bolu ili kartalkaya kayak merkezi konumlu bir otel. maalesef 21 ocak gecesi çıkan yangınla haber oldu. 78 insanımız bu yangında hayatını kaybetti. çalmayan alarm, önleyici diğer ekipmanların eksikliği, yangın merdiveni sıkıntısı, konum gereği geç gelen itfaiye müdahalesi... medyada birçok şeyden bahsedilip duruluyor. allah ölenlerin yakınlarına sabırlar versin.
ülkemin ihmalkar gerçeklerini bir kez daha göstermiş olan bolu'daki otel. bu otel hakkında suçlu kim? diye çok araştırdım. edindiğim bilgileri paylaşmakla paylaşmamak arasında kalmıştım, sol frame'de görünce direkt otel'in kendi başlığına yazmayı uygun gördüm.
niyetim elbette o kadar yitirdiğimiz can varken burada suçlu kim tartışmasını alevlendirmek değil. sadece yerel yönetimler alanında çalışan biri olarak yaptığım araştırmaları buraya aktarmak istiyorum.
Büyükşehir belediyelerinde ruhsatı veren idare, ilgili ilçe belediyesidir. İl Belediyelerinde ise, belediye sınırları ve mücavir alanlar içindeki ruhsatlandırma, ilgili belediye tarafından yapılır. Belediye sınırları dışındaki yerlerde ise, ruhsat verme yetkisi il özel idaresine aittir. sadeleştirmek gerekirse çankaya'da açılacak olan işyerinin ruhsatını çankaya belediyesi verir. çaycuma'da açılacak bir işyeri için ruhsatı zonguldak belediyesi verir.
kültür ve turizm bakanlığı ise konaklama tesislerine işyeri açma ve çalışma ruhsatı veremez. Bakanlık, yalnızca 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu çerçevesinde Turizm Belgesi düzenler. Konaklama tesislerinin önce ilgili belediye veya il özel idaresinden işyeri açma ve çalışma ruhsatını alması gerekmektedir. Ardından, Bakanlığa başvurarak Turizm İşletme Belgesi almak gereklidir.
ek bilgi; 2021 yılı itibarıyla yapılan yasal değişiklikle, Turizm İşletme Belgesi yalnızca yıldızlı otellere verilmekten çıkarılmış ve tüm konaklama tesislerine alınması zorunlu hale getirilmiştir.
Ruhsatı veren belediye veya il özel idaresi tarafından söz konusu tesislerin yönetmelik'e uygun olup olmadığı denetlenir. Bu denetimde tesislerin güvenlik, sağlık, engellilere erişim gibi pek çok konuda standartlara uygun olup olmadığını kontrol eder. bu denetimlerden biri de söz konusu yangın güvenliği denetimidir. BİNALARIN YANGINDAN KORUNMASI HAKKINDA YÖNETMELİK gereği tesislerin yangın güvenliği önlemleri alınmalı ve bu önlemlerin doğruluğu yerel itfaiye birimleri tarafından denetlenmelidir.
Büyükşehirlerde, yangın güvenliği denetimini belediyenin itfaiye teşkilatı yapar, il belediyelerinde ise ilgili belediyenin itfaiye birimi tarafından yapılır. İl özel idarelerinin kendi itfaiye birimleri olmadığından, bu durumda il belediyesinin itfaiye teşkilatından rapor talep edilmesi gerekir. yine örnek vermek gerekirsa sakarya'daki yangın güvenliği denetimi, sakarya büyükşehir belediyesi itfaiye teşkilatı tarafından yapılırken, kütahya belediyesi'nde denetim kütahya belediyesi itfaiye müdürlüğü tarafından yapılır. mücavir alan sınırlarında bulunan bir yer için il özel idaresi yetkisi altına girdiğinden, il özel idaresinin de doğrudan itfaiye birimi olmadığından, denetim yine söz konusu itfaiye teşkilatı tarafından yapılır.
Bolu Kartalkaya’daki yaşanan faciada da ulusal medyada ruhsatlandırma ve denetim sorumluluğu konusunda belirsizlikler infial yarattı.
Yanan otelin Seben İlçe sınırları içinde olduğu, ancak ruhsatlandırma açısından Bolu İl Özel İdaresi sorumluluğunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, otelin yapı ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi ve işyeri açma ruhsatının Bolu İl Özel İdaresi tarafından verildiği görülmektedir. Ancak, Bolu İl Özel İdaresi'nin kendi itfaiye birimi bulunmadığından, ruhsatlandırma sürecinde Bolu Belediyesi'nden ya da itfaiye birimi bulunan başka bir belediyeden İtfaiye Raporu alınması ve bu raporun ruhsat dosyasına eklenmesi gerekirdi.
uzun lafın kısası; Faciada sorumluluk taşıyan idareler, Bolu İl Özel İdaresi ile İtfaiye Raporu’nu düzenleyen ilgili belediye olacaktır. Bu durumda, otel sahibi ve yetkililerinin yanı sıra, görevlerini yerine getirmeyen ilgili idarelerin yetkilileri de yargı önünde hesap vermeleri gerekmekte.
edit cansever: konuya ilişkin yerel yönetimler alanında uzman bir başkontrolör ile görüşme sağladım. kendisi "ben pek takip edemedim gündemi ama belediye'nin itfaiye müdürlüğü tarafından 02.01.2025 tarihli raporunda otel sınırları içinde otel dışındaki bir yerin denetlediği görünüyor. yangın otelin 4. katındaki restoranda çıkmış, aslında burada en masumu belediye." dedi, bu da burada kalsın.
24 ocak 2025 tarihinde turizm bakanlığı tarafından mühürlenmiş oteldir.
denetlemeye hakkı yok ama mühürlemeye var. mühürlemek sorumluluğu altında ama denetlemek değil.
öyle işte.
üşenenler 4.58'den itibaren eski turizm bakanına şuradan kulak verebilir.
tüm yeni yönetmeliği dinliycem diyorsanız da baştan izlersiniz;
www.youtube.com/...
yine denetimsizlik, rant ve kâr hırsı katliama yol açtı. tüm kaplaması ahşap olan -tek kıvılcım yeter yanmasına- tam 12 katlı bir binada ne uygun yangın merdiveni ne yangın tüpü var ne de yangın alarmları çalışıyor. göz göre göre insanlar öldü. bu bir cinayet değil de nedir. yangından sonra maalesef ki yakınlarda itfaiye olmadığı için itfaiyenin 1 saat sonra gelmesi daha fazla can kaybını arttıran sebeplerden. camlardan atlayanlar mı dersiniz, çarşaf sarkıtarak inmeye çalışırken düşüp ölenler mi dersiniz..
müteahhitlerin basıncıyla adamlar yangın yönetmeliği değiştiriyor, ruhsat almayı kolaylaştırıyorlar. itfaiyelerin ve belediyelerin bünyesindeki yetkiler Kültür ve turizm bakanlığına devredilmiş. Çalışanlara isg eğitimleri, yangın eğitimi ve ilkyardım eğitimi verilmemiş. ama 14 Aralık'ta denetim yapılmış ve sürdürülebilir turizm programı sertifikası verilmiş. Ama tabii ki böyle olacaktı şaşırdık mı şaşırmadık. Neden? Çünkü otelin sahibi halit ergül bu sertifikayı veren tga'nın yönetim kurulu üyesi. Ayrıca karadeniz bölge temsilcisi. yani denetleyecek bakanlığın başındaki adam otelin sahibi. Eh kim nereyi denetleyecek? Ayrıca bir ay önce bir denetim yapılmış. otel yönetiminin isteği ile itfaiyelerin incelemede bulunduğu tespit ediliyor. tabi otel yönetimi bu incelemeyi de olabildiğince ötelemiş. 30 Nisan 2024'e kadar turizm işletmelerinin alması zorunlu olan yangın güvenliği uygun belgesi için itfaiyeye 12 Aralık 2024'te başvurulmuş. 16 Aralık'ta incelemeye gelmişler. düzenlenen raporda basit alınabilecek önlemlerin hiç birinin olmadığı tespit edilmiş. ama yine umurlarında olmamış beylerin. ihmaller, denetimsizlikler, işlerine geldiği gibi yasaları değiştirmek ne ararsan var. çünkü hesap soran yok. artık ihmaller "zengin"lerin mekanlarını da vurmaya başladı. dünya bir yok oluşa sürükleniyor ve bundan artık kendileri de kaçamıyor. Los Angeles da grand kartal otel de bunu gösteriyor.
Cocukluk arkadaşımız, Komşumuz, lise arkadaşımız hem kocasını hem çocuğunu hem yeğenini hem akrabasını gömdü bugün.
diğer ölenler arasında uzaktan bildiğim aileler, zamanında gördüğüm çocuklar var.
"oh olsun paraları vardı" diyen ruh hastalarından, sorum(suz/lu)luk kavgasından, "otele giderken yangın sistemini kontrol etmemişler mi?" diyen, "ben akıllıyım bana olmaz" diye kendine pay çıkarma derdine düşenlerden, görüntülerden, ifadelerden çok yoruldum.
uzun uzun laf anlatacak enerjim yok. hala watsapp'dan siyah beyaz fotoğraflar, cenaze haberleri geliyor.
ha bir başka arkadaş da eski dağcı olduğu için çarşaf sistemi kurup 14 kişiyi kurtarmış. Sevinebildiğimiz şeye bak.
Çalıştığım iki ayrı fabrikada afet eğitimi aldım, kurumların sivil sorumlusuydum. O kadar basit şeyler bile yapılmamış ki, bunlar için denetime bile ihtiyaç duymaz insan. Hani kendiliğinden yapar bazısını.
daha önce yazmıştım: biz çocuklarımızı sevmeyi bıraktık. "ilçede her hafta kafatası kırılmasıyla çocuk sevk ediyorum, sonları ya ölüm ya felç. nasıl hala bu çocuklar kasksız motosikletle sokaklarda cirit atıyor" diyen cerrah arkadaşımın ağlaması üzerine yazmıştım bunu.
neyse toparlayamıyorum. gün olur araları bağlarım.
şunu tekrar okuyun diyeyim, bitireyim daha da kafa açmadan: son kurtadam: kurtların sonu/#293605