aziz nesin zamanında bir köşe yazısında yanlış hatırlamıyorsam kenan evren için şöyle demişti ; '' türkiye'nin başına gelmiş gelebilecek en büyük felaket bu adamdır. '' şimdi ben merak ediyorum şu an yaşıyor olsaydı yine aynı düşüncede mi olurdu diye...
tarihini okumamış bir milletin yakın tarihiyle ilgili gerçekleri bile göremeyen fertlerinin pek sevdiği ressam. 17 yaşında gencecik bir fidan, erdal eren, öldürmediği (yüz yüze çatışırken arkasından nasıl kurşunladığını biri bana anlatsın) bir asker yüzünden doktor raporuyla kemik yaşı büyütülerek idam edildi bu memlekette.
yıllarca insanlar fişlendi, sokağa çıkma yasakları yaşadı. süper hiper demokratik bir referandumla anayasa oylandı. babam anlatır; "hayır" yazan kağıtlar mor renkle basılmıştı, kabak gibi zarfın içinde görünüyordu hayır verenler oyunu sandığa atarken. hadi sıkıysa fişlenme korkusu yaşamadan hayır oyu kullan. (babam kullanmış o ayrı. bunu da buraya gururla dip not olarak düşeyim) ondan sonra vay efendim %92 oyla kabul edildi. ya bırak! asıl acı olan şudur ki o dönemleri yaşamamış olanlar değil, okuyup araştırmaktan aciz olan nesiller kenan evren'i tonton bir ressam amca olarak tanıdılar. yanarım yanarım buna yanarım
ülkedeki sağı da solu da biçerek, abd desteğiyle (belki de talimatıyla) islamcıları fışkırtan kişi. milli görüşün -ve sonradan tayyip'in- önünü açan kişi. eskiden haklı olarak solu destekleyen alt, varoş kesimin şimdi çeşitli nedenlerle akp'yi desteklemesine yol açan kişi.
bi ara yaşını küçültüp asalım geyikleri dönerdi. idam edilmesi değil ama yargılanıp o günlerin mahkumlarıyla aynı koşullarda mahkum edilmesi negzel olurdu. neyse, geçti artık.
evet, isminin kamuya ait binalardan ve ilçelerden kaldırılması güzel bir şey ama sembolik. ( zaten pek yeni bir şey olduğu da söylenemez son on senedir kaldırılıyordu.) eğer gerçekten anısını kaldırmak istiyorsanız yüzde on barajını ya da rtük sansürlerini kaldırın. bugün hala 12 eylül hukuku geçerlidir sadece dejenere olmuştur. bunları yapmadıkça siyasilerin hiçbiri samimi gelmiyor tıpkı mahkeme kararına rağmen tören alayıyla gömülmesi gibi netekim.
1985 yılında "maaşım bana çok geliyor. Tutup cumhurbaşkanlığı maaşını düşürsem benden sonrakilere haksızlık olur" diyerek, her birine 7.500 lira olmak üzere 10 üniversite öğrencisine maaşından burs vermiş bu darbeci general. Hemen söylenmeye başlamayın rica ediyorum. Olayları kendi özelinde değerlendirmek gerek. Şimdikiler de maaşımız yetmiyor diye zam yapıp duruyorlar.
bir korku nesli yaratmayı başarmış insan. zaten az sorgulayan insan vardı yaptığı darbe yüzünden hiç kalmadı darbeden sonraki düşünmeyen ,sorgulamayan, biatçı insanların yarattığı ve devam ettiği enkazla yaşıyoruz öyle bir enkaz bıraktı ki memleketin kucağına etkileri hala taze. bir de" benim memurum işini bilir" diyen siyasi ayağı vardır bunun çok güzel tamamlamıştır beraber enkazı.
Rahmetli babam çok severdi. Çocukluktan aklımda kalan: 80 darbesi öncesi memleket kan revan içindeymiş. Her gün sokakta kavgalar olurmuş. Bu kavgalarda da ölüm sık görülürmüş. Her mahallenin kendi fedaisi varmış. Seni tanımazlarsa dayak kaçınılmazmış. Günlük yaşam çok zorlaşmış. Resmen iç savaş ortamını anlatırdı. Hani babamın yaşadığı yer besni/adıyaman. Şu anki nüfus yırtınsa 40000. Büyük şehirleri tahmin bile edemiyorum. Sonra kenan paşa darbe yaptı, 2 haftaya her şey süt liman. Haa demokrasi, insan hakları falan filan (muhtemelen linç yiyecem) sokakta akan kardeş kanı dinmiştir.
bu habis adam cia güdümünde ülkeye geri dönülmez hasar verdi, binlerce kişinin kanına girdi, 17 yaşındaki erdal eren'in yaşını büyütüp idam etmek gibi caniliklere imza attı, türk-islam sentezi adı altında siyasal islama dopingi bastı, sol cenahta ne kadar okuyan, yazan, düşünen genç varsa işkencehanelerde harcadı. hem dejenereliğin dibine vurmuş tüketim kültürünü, hem de arap kültürel emperyalizmini memlektin başına bela etti, rabıta'dan paraları alıp dincilerin iyice palazlandırılmasına maşa oldu, okullara zorunlu din dersi koydu, özet olarak ülkeyi seleflerinden de beter geriye atıp afganistan seviyesine gelmesini başlatan sürece büyük katkıda bulundu. bütün bu yaptıkları ziyadesiyle yanına kaldığı gibi, marmaris'te yağlıboya tablolar çizerek lüks emeklilik yaşadı. ölüm döşeğindeyken lütfen rütbelerini indirdiler falan. ne yargılandı, ne hesap verdi, ne de bedel ödedi. ölen öldüğüyle, mahvedilen mahvolduğuyla kaldı. 12 eylül'ün enkazı asla kaldırılamadı.
bu millet ülkenin ırzına geçen eli kanlı bir despotu yargılayamadı, yaptıklarının yanına kalmasına ses çıkarmadı. şimdi ismini her yerden silsen ne para eder? mezarını açıp kemiklerini yaksan kaç yazar?
Ata'mızın gözlerinin maviliğini kullanıp, "mavi, beyaz'a karşı" gibi tribün gruplarının tezahüratları niteliğinde ve "12 eylül olmasaydı taksim kızılmeydan olurdu." gibi ilkokul çocuklarının üretebileceği nitelikte argümanlarla anayasa referandumuna giden ve %92 oy ile yürürlüğe geçiren bir zat.
"Keşke bir dine mensup olsaydım da beddua edip, bari içimi ferahlatma şansım olsaydı..." diye dedirtendir aynı zamanda.
bu ülkede bir sağdan bir de soldan kesip de sonra villasında resim yapan zat. Bu adam bana sadece bu ülkede her türlü pisliği yapıp da cezasız kalınacağını hatırlatıyor.
muğla cumhuriyet savcılığının 2007 yılında hakkında başlattığı soruşturmayla büyük engizisyoncuyu hatırlatan insan. şekillenmesinde önemli bir rol oynadığı sistem tarafından, sisteme ilişkin önerileri ve belki eleştirileri olarak yorumlanabilecek ifadeleri yüzünden yargılanması muhtemeldi. yargılanamadan öldü gitti netekim.
bir takım yarım akıllıların '82 anayasası %90 oy aldı' diye savunduğu katil. evet anamız babamız çaresizlikten, sokaklarda kol gezen terörden, yaylım ateşi altında kelle koltukta gezmekten bıkıp denize düşen yılana sarılır misali evren'i alkışladı, diktatorya anayasasına oy verdi, ama bu ne evren'i haklı kılar ne de bizden önceki kuşağın çaresizlikten yaptığı şeyin doğru olduğu anlamına gelir.
cia'in ortalığa sürülerle saldığı ajan provokatörlerin dolduruşuna gelip cia'in verdiği silahlarla sokaklarda terör estiren sağcı-solcu gençler de bok yedi, evren'i kurtarıcı mesih gibi karşılayan analarımız babalarımız da. bir tarafın yanlışı diğer tarafı doğru yapmıyor.
evet anarşistler, teröristler gözaltına alındı ama, terörist sayısının misli misli de masum vatandaş gözaltına alınıp işkence tezgahlarında elektrik yedi, öldüresiye dövüldü, sakat bırakıldı. sırf bizim mahallede bile terör ve şiddet eylemlerine karışmadığı halde sadece yasak kitap okudu ya da slogan attı diye işkence tezgahlarında dişleri, tırnakları sökülen, filistin askılarında sakatlanan gençler vardı. bunların bir çoğu gözaltına alındığında 18 yaşından küçüktü. elindeki teröristler firar edince kotasını doldurmak için sokaktaki simitçileri toplayıp işkencehanelere götüren psikopat manyakların yanında gezi'deki kuduz polisler bile disney prensesi gibi kalır.
neymiş efendim 70'li yılların radikal turancıları ve solcuları totaliter dikta rejimi kurmak istiyormuş. cia kuklası darbeyi yaptı, onbinlerce insanın hayatını kararttı da ne oldu? 21. yüzyılda neredeyse kuzey kore sefaletini yaşatan dinci dikta rejimi 70'li yılların sağcı-solcu radikallerinin kurmak istediği rejimlerden daha mı iyi? daha mı özgür? seçimler bile trafoya giren kedi masallarıyla en despot sol rejimlere rahmet okutuyor.
ülke afganistan seviyesinde bir cehalete batmış, üniversiteler mahvedilmiş, despot resmen kuzey kore rejimini kurup sultanlığını ilan etmiş, koca bir nesil okumaktan, düşünmekten korkutulup dejenere edilmiş, aptal, cahil, tüketim manyağı zombi sürüleri haline getirilmiş, diyarbakır cezaevinde yapılan insanlık dışı işkenceler yüzünden pkk denen bela palazlanıp ülkenin başına bela olmuş, hala utanmadan evren'i ve işlediği nazi rejimini aratmayan insanlık suçlarını savunanlar var.
evren ve şurekası türk halkına lobotomi yapmıştır. evren'in darbesi ve darbeyi müteakip yapılan gözaltılar, işkenceler, faili meçhuller, fişlemeler, kitap yakmalar, yeni nesli cahil bırakma politikaları, zorunlu din dersleri ve ülkücü hareketin içindeki şamanist-seküler unsurları yok edip türk-islam sentezi denen arapperest ideolojiyi kaktırmalar, saymakla bitmiyor. bun birbirinden iğrenç uygulamalar ülkeyi 100 yıl geriye götürdü ve bok çukuruna öyle bir batırdı ki, hala da çıkmak için debelendikçe batıyor. evet sokaklarda terör esmesi kötüydü ama bu maalesef evren ve şurekasının ülkeye verdiği muazzam hasarı kesinlikle haklı çıkarmıyor.
Başımıza şimdiki çakma taliban'ı saran muhterem.
Millet propaganda ve korkudan o zamanın takunyalılar denen dinci güruhlarına yönelmiş.
komünizmi dengelemek için basmış din propagandasını sağ olsun.
İrticai kuzey Kore rejimi başımızdan gitmek bilmiyor.
Kayıp nesil kayıp nesil diyorlardı da eskiden anlamıyordum.
Bu dönemin gençleri okursa anarşist olur falan diye çoğu kitaptan uzak durdu bayağı da cahil kaldı bunun yüzünden herhalde.
sokak röportajlarında telefonunu çıkar dayıların bu dönemin gençleri olduğunu düşünüyorum.
Ben çocukken üniversiteye giden anarşist, komünist oluyor falan diyorlardı hep buralardan kalma bir şeydi herhalde.
Bir de komünistler için öyle bir şey duydum ki çocukken inanmazsınız o zamanın dayısı " ben komünistlere karımı siktirtmem " demişti.
Dün gibi hatırlıyorum nasıl bir travma yarattıysa bende artık.
Komünistlere bayıldığımdan falan demiyorum ama milletin yediği propagandayı siz düşünün.
Sağ ol yarattığın bela dolaştı dolaştı bize patladı, komünizm falan derken. Arabistan seviyesine düştük düşeceğiz .