-
Ken Loach, 2006 yılında (bkz: the wind that shakes the barley) isimli filmiyle ilkini,I, Daniel Blake ilede ikincisini aldığı Altın Palmiye'yle iki kez kazanan 9. yönetmen olmuştur. Loach, işçi sınıfının yönetmeni olarak da bilinir ve bu çizgi doğrultusunda bir film daha izleyiciyle buluştu.
Newcastle?da yaşayan ve marangozluk yaparak geçimini sağlayan Daniel Blake, geçirdiği kalp krizi sonucu iş hayatı sekteye uğrar. Durumun önemine binaen devletten yardım almak gibi bir girdaba atar kendini. Sistemin bozukluğundan muzdarip şekilde, dünyası çıkmaza girer. Fakat bu koşturmacada tanıştığı genç bir anne ve çocuklarına da yardımcı olmaya çalışır.
Bugün git yarın gel mantığının insanlara etkisini, her insanın bir değerinin olduğunu, paran varsa kral sensin yoksa ölebilirsinin vücut bulması, sakın hastalanma devlet sana bakamaz, masraf çıkartma ha, şeklinde anlayışı perdeye uyarlamayı başarmış.
Sisteme karşı ayakta durmaya çalışan (bkz: dave johns) Daniel rolünü güzel kurtarmış. Belkide yönetmenin en duygusal filmi diyebiliriz. Katie rolüyle genç anne (bkz: hayley squires) de hiç altta kalmıyor.
Ne kadar dik durursa dursun, neticesinde çarklar işlemeye devam etmekte. Sistem mi dersiniz düzen mi, bir şekilde mecbur kalıyorsunuz. -
2016 yapımı, hemen hemen tamamı newcastle'da çekilmiş, nefis film.
bir ingilizin bizdeki işkur'a benzer çalışma bakanlığı'nın ilgili bölümüne başvurma ve işsizlik maaşı ile iş göremez raporundan sonra hak kazanacağı devlet yardımı parası alabilme hikayesi bu film. "ulan, tam karikatürlük ülkeyiz" diye düşünüyorsanız, bir de bu filmi izleyip ingilizlerin yaşadıklarının neler olabileceğini de düşünün. zira, bürokrasi hemen her yerde belli sistematik unsurlardan oluşuyor.
@lacrima'ya katılmamak elde değil: bugün git yarın gel'cilik vatandaşın iliğini, kemiğini kurutuyor. filmi izlerken aklıma sık sık gelen bizdeki laneti de aşağıya bırakayım. filmle doğrudan alakalı değil ama üvey kardeş olarak akrabalık kuruyor.
(bkz: gss prim borcu) -
bir ken loach filmi. güzelliğiyle, sadeliğiyle yönetmenine en temizinden altın palmiye kazandırmış şaheser.
konusu belki dünyanın en klişe hikayelerinden birisi. ama işleniş tarzı o kadar mükemmel ki; tek kelime bile eleştiri haketmiyor.
--- spoiler ----
hayatı boyunca tek bir işte çalışmış, belki de hayatın kötülüğünü ilk kez kalp krizi geçirince tatmış daniel blake. şaşkınlığı yüzünden belli, sudan çıkmış balık gibi.
diğer yandan hayatta attığı her adımda yumruk yemiş bir keith var.
-
-- spoiler --
filmde beni en çok etkileyen kişi, kesinlikle ken loach, çünkü o ingiliz sadeliğiyle, abartısızlığı sayesinde filmin sonunda hem daniel blake kadar şaşkın hem de keith kadar karnıma yumruk yemiş haldeyim.
nerede üzüleceğinizi size söylemiyor. üzülesiniz diye sündüre sündüre çekmiyor planlarını. sadece duygular var, siz sahnelerde kendinizi buluyorsunuz.
aslında yönetmenin muhteşemliği diyorum da, aslında yönetmenin hikayeye kattığı hiçbir şey yok. böyle bir hikayeyi sanırım dünyada en tarafsız ve doğrudan aktaran film budur.
teşekkürler ken loach -
İşçi sınıfının ve benim de pek sevdiğim Ken Loach tarafından çekilen ve bugün -üçüncü kez izlediğim- nadir filmlerden. Hakkında çokça yazı olduğu için uzunca içeriğinden bahsetmek istemiyorum. Eğer işçi sınıfının, ingiltere gibi bir ülkede bile neler yaşayabileceğini sade bir şekilde izlemek istiyorsanız bu film için kesinlikle birkaç saatinizi ayırın derim. Sadece filmden en beğendiğim kısmı paylaşmak istedim.
-- spoiler --
“Ben bir müşteri, bir alıcı ya da hizmet kullanıcı değilim,
Ben bir kaytarıcı, bir beleşçi, bir dilenci ya da bir hırsız değilim,
Ben bir sosyal güvenlik numarası ya da ekranda yanıp sönen bir ışık değilim,
Faturalarımı, vergilerimi zamanında ve son kuruşuna kadar ödedim ve bununla da gurur duyuyorum,
Kimseye boyun eğmem, ama elimden gelirse komşumun gözünün içine bakarak ona yardım ederim.
Sadaka istemiyorum ve kabul de etmiyorum.
Benim adım Daniel Blake,
Ben bir insanım, bir köpek değilim.
Bu sıfatla haklarımı talep ediyorum.
Benim adım Daniel Blake, bir vatandaşım, ne bir eksik ne de bir fazlası…”
-- spoiler --