spoiler içini açıp okumakta olduğunuza göre iki ihtimal var:
1- filmi daha önce izlediniz.
2- spoiler yemek sizin için bir şey ifade etmiyor.
her iki durumda da ben yüksek müsaadenizle buradan yardırıyorum.
gel gelelim asıl meseleye;
tesis sakinlerinin orada bulunuş amaçlarından, bulunuş şekillerinden ziyade beni asıl düşündüren kısım çok daha başka.
lincoln six echo kod adlı karakterimiz tom lincoln kardeşimizin klonu. bunu biliyoruz.
daha sonradan öğreniyoruz ki klon kişide, dna sahibi kişinin gerçek anıları yerleşebiliyor zamanla.
işte tam bu noktada beni düşünmeye sevk eden şey çıktı ortaya;
bir insan, ömrünün sonuna geldiğinde yerine klonu geçse ne olur?
düşünüyorum...
hayır, bu "
abre los ojos" gibi değil.
bugün ölmüşüm.
ve bir klonum var.
klonum geçen sene üretilmiş olsun, geçen seneye kadar olan bütün anılarım bir şekilde klonumun zihninde yerleşik. ve zamanla da öğreniyor aradaki 1 seneyi. hatta son 1 seneyi hatırlamayışının sebebi geçirdiği ufak çaplı bir kaza da olabilir, kısa dönemli hafıza kaybı yaşatan bir sürü durum uydurabiliriz.
dışarıdan bakan biri için, örneğin ailem için her şey normal. ben olduğumdan kimsenin şüphesi yok.
yine de, o adam ben olur muyum?
tamam, benim. ama yine de ben olur muyum yani?
ben kimim?
ben neyim?
bazen düşünüyorum;
hiç var olmamış olsaydım ne olurdu?
yine ben olsaydım, yine bu beden olsaydı ama ben var olmamış olsaydım?
bu bedende yaşayan bu kişi yine aynı kişi mi olurdu?
belki de ben, bu bedende yaşayan o aynı kişiyim ama hiç var olmamış ben hiç var olmamış olmaya devam ediyor.
evet, aynı kapıya çıkıyor.
ama klonum, benim kaldığım yerden hayatına devam ediyor olsaydı?
filmdeki klon kişiler için bir organ besleyicisi diyebiliriz, birer saksı gibi düşünebiliriz, ancak bilinçlendiklerinde işler değişiyor, karışıyor. bu da yetmezmiş gibi, dna sahiplerinin numune alındığı güne kadarki hafızaları da yavaş yavaş yerleşiyor. aynı insandan 2 tane olmuş oluyor.
"can" dediğimiz şey, bir yandan da "ruh" ya hani.
bu klonlar bu "ruh" lara nasıl sahip oluyor? ruh dediğimiz şey aslında ney? klonların sahip olduğu ruh, aynı dna'ya, aynı beyne, aynı hafızaya sahip olduğuklarına göre, dna sahibinin ruhu da klonlanmış olmuyor mu?
hayat yaşadıklarımızdan ibaretse, hatırladıklarımızdan ibaretse o halde farz eyleyelim ki teknoloji çok gelişti ve artık canlı bedene beyin transferi de yapılabiliyor. bu aynı zamanda ruhu da transfer etmek sayılabilir mi? sağlıksız vücudumdaki beynin sağlıklı bir vücuda yerleştirildiğinde çalışmaya devam ettiği ütopik bir ortamda ruhumuzu da trasnsfer etmiş olmaz mıydık?
eğer öyle değilse; ruhun, gerçekten bedene ihtiyacı var mı? varsa niye var?
klonumun ben öldükten sonra hayatıma devam etmesi için en makul "bağlama" şu şekilde olurdu, ben öldüğüm anda ruhum klon bedene transfer olur, aynı ama daha sağlıklı bedende, aynı ruh ile yaşamaya devam edeyim.
hayatımı sigortalatmak için benim organlarımın "yedeği"ni yapacak bir firma ile anlaşmış olsaydım, ve organ çiftliği gibi bir yerden bana organ gelecek diye beklerken karşımda ikinci bir maraz bulmuş olsaydım ne yapardım?
tam olarak yapmam gereken şeyi, firmayı arayıp "alın bunu burdan" derdim. bunun vicdansızlıkla alakası yok diye düşünüyorum. ruh, can barındırsın ya da barındırmasın, o aslında bir yedek parça. zaten öyle bir durumda paniklten veya şaşkınlıktan ne yapacağımı ilemezdim ama "ay canım o da insan" demezdim herhalde.
ama klon maraz gözünden dünyaya bakınca "allah kahretsin böyle hayatı" diyebiliriz, haklı da oluruz.
çünkü yazık günah lan.
--
spoiler --