sahibi olan bir komşunun yanına. bizzat ineğin yanında kovayı dolduruldu komşu teyze. çok dağıtmadan devam edeyim.

    soğuk bir kış günü aldım elime bidonu süt almaya gidiyorum köpek sürüsü ile karşılaştım.

    küçük kasaba olunca yollar dar, karşıdan karşıya geçmek de anlamlı değil, sürü halinde de gelince durdum. tatsızlık çıktı ortam gerildi falan, aklımda bir sürü efsane var 'kaçınca ısırıyormuş, yere çökünce ısırmıyormuş, taş atar gibi yapınca kaçıyormuş vs'

    taş atma kısmı yemedi. bacaklar titriyor koşacak hal yok. çöktüm.

    çöktüm ama bir lokmacık bir şeyim, çökünce köpekden daha kısa kaldım. öyle tepemde liderleri hırladı, salyalarını akıttı, dişlerini gösterdi. yorulunca nöbeti başkasına devretti falan iyice etrafımı çevirdiler.

    derken havlama seslerine başka bir komşu amca geldi, köpekçede ne demekte 'höööyytt siyeee ' gibi bir şey söyleyip taş attı kovaladı köpekleri.

    o gün ne olduysa köpek korkum geçti. şimdi 'sen ne güzel bir şeysin' deyip üstlerine gidiyorum, başlarını okşuyorum. sevildiklerini hissediyor olmalılar artık tanımadığım (ve tanımadığım) mahallelerde bile köpekler gelip toplaşıyorlar hürmet ediyorlar. başlarını okşuyorum seviyorum ayağımın üzerine yatıyorlar.

    acaba diyorum çocukken beni köşeye kıstıran köpek radyoaktifmiydi, ısırmadı ama çaktırmadan yaladı mı, şimdi ben köpekleri çeken süper kahraman mı oldum diye kafamda deli sorular ile köpeklerden ayrılıp yoluma devam ediyorum.
    #18108 Keltox | 8 yıl önce
    0duygu