bu kısa tanımdan yola çıkarsak ağrıya tahammül etmekle aynı şey olmadığı kendiliğinden anlaşılır. ağrı eşiği bir ağrı kaynağının zihninizi ve bedeninizi ne ölçüde etkilediği ile ilgili iken ağrıya tahammül ağrı eşiğiniz ne olursa olsun bununla nasıl başa çıkabildiğinizi tanımlar.
biri biyolojik ve değiştirilemez bir özellikken diğeri zihinsel ve geliştirilebilir bir beceridir. (aslında ikincisi de ''daha çok'' kişiliğin ayrılmaz bir parçası olarak genelde yine biyolojik yapımızın bir parçası olarak gelir. yine de her zihinsel beceri gibi belirli sınırlar dahilinde geliştirilebilir.)
ağrı eşiği çok düşük birisi de çok yoğun ağrılar algılamasına rağmen buna direnç gösterebilir ve hissettiği ağrı ne kadar büyük olursa olsun hayatına devam edebilir. tersine ağrı eşiği düşük birisi eğer bununla başa çıkabilecek zihinsel donanıma sahip değilse algıladığı acı ne kadar küçük olursa olsun mızmızlanacaktır.
bununla birlikte, insan büyük ölçüde biyolojik açıdan programlanmış bir varlık olduğundan ağrı eşiğinin yüksek olması doğanın lütfudur. yine de belirli eşiğin üstü, zararlı dış uyaranlara karşı kişiyi duyarsız hale getireceğinden sakıncalıdır.
en kötüsü hem ağrı eşiğinizin hem de ağrıya tahammülünüzün düşük olmasıdır.
