1. artan nüfus nedeniyle insanların alternatif besin kaynaklarından biri olabilecek hayvan.

    üretim maliyeti çok düşük, yemek seçmiyorlar, bağışıklık sistemleri güçlü, iklim şartlarından çok az etkileniyorlar ve bol protein içeriyorlar.

    uzakdoğu ülkelerinde böcek yeniyor. sokaklarda böcek satan seyyar satıcılar görmek mümkün. (böcek yemeye cesaret edemesem de böcek pişirilen kızartma yağında kızartılan karides yemişliğim var)

    çinde böcek çiftlikleri var, böcek çiftliğinden kaçan milyonlarca hamam böceği nedeniyle gündeme gelmişti:

    www.treehugger.com/...

    edition.cnn.com/...

    buyrun bu da videolusu:
    www.telegraph.co.uk/...

    konunun nüfus artışı ile ilgili olduğunu en başından söylemiştim, uzak doğulular da keyfine başlamamışlardır yemeye. artan nüfusa karşı avrupada da böcek protein katkısı konuşuluyor:

    www.treehugger.com/...


    2050 yılında, üretim maliyeti nedeniyle bir dana bifteğinin havyar kadar pahalı olabileceğini ve insanların böceklere yönelmek zorunda kalacağını anlatan bir kaynak:
    www.wsj.com/...

    yukarıdaki yazıda bir görüş daha var, diyor ki 'çiftlik hayvanları ve insanlar domuz gribi örneğinde olduğu gibi ortak hastalıklar taşıyabilirler, böcekler için bu risk daha az'

    avrupa tüketicisi henüz kollu bacaklı böcek yemeye alışık olmadığı için hamburger köftesi gibi işlenmiş et ürünü olarak piyasaya sürülmesi muhtemel.

    iğrenç mi? evet. :üzerinde düşünür ve farkına varırsak öyle. oysa böcek denen canlıları farkına varmadan yiyoruz. belki şehir efsanesidir, ama her insan yılda ortalama 450 gram böcek yiyor:
    www.dailyedge.ie/...

    doğrudur, yediğimiz salatalarda yaprak bitleri , kuru bakliyat içinde böcekler, meyve üzerinde larvalar... (etoburluk kaçınılmaz)

    sadece bakliyat değil, kakao içerisinden böcekleri tamamen ayıklamak mümkün değil. fda standartlarına göre 100 gramlık çikolata içerisinde (ortalama) 60 adete kadar böcek parçası bulunması standartlara uygun kabul ediliyor. ortalama için 6 ayrı parça 100 er gramlık çikolata parçası alınarak incelenmesi gerekiyor, yani ortalamayı aşmayacak şekilde alınan örneklerden herhangi birinde 60 dan fazla da böcek parçası bulunabilir. 90 parçadan fazlası kabul edilmiyor.

    ilgili kaynak:
    www.fda.gov/...


    müslüman mahallesinde salyangoz satmak gibi olmasın, ülkemizde tutmaz diye düşünmeyin. bir gün bir bakmışız avrupa birliği uyum yasaları gereği marketlerde domuz satışına başlanmış olması gibi, hamburgerlerde sessiz sedasız böcek katkısı kullanılmaya başlanmış. ha, çekirge olursa problem yok:

    www.fetva.net/...


    afiyet olsun.
    #18104 Keltox | 8 yıl önce
    0böcek 
  2. Uçabilen versiyonu gördüğüm hayvan. Vozzz!! diye ses çıkarıp körlemesine gidiyor. Çaat !! diye duvara kafa atıyor.

    Aklıma geldi kollarım kaşındı. Bürsstt!

    Evrime de, teorisine de lanet olsun!
    #18112 macro | 8 yıl önce
    0böcek 
  3. sene 1993, aylardan mayıs. yer izmir çamdibi.

    evim ydi ama ev arkadaşım ablam olduğu için öğrenci evlerinin genel standartlarının çok üstünde bir evdi. yine de, hamam böceği sorunumuz vardı.

    bir kaç ay bu sorunla yaşadıktan sonra, bir cumartesi günü sorunu kökten çözmeye karar verdim. bir elime böcek ilacını, ötekine sinekliği aldım. yaşadıkları yeri biliyordum. çünkü geceleri ayak seslerini duymamak mümkün değildi. mutfak tezgahının altındaki dolaplarda yaşıyorlardı.

    dolapların kapaklarını açtım. böcek ilacının yarısından fazlasını dolapların her yerine iyice sıktım ve dolap kapaklarını sıkıca kapattım. ayak sesleri hızla yükselmeye başladı. pıtı pıtı pıtı pıt pıtır pıt pıtı pıtı. yüzümde psikopat bir sırıtışla huşu içinde koşturmalarını dinliyordum. ölmelerini ve seslerin azalmasını bekliyordum. ama azalmadı. dolaba doğru yaklaşıp, dolabın altında kalan boşluktan, böcek ilacının kalanını sıkmaya koyuldum. sesler daha da hızlandı. ne oluyor lan düşüncesiyle eğilip alttaki boşluktan içeri bakmaya çalıştım. ve bir anda onlarcası dolabın altından bana doğru koşmaya başladı.

    normalde hantal bir insan olmama rağmen o an bir kedinin çevikliğiyle yerden sıçradım. bir yandan geri geri kapıya doğru çekilirken, elimdeki sinek ilacını fırlatıp sineklikle ilk gelene vurmak için eğildim. tam en öndekine patlatacakken daha arkada olan iki tanesi "zorrrrr" diye bir ses çıkartarak havalandılar? işte o an, hayatında ilk kez bunların uçanlarıyla tanışan ben kendimi balkona zor attım. arkamdan gelen ikisi uçarak evi terk ettiler. bir kısmı öldü, bir kısmı böcek ilacına bağışıklık kazandı. gerçi o günden sonra bir daha asla kendileriyle mücadele etmedim. mutfağa girmeden önce ışıkları açıp biraz da gürültü yapıyordum. onlar da kıllı bacaklarını sürüye sürüye tezgahın altında geri dönüyorlardı. 2 sene daha birlikte yaşadık. daha sonra kalorifer böcekleriyle dolu bir eve taşındık.

    o uçup kaçanlara ne oldu bilmiyorum.
    #18129 larden loughness | 8 yıl önce
    0böcek 
  4. öldüklerinde ayakları yukarı gelecek şekilde bedenleri ters dönüyor. düz şekilde ölemeyen, çirkin ve mekanların en pis yerlerinde dolaşıp yaşadıkları için varlıkları irite edici böcek.
    #18211 ma icari | 8 yıl önce
    0böcek 
  5. bazen insanları iki gruba ayırmama sebep olan hayvan.

    1- hamamböceği gördüğünde aklına kafka gelenler

    2- diğerleri
    #194683 spinsiz elektron | 4 yıl önce
    0böcek 
  6. Cehaletin benzediği böcek türü. çoğunlukla tiksiniliyor, yaşaması için (en azından bir süre) kafaya ihtiyacı yok ve kolay kolay ölmüyor.
    #194740 regerant | 4 yıl önce
    0böcek 
  7. dünyada yaşayan en eski tür canlılardan birisi. 250 milyon yıldır var oldukları söyleniyor. yeni taşındığımız evde bir iki tane gördük, "ikimize dar bu ev, hem aidata ortak değilsiniz hem sıcak su parası ödemiyorsunuz neyin artistliğini yapıyorsunuz uleeeyyn" diye savaş ilan ettim. kimyasal ilaçlara güvenim olmadığından (fena zehirliyorlar insanı, kanser manser uğraşamam) doğal olarak yok edeceğim dedim. şerefsizler bütün siteyi basmış, her yerde ilaçlama yapılıyor ama nafile, bana da 250 milyon yıldır var olan, nükleer kirliliğe rağmen hayatta kalabilen hamamböceğini sen mi alt edeceksin dediler. hamam böcekleri 250 milyon yıldır var olabilirler ama ben daha yeni geldim diyerek önce düşman hakkında bilgi topladım. ne yerler, ne içerler, kimlerle takılırlar, favori renkleri nedir, hangi takımı tutarlar hepsini öğrendim. aslında favori takımlarını öğrenemedim ama hepsinin göztepeli olduğunu varsaydım, bu onlardan daha fazla nefret etmek için beni ateşlemeye yetti. ve efendim bu böcekler dokuz gün yemek yemeden durabiliyorlarmış. bak burada düşman benden üstün, ben oruç bile tutmam acıkıyorum diye. içecek? su içmeden en fazla iki gün yaşayabiliyorlarmış. bu konuda da benden üstün, ben sürekli kahve veya su, maden suyu içerim. öneri şu; ıslak yer bırakmayın, yiyecek artığı bırakmayın, duvardaki boşluk ve çatlakları doldurun. favori renkleri siyah ve kahverengiye çalan sarı. başka renkte bir şey giydiklerini görmedim, zevksizler. karanlığa bayılıyorlar. ışığı açtığın anda dağılıyorlar. takılmayı en sevdikleri canlı kendileri. grup halinde yaşıyorlar. pudra şekerine bayılıyorlar. silahlı mücadeleye gelince. önce bir tabanca aldım, silikon tabancası. sonrada 5-6 tüp silikon. düşmanı öldürmeden önce yuvalarını yıkmak şart, yoksa ilaç bile bir işe yaramıyor. mutfak başta olmak üzere bütün kapı çerçevelerini, süpürgeliklerin üstlerini hep silikonla iyice tıkadım. sonra ikinci aşama doğal zehir yapmaya geldi. internette bir sürü tarifi var, kısaca 2 ölçek karbonata 1 ölçek pudra şekeri iyice karıştırılarak muhtelif yerlere serpiliyor. bunu yiyen hamamböceği bir nevi hazımsızlık geçirerek ölüyor. olurda hazırladığınız karışımı evde çocuk falan yer ve ağzından köpükler gelmeye başlarsa korkmayın bir şey olmaz, karbonat ya o, o yüzden köpürüyor. bundan sonra düzenli olarak yapılması gereken tek şey hamam böceklerini beslememek. yani mutfak dışında bir yerde yemek yemeyeceksin, kırıntı dökülmeyecek. bu arkadaşlar genelde gece beslendiğinden akşam yemeğinden sonra her akşam (bakın her akşam, çok yorgun olduğun akşam, misafir olduğu akşam, uykusuzluktan öldüğün akşam dahil. savaş kolay kazanılmıyor) mutfakta yerler süpürülecek, masaüstleri, tezgah temizlenecek. takribi bir ay içinde bütün düşman kuvvetleri ölüyor. öyle çoluk çocuk telef oluyorlar ama üzülmüyorsunuz. sonuçta aidatı ben ödüyorum, sıcak su parasını da.
    #199461 dr sleep | 4 yıl önce
    0böcek 
  8. 4500 civarında türü bulunan türlü türlü huyları olan değişik canlılar. Aniden hızlanmaları, bir anda durup sana anlıyor gibi bakmaları, uçmaları, bilmem kaç bıdı bıdı yıldır yaşamaları yahu bir git arkadaşım dedirtiyor.
    Koca koca böceklerden, sürüngenlerden falan korkmam da bunların en miniği bile beni delirtiyor. Evin anahtarını bırakıp buyrun kardeşim yaşayın mutlu mesut demek istiyorum gördüğümde.

    Ben hep o çok çok büyük olanlarını görünce şaşırıyorum. Yahu nasıl büyüdün sen o kadar ? Kardeşlerini mi yedin doğar doğmaz bilader ? Ne yaptın da o kadar korkunç bir hal aldın ?

    Neyse merak ettiğim birçok canlı türünün artık aramızda olmayıp bunların her yerden çıkması çok sinirimi bozuyor. Bilinsin istedim^^
    #234023 gece ucan kedi | 4 yıl önce
    3böcek 
  9. uçanının da uçmayanının da allah belasını versin dediğim tür.
    Çok yüksek oranda radyasyon seviyesine dayanabilen, birlikten kuvvet doğar mantığıyla olsa gerek, gruplar halinde yaşayan, dişileri sadece tek çiftleşmeden sonra hayatı boyunca yetecek spermi saklayabilen, gerçekten nefret ettiğim canlı türü.

    mücadele için benim tekniğim, "arkana bakmadan kaç" ; ama bazen mecburen savaşmak gerekebiliyor. Zamanında hastanede bunun için çılgınca savaşan eşimin de belirttiği gibi, bir yerde on tane görüyorsanız duvarların arkasında binlerce olduğuna emin olabilirsiniz.

    Etkili bir Savaş için canlı örnek alınması gerekiyor, bu işi ciddi yapan gruplar sizdeki numuneye göre ilacı özel olarak hazırlamalı, yumurta için ayrı, evleri için ayrı, etrafta bulunan için ayrı olmak üzere 3 aşamalı bir plan yapılmalıdır. ama bir binada yaşıyor ve bunu tek başınıza evinizde yapıyorsanız bu da geçici çözüm olacaktır. işe yaraması için savaşa topyekün girmek gerekli.

    Bu arkadaşlarla en rahatsız edici anım Datça'da gerçekleşmiştir. detayı anlatarak kimseyi şişirmeyeceğim ama, 5 numara gözlük kullanan eşimin gözlüksüz bir şekilde görebildiğini, "oha gözlüksüz gördüm lan" diye kendine hakim olamayarak haykırmasından sonra, bir sigara paketi büyüklüğünde ve kalınlığında olduğunu görmemle dışarı doğru kaçmaya çalışırken, ruh hastası canlının uçarak benden önce kapıdan çıktığını söylemem yeterli herhalde.

    ha sen dinozorlar zamanından beri hayatta kal, belli ki hepimizi de gömeceksin o da var, manyak gibi üre, kimyasallara, radyasyona bile dirençli ol, sonra uyduruk bir terlikle öl. bu da çok ironik değil mi ya.
    #234050 la campanella | 4 yıl önce
    1böcek 
  10. eve gelen ufak bir çocuğun ''hamam böcüğü'' adlı isim değişikliğinden sonra artık pek de sinir bozucu olmayan böcük.
    #234143 laz ziya | 4 yıl önce
    0böcek 
  11. Bir sabah uyandığımda kaç tanesini sayamadığım hamam böceklerinin üzerimde gezinmesiyle beni korkak bir insana dönüştürmede öncül bir böcek türüdür.

    Ortaokuldaydım. Adana'ya taşınmıştık. Allah'ım nasıl bir yaz. Her sabah tuzlu suyla yıkanıyorduk. Bedenimdeki kırmızılıklar büyüyerek yaraya dönüşüyordu. Deli danalar gibi duvarlara sürtünerek kaşınıyordum. Bahçeli bir evdi. Toprağı güzel bir bahçede ne ararsan vardı. Eski bir evdi sanırım. Karınca ve hamam böceklerinden geçilmiyordu. Her gece "Ankara'ya dönmek istiyorum." diye ağlayarak dua ederken uyuyup kalırdım. Evde hiçbir şekilde soğutma sistemi olmadığı için bütün pencereleri, kapıları açıyor serinlemeye çalışıyorduk. Hâl böyle olunca hamam böcekleri bir an kanatlanarak ya suratına çarparlardı ya da önünüze düşerlerdi. Çığlığı bas. Mutfakta çok fazla olduğu için bütün mutfak malzemelerimizi kutu içerisinde saklıyorduk. Mecbur kaldığımız noktada yemek yapmadan önce yıkayıp daha sonra kullanıyorduk. Katiyen bir bardağı köpükleyip temizlemeden su içemiyordum. Birçok ilacı denedik. Ne kadar ilaç firması varsa her hafta birini çağırıp evi ilaçlıyorduk. Fayda etmedi. Daha sonra dükkânlardan böcek ilaçlarını alıp her bir köşeye savurduk. Yine fayda etmedi. Vaktiyle "hayvan doktoru" olmak istiyorum deyip bulduğum kurbağayı ameliyat edecek kadar korkusuz iken bu eve gelmemle birlikte zararsız dahi olsa her türlü böceklerden aniden yerinden sıçrayıp iki metre öteye yaklaşamayan korkak biri olup çıktım. Annem terliği vurdu mu "hah" deyip rahatlıyordu. Bende ise ipler bir sabah tamamen koptu.

    O gece diğer gecelerden inanılmaz sıcaktı. Altımda şort üzerimde ise ince bir atlet vardı. Salonda kanepede uyuyordum. Terlemekten, sıcaktan sürekli dönerken bir an uykuya dalmışım. Nasıl derin uyuduysam en ufak bir temas değmesiyle hemen tepki verirken o sabah hissetmemişim. Güneş yüzüme vurduğu için gözlerimi açtım. Gözlüksüz kalın flu gördüğüm için önce çarşafın desenleri sandım. Daha sonra hepsi hareketlenmeye başlamasıyla birlikte nasıl fırladığımı, nasıl bağırdığımı, bahçeye çıkıp nasıl tepindiğimi ve atletimi şortumu çıkarıp çıplak bir şekilde "anne, anne" diye nasıl bağırdığımı bir ben bilirim bir Allah. O günden sonra altüst oldum. Hamam böcekleri sayesinde bütün böcek camiası yerimden sıçratıyor.
    #234150 pia | 4 yıl önce
    2böcek 
  12. son derece dayanaklı böcek, 4600 üstünde tanımlanmış türü mevcut.

    öğrenciyken hırka-i şerifte ablayla oturduğum ev iki ekmek fırını, bir balıkçı ve bir simit fırını arasında kalıyordu. dolayısıyla bu sevimli mahlukatlar özellikle camların açık olduğu yaz günleri bizim evi mesken tutardı. en yaramazı ablamın bornozuna girmişti. hayatımda başka yerde öyle çığlık duymadım valla.

    bir keresinde de çatal bıçak çekmecesini açtığımda fırlamıştı bir tanesi, allah! alırsın bütün mutfağı, iki seferde bulaşık makinesinde yıkarsın.

    en utanç vericisi ev partisinde olmuştu. 3-5 arkadaş çağırıp bir takım yemekler yapmıştık. yenmiş, bitmiş, ben bulaşıklarla ilgileniyorum, arkadaşın biri tabakları getiriyor ablamla, bir baktım bunlardan biri duvarda. hemen ablama kaş-göz. ablam kaptığı gibi kızcağızı, salona, sonra alırsın eline böcüğü, koyarsın balkona, arkasında iki sert adım. pıtı pıtı kaçar.

    böcekleri falan severim aslında. sıçanı istisna tutarsak bütün hayvanları seviyorum. o yüzden evime böcek girmiş, yılan girmiş, akrep girmiş, kertenkele girmiş. sıçan olmadığı sürece umursamam.

    böcekleri severim ama, şimdiye kadar sadece biriyle dost oldum. efendim bilen bilir, 'tan mimari proje almışım. her pazar-çarşamba ben paso sabahlıyorum. 5 ten önce yatak yüzü yok, tabii şanslıysam. çoğu sabah yatak bir yana duş bile yapmadan okula gittiğimi bilirim. o zamanlar da mohawk var, nasıl rezillik, bir de uzun 15 cm falan. saç dalgalı, içine bigudi sarmışsın gibi bir o yana yatar bir bu yana, ıyyy, tiksindim şimdi kendimden. neyse, işte ben bölye manyaklar gibi ya maket ya yapıyorum, ya bilgisayarın başında çizim işi. bu dostumun bir saati vardı. geçmiş gün ne desem yalan olur. örneğin 3:15. hayvancık hep o saatte gelir. bizim çalışma odasının kapısının eşiğinde durur. ışık var, ben içerdeyim. müzik setinden bir takım punk martavalları geliyor son ses. adına o aralar çok dinlediğim clash'ten etkilenip hell boy dediğim böcücük bakar bana. şöyle 30 sn falan. antenler sallar. ne ayaktır bu herif yine burada diye. önce bir iki adım geri gider. sonra durup yine antenleri sallar. bu defa bir cesaret gelir, olabildiğince hızlı adımlarla sandalyemin arkasından yürür, kahrı beladan kalma çizim masasının ayağının dibinde, döşeme üstündeki oyuktan içeri atlar ve kaybolur. haftalarca yaptı bunu hell boy. muhtemelen ölüp gitmiştir şimdiye. huzur içinde yatsın biricik dostum benim.

    candır hamam böceği. ama ablam olacak hain ve eli kanlı kadın bir takım zehirli böcek yemleri alıp köklerini kurutmuştu.

    www.youtube.com/... - clash'ten hell boy ve tüm göcmenler için gelsin.
    #262634 aigai | 4 yıl önce
    0böcek