-
final yapmis dram suc filmi. finalini sahsen sevmedim. bir de o yargic vardi kubali, o ne komik adamdi ya. aksani superdi. -
Harika dizi.
İnsanı yaşama tutan bazı şeyler vardır bilirsiniz.
Bir amacınız, plânınız yoksa hayat boş gelir.
Bu hissi her geçen sene daha çok hissetmeye başlamıştım. Bu aralar da beni hayata bağlayan şey bu. Bağımlılık yapıyor ve hayata başka bakmamı sağlıyor.
Her zaman garip bir çocuktum zaten o yüzden cinayet dizisiyle hayata tutunuyor olmamı ,özellikle de havaların böyle ısındığı ve insanların plaja gitmek için can attığı bir dönemde, yadırgamayın.
Soğuk ve asosyal olmak benim ruhumda var. İnsanlarla fazla görüşme içinde olmayı sevmiyorum.
Beni yoruyor. Geçen perşembeden bir önceki perşembe hayatıma yeni insanlar girdi ve yaklaşık bir hafta onlarla sürekli görüştüm. Mutluydum tabi ama dediğim gibi bu beni yoruyor. Ertesi hafta cuma, cumartesi, pazar hiç dışarı çıkmadım ihtiyaçlar haricinde ve sadece bu diziyi izledim.
Ve izlediği, okuduğu şeylerden etkilenen biri olarak çok farklı bir atmosferi olduğunu söyleyebilirim dizinin.
Bir kere ahlak sisteminizi sorgulatıyor dexter bu arada burdan ben de deklare edeyim, bazı insanların yaşama hakkı olduğuna inanmıyorum ve ölümlerinin benim için hiç sakıncası olmayacaktır bu insanların. Dolayısıyla dexter'ı izlerken asla ölenlere üzülmedim masumlar hariç. Zaten ezelden beridir anti hero kavramına bayılıyorum.
Watchmen'in filminde rorschach'in o tecavüzcü orospu çocuğunun kafasına baltayı saplarkenki yaşadığı hazzı ve öfkeyi emin olun ben de yaşadım.
Aslında dexter tam olarak anti hero kavramına uymuyor başlangıçta. Çünkü içinde bu dürtüler var ve bunu sadece bir yöne kanalize ediyor.
Bu birinin yılan avcısı olup farkında olmadan bölge halkına yardım etmesi gibi bir şey. Yani adam zaten öldürüyor ama bunu iyilik için yapmıyor, kendi için yapıyor. Ancak sezon ilerledikçe dexter gitgide insanlaşıyor ve anti hero kavramına uymaya başladı ikinci sezon finali itibarıyle.
Biliyorum yılların dizisi hakkında bu velet niye inceleme yapıyor gibi yazıyor diyorsunuz ama bilirsiniz bazılarımız yanlış kuşakta doğuyor :)
Not: birinci sezon hakkında tek diyebileceğim şey "fucking absolute perfect!!" -
sıfırdan yeniden izlemeye başladım. üçüncü sezondayım. zaten olan biten çoğu şeyi unutmuşum. son sezonlarını da hiç izlememiştim. o nedenle en mantıklısı en başından başlamaktı.
rita'ya olan hayranlığım depreşti. onun haricinde güzel gidiyor. izlemeyenlerin mutlaka izlemesi gereken bir klasik. -
(bkz: katil uşak) spoilerini en başta vermesiyle mütevellit,, televizyonun en enteresan işlerinden birisidir. -
Polis teşkilatından daha iyi bir şekilde sokakları temizleyen bir başka suçlu(!) karakterin başrol olduğu dizi.
Dizi jeneriği gördüklerim içinde en güzelidir. -
üçüncü sezonu biraz zor atlatılıyor. breaking bad'in ilk sezonu gibi ben bunu niye izliyorum düşüncesi baş gösteriyor insanda. ama güvendiğim kaynaklardan dördüncü sezondan itibaren bomba gibi olacağına dair bilgi aldım. o yüzden zor da olsa atlattım. -
dördüncü sezonu kalbimi kırdı. hayır biliyordum olacakları. ama insan olacakları bilse de farklı bir şey görmek istiyor. belki de işin sırrı bu. üzerinde çalışılması gereken de bu.
beşinci sezonun ilk bölümü gözlerimi dolduran ilk bölüm de oldu. ağlamadım yoksa. ne ağlıcam lan? koskoca adam. yok öyle bişi.
bilmiyorum daha nasıl izlerim. geçmişte de niye bıraktığımı hatırladım çünkü. -
altıncı sezon sonunda işler boka sardı, yedinci sezon başında da durum pek değişmedi. lakin üçüncü sezonu atlatabilen herkesin bence sonuna kadar izlemeye devam etmesi lazım. -
biteli üç dört gün oldu. belki biraz daha fazla. hakkında yazmak istiyorum kaç gündür ama işte yaptığım yazıp yazıp silmekten ibaret.
bittiğinde insanı boşluğa düşüren dizi. 8 sezonu aralıksız izleyince öyle oluyor da olabilir. çok umutlarım vardı kendisiyle ilgili. ama o tüm umutlarımı aldı götürdü. hiç sevmedim finalini. kendi içinde mantıklıydı belki. dexter'dan beklenecek bir davranıştı da. ama işte, olmadı be. öyle bitmemeliydi.
her şeye rağmen izlenmeli. çünkü her sezonu ayrı keyifli. ayrı heyecanlı. ayrı üzücü. dexter morgan kadar debra morgan için de izlenmeli. -
normalde başka dizilerin ilk sezonunu beğenmem ama dexterin ilk sezonlarını beğenmiştim. finalini hiç beğenmedim tabi. -
4. sezon bitti, 5. sezona geçtim. Şu ana kadar beni en çok etkileyen bölüm 4. sezon finaliydi. Olaylar olaylar... O bölümde ne denli duygu karmaşıklığı yaşadığımı bir ben bilirim. -
21 gün önce başlayıp an itibariyle bitirdiğim dizi. Bu kadar geç kaldığıma üzülmedim, çünkü evveldeki yoğun zamanlarıma denk gelseydi böyle kesintisiz izleyemezdim. Şu an boş vakitte aralıksız izleme şansını yakalayabildim.
-- spoiler --
Nedense debra'yı fazla sevip benimsemişim. Öyle ki o öldüğü an bitti benim için her şey. Dizide en çok etkileyen sahne de zaten debra'nın, evin önünde hıçkıra hıçkıra ağlayarak dexter'a ilan ı aşk ettiği sahneydi. Evet o kadar kesme, biçme, kan fışkırtma, can çekişme değil de bu beni etkiledi.
-- spoiler -- -
en iyi seri katil hikayeli dizidir. özellikle karakterle bir bağ kuruyorsun. -
8 yıl aradan sonra geri dönecek olan favori dizim. yeni sezonunun ilk bölümünün ilk repliğinin ise tonight is the night olacağını düşünüyorum. -
-- spoiler --
dexter, henüz 2-3 yaşlarındayken ailesi gözünün önünde katledilir. olay yerine (eve) gelen polisler dexter'i annesinin kanlarının üzerinde oturmuş halde bulur. çocuğu ilk gören polis, dexter'i çok sever, ona acır ve onu evlat edinir. ancak yaşadığı bu acı olay dexter'da travma yaratmıştır. yıllar geçtikçe dexter'in içindeki psikopat açığa çıkar. ve olaylar gelişir...
-- spoiler -- -
Geri dönüş fişeğini yakmış bulunan -
uzun bir aradan sonra ticari amaçlı sonradan geri dönen dizilerin ek bölümleri genellikle kötü oluyor. ilk serinin tadını vermiyor. inşallah bu, öyle olmaz. -
Dizinin ana karakterini son sezonda son bölümde kendi evreninde rahat bırakmak yerine ticârî amaçla yeniden diriltmek, sektörün içi dışına çıkmış ve eskilerden nemalanan bir kısmına has bir olay olsa gerekiyor. Ölene gidene bitene kısa süreli yas tutan izleyicinin sinirlerini ne cüretle böyle zıplatabildiklerini anlamış değilim.
Aynısını saw film serisinde son yayınlanan filmi spiral’de gördüm. Bu* ve önceki [bkz: Jigsaw/#50255] filmde rahmetli jigsaw’ın kaymağını yerken kaşığın giremediği kabın dibini ekmekle sıyırmışlardı. Utanmasalar [ki bunlar da o ne gezer] kaymak kabına bir miktar su koyup “Kaymağın suyu da kaymak gibi ha” diyerek içecekler.