1. 'nın bir şiiri.

    saat çini vurdu birden: p i r i n ç ç ç
    ben gittim bembeyaz uykusuzluktan
    kasketimi eğip üstüne acılarımın
    sen yüzüne sürgün olduğum kadın
    karanlık her sokaktaydın gizli her köşedeydin
    bir çocuk boyuna bir suyu söylerdi. mavi.
    birtakım genç anneleri uzatırdı bir keman
    sen tutar kendini incecik sevdirirdin
    bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa

    yalnız aşkı vardır aşkı olanın
    ve kaybetmek daha güç bulamamaktan
    sen yüzüne sürgün olduğum kadın
    kardeşim olan gözlerini unutamadım
    çocuğum olan alnını sevgilim olan ağzını
    dostum olan ellerini unutamadım
    karım olan karnını ve önlerini
    orospum olan yanlarını ve arkalarını
    işte bütün bunlarını bunlarını bunlarını
    nasıl unuturum hiç unutamadım

    kibrit çak masmavi yanardı sesin
    ormanlara ormanlara yüzünün sesi
    en gizli kelimeleri akıtırdı ağzıma
    şu karangu şu acayip şu asyalı aşkın
    soluğu kesen ağulayan ormanlarında
    yaşadım o kısa ve korkunç hükümdarlığı
    ve çarpıntılı yüreğim saçlarının akıntısında
    karadeniz'e karışırdı ordan akdeniz'e
    ordan da daha büyük sulara

    geceyse ay hemen tazeler minareleri
    kur'an sayfaları satılan sokaklardan
    ölüm bir çeşit sevgiyle uçar
    ölüm uçar çocuk yüzlere
    ben o sokaklardan ne kadar geçtim
    damağımda dilinin yosunlu tadı
    önce buğulu sonra cam gibi parlak sonra buğulu yine
    birtakım tavşanları andıran bir takım su hayvanlarını
    pazar pazartesi günlerini ve haftanın öbür günlerini
    yani salı çarşamba perşembe cuma cumartesi

    bir başak ufak ufak bildirir konya'yı
    o başakta o konya'da seni ararım
    ben şimdilerde her şeyi sana bağlıyorum iyi mi
    altın ölçü çift ölçü ve altın karşılıksız
    para basma yetkisini fırat'ın suyunu palandöken'i
    erzincan'ın düzünü asma bahçelerin babil'in dibini
    antalya'nın denizini o denizin dibini
    beş türlü yengeç yaşayan sularında
    çağanoz adi pavurya çingene pavuryası ayı pavuryası
    bir de çalpara
    bilinir ne usta olduğum içlenmek zanaatında
    canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
    sen kalabalıkta bulup bulup kaybettiğim kimya
    yokluğun gayri şuradan şuraya geldi
    bir günler şölenlerle egemen ülkende
    şimdi iri gagalı yalnızlıklar dönüyor
    n'olur ağzından başlayarak soyunmaya
    bir kez daha sür hayvanlarını üstüme üstüme
    çık gel bir kez daha yıkıntılardan
    çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat
    #30446 kesret | 8 yıl önce
    0şiir 
  2. Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü, diyar, memleket.

    Örnek kullanım: Artık vatan toprağı, Rumeli'deki hudutlarından Anadolu'daki hudutlarına kadar yekpare bir ülke olmuştur. (Y. K. Beyatlı)
    #134507 tdk | 6 yıl önce
    0mekan 
  3. .

    Örnek kullanım: Vicdan hürriyetine riayet eden tek ülke Osmanlı imparatorluğu idi. (F. R. Atay)
    #134508 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  4. Bir özelliği ön plana çıkarılarak düşünülen bölge.

    Örnek kullanım: Sonsuzluk ülkesi.
    #134509 tdk | 6 yıl önce
    0mekan