1. favori filmin nedir? sorusuna verdiğim tek yanıt.
    kader filminden sonra demirkubuz'un da istediği ivmeyi yakaladığını söyleyemeyiz sanırım. yeraltı filmi dahi beklentilerin gerisinde kaldı kanımca, sonrasında gelen diğer iki film olmamış gibi.
    #140583 sekertv | 6 yıl önce
    0film 
  2. 'un "karanlık üzerine öyküler" üçlemesini oluşturan , ve 'ndan sonra çektiği, 'nde 'nın ödülleri süpürdüğü 2006'da "en iyi film" ve "jüri özel ödülü" kazanmış, 'dan 'e "umut vaad eden aktör" ödülü getirmiş, demirkubuz'un en iyi işlerinden biri olarak görülen 2006 yapımı film.

    'le birlikte değerlendiriyor çoğu yerde ama bu yanlış bir karşılaştırma. masumiyet içine çökmüşlüğün filmiyse, kader her zaman aranılan tek gerçeğin hikayesi olabilir. kader'in uzun yıllara yayılan, her zaman şehir değiştiren aşk hikayesinin içsel ağırlığını her birimizin iç dünyasında yaşaması öngörüsünü de yapan demirkubuz, yollar ve kapanmayan kapıların "takık" olmayla bir düşünüldüğü zaman ortaya çıkan derinliğini de anlatıyor. bekir'in iç karartan monologu, uğur'un filmin tamamına egemen olan "ben başımın çaresine bakarım" özgüveni, cevat'ın göstermelik sahiplenişi, zagor'un başına buyrukluğun kutsal kitabını yazmış olması ve otelci irfan'ın "çevrene hakim olmak sadece gözlerinle yapabileceğin bir şey değildir" mottosunu hayatına yansıtması aklımdan çıkmayanlar. sonunu kendi kendime deli gibi eleştirmiştim ama demirkubuz'u ilk kez deneyimleyecek olan izleyiciler için böyle bir son hem demirkubuz sinemasını tanımak açısından değerli hem de bu sinemanın değerlerini özümsemek için "her zamankinden" hissini içe çekmek açısından önemli olduğundan ötürü bir şey yazmayacağım.

    filmin doğrudan umutsuzluk ve çaresizlikle ilgili olduğuna dair alt metinlerin demirkubuz sinemasındaki en yoğun halini izlemiş olabilirsiniz. 'nda da bu "hiçbir şey yapamama" ve "kendini akışa bırakma" hissini iliklerime kadar hissetmiştim. kader'in "seçimlerimi geçmişim yapıyor ama bunda benim kontrolümün olmadığını kimse iddia edemez" yargısının ağırlığı altında paramparça olmak da mümkün. yeraltı ile arasındaki en büyük fark bence bu.

    demirkubuz sinemasına giriş için genellikle masumiyet ya da bekleme odası önerilir ama kader de seçeneklerden biri olabilir. berbat istanbul hayatı, varoş izmir geceleri, aile zoruyla hayatları şekillenmiş, kendi hayatları hakkında söz sahibi olmaktan bihaber bireyler, "takık"ların hayatlarımızdaki önemi ve tabii ki umutsuzluğun kesif kokusunun daha net hissedildiği bir demirkubuz filmi izlediğimi düşünmüyorum.

    edit: yazım yanlışlarını düzelttim.
    #191861 lake of the hell | 5 yıl önce
    0film 
  3. yönetmenliğini ve senaristliğini 'un yaptığı, başrollerinde , 'ın yer aldığı yer aldığı 2006 yapımı filmdir. film, zeki demirkubuz'un filminin baş oyuncuları bekir ve uğur'un geçmişlerini anlatmaktadır.
    #17973 thedirector | 8 yıl önce
    0film 
  4. ufuk bayraktar'in bekir olarak yureklerimizi dagladigi film. haluk bilginer'in masumiyet'teki efsane tiradi bile ufuk bayraktar kadar cigerimizi desmedi.
    #17974 pokilertoner | 8 yıl önce
    0film 
  5. Kader dışsal kontrol merkezidir.(bkz: )
    Kendi başarısızlıklarımızı dışsal bir güce bağlamak bizi rahatlatıyor. Başımıza gelen kötü şeylerin müsebbibi kader , yaptığımız kötü şeylerin sorumlusu şeytandır. Tüm başarılarımız ve başımıza gelen bütün güzel şeyler kendi el emeği göz nurumuzdur. İnsan oğlunun en büyük yeteneği kendisini de kandırabiliyor olmasıdır.
    #202724 camanbay | 4 yıl önce
    0genel terim 
  6. Elimizde olmadan başımıza gelen, yaşamak zorunda olduğumuz olaylardır.
    #271702 titanic | 3 yıl önce
    0din terimi, genel terim