ismi Mehmet Nâzım Âdil olan mutasavvıf ve Nakşibendi Tarikatı şeyhidir.Nazım Adil Kıbrıs'ın Larnaka şehrinde dünyaya gelmiştir.Ezanın okunmasının yasak olduğu dönemde Kıbrıs'a geri geldiği ilk gün şerefeye çıkıp ezanı Arapça okumuş ve bunun üzerine bir hafta hapis yatmıştır. Soyu, anne tarafından Kaytazzâde Mehmet Nâzım Efendi ile Mevlevî tarîkatı kurucusu Mevlânâ Celâleddîn Rûmî'ye, baba tarafından Kâdirî tarîkatı kurucusu Abdülkâdir Geylânî'ye dayandığı söylenir.
1940'larda İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesinde okumuştur. İstanbul'da bulunduğu dönem içerisinde Nakşibendi şeyhi Süleyman Erzurumi'ye bağlanmıştır. Bir müddet kendini yetiştirdikten sonra şeyhinin izni ve işareti ile Şam'a gidip Şeyh Abdullah Dağıstani'ye bağlanmıştır ve onun mânevi terbiyesine girmiştir.
Şeyh Abdullah Dağıstani'nin emri ile insanlar arasında tasavvuf öğretisini yaymaya başlamıştır. 1973'te şeyhinin Darul Beka'ya intikali ardından yerine geçti, Londra başta olmak üzere yurt dışı seyahatlerine başladı. Dünyanın birçok yerini gezip insanları müslümanlığa davet ederek cami, dergah ve vakıf açmıştır. 2011'de oğlu Şeyh Mehmet Adil Efendi'nin, halifesi olarak kendi yerine geçip, silsileyi devam ettireceğini ilan etmiştir.
1941'deki Hacı Emine Hanım ile olan evliliğinden dört çocuğu bulunmaktadır. Türkçe, Arapça, Farsça, İngilizce, Kıbrıs Rumcası ve biraz Kürtçe ile Almanca olmak üzere birçok dil bilmektedir. Lefke'de yaşamakta iken dünyanın pek çok ülkesinden müridleri ziyaretine gitmekteydi. Dergaha gömüldüğünden makamına da ziyaretçiler gitmektedir.
Pek çok kerametini duyduğum bu şahsın kerameti keramet midir, öğrenip geliştirdiği kurantum sırları mıdır bilinmez.
fetullah gibi ilkokul mezunu degil, kimya okumus etmis ama modern ilimlerin kendisini heyecanlandirmadigini (neden acaba?), manevi ilimlere yoneldigini beyan eden biri. ataturk arkada cok is birakti da devam edemedik iste.
"KIBRIS?ta bundan birkaç sene önce yaşanan komediyi belki hatırlarsınız... Magosa Kalesi?nde garip sesler işitilmiş, ?Şeyh Nazım el Kıbrısî? adını takınan İngiliz pasaportlu ve kafasında devâsâ bir sarıkla dolaşan adamın biri ?İşbu çığlıklar kırk küsur metre boyunda yedi başlı ejderhaya aittir ve de kıyamet alâmetidir? kerametini yumurtlamıştı. Derken aradan birkaç gün geçmiş, sesin kalenin mazgallara sıkışıp kalmış zavallı bir baykuşun çığlıkları olduğu anlaşılmış, devâsâ sarıklı adam rezil olmuş ama işi pişkinliğe vurup tek lâf etmemişti. Adamın yüzsüzlüğü bu kadarla kalsa gene iyi... Yine o günlerde İngiliz veliahdı Prens Charles?ı diline dolamış ve ?Prens?i Müslüman ettim? deyince bu defa İngilizler?i güldürmüştü..." -murat bardakci
kendisinin hz. peygamber ile telefonla görüştüğü iddiaları da vardı. fatura yüklü gelmiş olsa gerek ki 2013 yılında yüzyüze görüşmek üzere bu dünyadan ayrıldı.
depremlerin hint okyanusun altında uyuyan devlerden mi ne kaynaklandığını anlatıyordu. koca koca adamlar bunun eteğini öpmek için dünyanın dört yanından sıraya giriyor, benim insan türüne olan sevgimi buduyorlardı.