1996 yapimi dervis zaim filmi. gercekten de hisar'da yasayan bir evsizi konu alan bir film. ozellikle ilk basta soguktan donup olen evsiz arkadaslarinin mezarinda sarap icmeleri cok dokunaklidir.
derviş zaim'in arayış içerisinde olduğu filmlerden biri. ki en güzelidir. ne kadar hissiz olursanız olun film size o hayatı hissettirir. babazula'nın asıl grubundan ayrılıp babazula'yı kurmasına sebep olmuştur bu filmin müzikleri, tabii yanılmıyorsam. 33. antalya film şenliği en iyi senaryo ödülü başta olmak üzere birçok ödül almıştır. muhakkak izlenmelidir.
Benim de mezarıma şarap dökebilirsiniz ama kafa tarafına dökün de ağzıma gelsin.
türkiye'nin yabancı festivallerde en çok ödül almış filmidir.
uluslararası ödülleri;
Montpellier Film Festivali (1997) - Jüri Özel Ödülü, Akdeniz Eleştirmenleri Ödülü Torino Film Festivali (1997) - Jüri Özel Ödülü, Halk Ödülü Selanik Film Festivali (1997) - Jüri Özel Ödülü, En İyi Erkek Oyuncu Amiens Film Festivali (1997) - Netpac Ödülü San Francisco Film Festivali (1997) - En İyi Film D’Annonay Film Festivali (1998) - En İyi Film Ouvres Film Festivali (1998) - En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu
ulusal ödülleri;
Antalya Film Festivali (1996) - En İyi Film, En İyi Senaryo, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Kurgu İstanbul Film Festivali (1997) - Jüri Özel Ödülü, Fipresci Ankara Film Festivali (1997) - En İyi Erkek Oyuncu Orhan Arıburnu Ödülleri (1997) - En İyi ikinci Film, Jüri Özel Ödülü
yönetmenliğini derviş zaim'in yaptığı, ahmet uğurlu, tuncel kurtiz'in başrollerinde yer aldığı 1996 yapımı etkileyici bir film. evsiz barksız bir adam olan mahsun'un acıklı hikayesini anlatmaktadır
“Sen de kendi çapında bir süper kahramansın Fikret. Yirmi yıldır aynı kadını sevip günde üç paket sigara içiyorsun. Kolay değil yani.” şeklinde, kalbe külçe gibi oturacak bir replik barındıran film.
filmin ana fikri hayatta kalmak gerçekten de. yoldaşı sarı ölürken, mahsun o deliliğinin altındaki rasyonellikle hayatta kalmaya çalışır. ama hep de umudu vardir içinde. çaldığı arabalarda sadece geceyi geçirmek değil, bu hayattan kurtulup uzaklara gitme hayali de vardır mahsun'un.
şans ve bereketi duyunca tavus kuşunu kaçırır. hayatta kalmaya çalışsa da istediği iyi bir hayattır aslında. ama yediği dayaklardan, insanların onu kullanmasından da bıkmıştır artık, umudu kalmamıştır iyi bir hayat için. derdinin sadece hayatta kalmak olduğunu anlamıştır. ona şans değil yemek lazımdır. bu yüzden de tavus kuşunu öldürür.
derviş zaim sanırım gerçek olaylardan esinlenmiş. ama bakış açısı ve anlatımıyla bunu evrensel mesaja dönüştürmeyi başarmış.
türk sinemasının en iyi 10-20 filminden biri. kimisi listeye bir numaradan sokar, kimisi 20. ama kesinlikle 21 değil! oyuncular, senaryo, müzik hepsi güzel. "filler ve çimen" ve "tabutta rövaşata" gibi iki efsane filmi çekmiş olan yönetmen derviş zaim, her nedense bir daha dikiş tutturamadı. daha sonra birçok film çekti ama hiçbirisi bu iki filmin çeyreğine bile yetişemedi.