2019'dan beri faal olan ankaralı black metal grubu. kendilerine göre yaptıkları müzik "blackened death metal" ama olsun; black diyerek geçeyim ben, araştırmak isteyene alan bırakmış olayım.
birkaç demo denemesinden sonra ilk albümleri i, moloch 'u hint kökenli albüm yapımcısı "transcending obscurity records"'tan sadece dijitale yönelik olarak çıkarabilmişler. 8 şarkılık, genellikle bama güme akıp giden bir black metal albümü bu. albüme adını veren şarkı 3. sırada ama ilk iki sıradaki "climbing through nothingness" ve "a sanctuary in the depths of the realms" albümün nasıl akacağını güzel özetliyor. i, moloch'a gelene kadar ne dinleyeceğinize dair bir fikriniz oluyor yani. sadece vokal "eray nabi"'nin ingilizcesi baya iyi. growling yapmadığı zamanlarda ne söylediğini anlayabilmek ve dinlediğinizin bir türk olduğunu bilmek müthiş gurur verdi bana. hecatomb'tan bildiğimiz "cem devrim dursun"'dan hemen önce çalmış olan "berk köktürk"'ün çift kickleri baya beyin deliyor, ki bu türün olmazsa olmazı budur. özellikle vokal ve davul uyumu benim black metalden beklentilerimi ayarlayan ilk adım. bundan sonra sözler, ritim ve varsa soloların şarkıyı yok etmemesini diliyorum. shrine of denial'da ben hepsini buldum. albümü bitiren "temple of the corpse misuser"'ın albümü başlatan şarkı olmasını da isterdim ama ölüyü diriltirken sıçan bir necromancer'ın umutsuzluğunu son şarkıda damardan almak da kötü gelmedi. albümün en iyisini sona sakladıklarını düşünüyorum. i, moloch'un nefis bir kısa solosu var, onu da es geçmeyeyim.
black metalin tekdüze sınırlarını aşamayan ama içindeki çeşitliliği barındırmayı da eksik etmeyen bir grup shrine of denial. ben ilk albümlerini iyi buldum, takipçileri olurum. hele hecatomb'un 12 yıl sonra albüm yapacağı ayyuka çıkmışken, yavaş yavaş "eski blackçiler safları sıklaştırsın" demek için bile kendilerinin dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum. moloch'a selam çakmıyor, bebekleri ve çocukları ateşe atmıyor, fuhuşu kanlı bir ayinin parçası olarak pazarlamıyor, black metali yüceltiyoruz. di' mi?