şanlı atalanta'mızın şampiyonlar ligi'nde lig aşamasından sonraki playoff elemeleri'nde oynadığı ilk maç. birçok eksiğimize rağmen kazanacağımıza inandığımız mücadelede kalede patricio; savunmada posch, hien, djimsiti; kanatlarda zappacosta ve bellanova; orta sahada ederson, büyük kaptan de roon, pasalic; ileri hatta ise de ketelaere ve mateo retegui ilk 11'i ile sahadayız. maçın hakemi halil umut meler.
15. dk itibarıyla 1-0 geride olsak da gasperini hocamın kurt sürüsüyle maçı çevireceğine inancımız tam.
maalesef şanlı atalanta'mızın son saniyelerde gelen penaltı golüyle sahadan boynu bükük ayrıldığı mücadele. ancak ikinci maçta turu geçeceğimize dair hiçbir şüphem yok. gasperini hocam bunun da üstesinden gelecektir.
öncelikle maçı kaybetme sebeplerimizden biri kuşkusuz takımdaki çok sayıda eksik. gasperini hocamın sisteminin temeli büyük bir fiziksel dayanıklılığa dayandığından genelde çok fazla rotasyon yapar, oyunculara sık sık dinlenme fırsatı verir. ancak kadroda çok eksik olduğundan bu rotasyonu artık istediği gibi yapamıyor. hafta sonunda ligde oynanan verona maçıyla hemen hemen aynı 11'i oynatmak zorunda kaldı ki bu da maçın sonlarında bir miktar fiziksel düşüş olarak yansıdı takıma. her zaman rakibi presle yıldırması ve ortada tuzağa sürüklemesiyle işleyen sistem, bu kez oyuncuların vücut dillerinden de anlaşılan yorgunluk sebebiyle belirli bölümlerde işlemedi.
ilk yarıda özellikle defans pek güven vermezken, ileri hatta de ketelaere ve hafta sonunda 4 gol birden atan retegui oldukça etkisizdi. 41. dakikada ileride yoğun pres sonucu rakibi bunalttığımız anların birinde sol kanattan zappacosta'nın ortası ile süper mario pasalic'in kafa golü geldi ve soyunma odasına moralli bir şekilde girdik.
ancak ikinci yarıda club brugge tekrar istediği oyunu oynayan taraftı. ben bu noktada gasperini hocamdan de ketelaere'yi değiştirmesini beklerken kendisi 63. dk'da bellanova yerine juan cuadrado, süper mario pasalic yerine de lazar samardzic'i oyuna almayı tercih etti. bu değişiklikte muhtemelen cuadrado'nun yapması muhtemel muhteşem ortalara kafa vurabileceği için uzun boylu de ketelaere'yi oyunda tutmayı tercih etti.
71. dk'da ise yorgunluktan pres yapmaya dermanı kalmayan bebek yüzlü golcümüz mateo retegui'yi oyundan çıkarıp yerine brescianini'yi alarak santforsuz, 3-7-0 gibi bir sisteme dönerek taktik dehasını bir kez daha konuşturdu (ki elimizde başka pek seçenek de yoktu zaten). aynı dakikada savunmada pek güven vermeyen posch yerine de büyük tecrübe rafael toloi'yi aldı. bu değişiklikle birlikte takımın pres gücü arttı ve de ketelaere de son dakikalarda etkili sayılabilecek bir oyun oynadı. ancak son vuruşlarda başarılı olamadık.
maçın 90+2. dakikasında ceza sahamızdaki pozisyonda halil umut meler'in penaltı vermesiyle özellikle cuadrado ve hocamız gasperini yoğun itirazlarda bulundu. ancak hollandalı var hakeminin de penaltıyı onaylamasıyla penaltı aldılar ve golü yiyerek sahadan boynu bükük ayrıldık.
ama umutsuzluğa yer yok. ikinci maçta turu kendi lehimize çevireceğiz.