1986, sakarya doğumlu hakem. sanırım 2022'den beri de fifa kokartı bulunmakta.
hem babasının amatör liglerde de olsa uzun bir kalecilik geçmişi bulunması hem de kendisinin kocaeli üniversitesi spor bilimleri fakültesi futbol antrenörlüğü bölümü mezunu olması nedeniyle futbolu bildiği sanılır. ayrıca 2004 yılında aday hakemliğe başvurmuş ve mülakata da o dönem sakarya amatör spor kulüpleri federasyonu yönetim kurulu üyesi olan babasıyla birlikte girmiş. hakkında çoğu yerde eski hakem "selçuk şahin" ile bir akrabalığı olduğu ve bu yüzden hakemliğe hemen başlatıldığı da konuşulur.
2018'de yönettiği balıkesir-ümraniye 1. lig maçının devre arasında sahaya giren bir balıkesirli tarafından hırpalanmışlığı vardır. sonrasında bir süre maç da alamadı zaten. 2 yıl önce de gazişehir fk-beşiktaş maçındaki kötü yönetimi nedeniyle 2 ay kadar kızağa çekilmişti. kendi röportajlarında sık sık "ben çok uzun yıllar çalıştım, alt liglerde süründüm. buraları hak ettim" iması geçer ama bence kazın ayağı öyle değil. hem okuduğu kocaeli'nde hem de sakarya'da ciddi bir çevresi var. bir de babasının futbolculuk geçmişi nedeniyle özellikle federasyonlar çerçevesindeki etkisi yadsınamaz. kendisi pek eleştiri de sevmez, ki sosyal medyada kendisini eleştirenleri sık sık dava ettiği de biliniyor. hatta duruşmaların hemen karara bağlanması için istanbul'daki ikametini sakarya'nın geyve ilçesine aldırmış, hakaret davalarını avukatlarına gevye adliyesi'nde açmalarını söylemiş.
dünkü antalyaspor-hatayspor maçının orta hakemi kendisiydi. hem verdiği hem vermediği penaltı kararları ve hatay 2-0 öndeyken çıkardığı kırmızı kart ile baya eleştirilecek bence. antalya'nın maçın son dakikalarında kazandığı penaltının külliyen yalan olduğunu düşünmekle birlikte, maç 3-2'ye gelmiş ve 90+5 oynanırken hatay'ın oldukça net bir penaltısını da vermemiştir. maçtan sonra "karaoğlan devre arasında antalya başkanının koruması tarafından darp edildi" haberleri çıkmış ama bunu hep anaakım medyanın lağım fareleri ortaya atıp durmuş. devre arasına hatay 2-0 önde girmiş ve antalya neredeyse tamamen kendi yarı sahasında oyunu kabullenen bir oyun oynamaktaydı (ligin ilk haftasındaki göztepe maçında da böyleydiler). devre arasında böyle bir darp olayı olduysa, maçın 3-2 antalya üstünlüğüne gelmesi ve böyle de bitmesi baya su kaldırır bence. gördüğünü çalan bir hakem olarak biliyordum ben kendisini ama duygusal etkenlerden fazlasıyla etkilenmeye başlamış gibi görünüyor. hakem raporlarını okuyabiliyor olsaydık, devre arasında neler olduğunu da anlardık. kırmızı kart pozisyonu bile bence griyken, 90+5'teki hatay penaltısı baya açık görünüyor benim gözüme.
umarım mafyatik işlerin içine düşüp fifa kokartını yakma pahasına saçma sapan maçlar yönetmeyi adet haline getirmeye karar vermemiştir.
birkaç ay önce başlığını açtığımda henüz göztepe'nin başını yakmamıştı. bugünkü hatay maçıyla birlikte de yakmadı aslında ama kötü bir hakem olduğunu net bir şekilde gösterdi. bazı haksızlıklara itiraz edebilmeniz için illa ki kendi canınızın yanması gerekmiyor, ki adalet duygunuzun sağlıklı olduğunu göstermesi açısından bu norm da evrenseldir bildiğiniz gibi.
pozisyonlara yakın olsa bile, bilgisi kıt olduğundan dolayı, yanlış karar vermesi sık oluyor. hatay'ın iptal edilen penaltı kararında, pozisyona benim şu anda ekrana yakın olduğum kadar bir uzaklıktaydı. victor hugo'nun ilkokulda öğretmenlerin öğrencilerine söylediği "çiçek olun şimdi" şeklinde bağladığı ellerini gördü, dirseğine çarpan topun yön değiştirdiğini gördü ve pozisyonu aklından sildi, penaltı verdi. var'da da yüz yıllardır hakem olmayan ama bu meslekten adil olmayan şekilde para kazanan özgür yankaya (diğer adıyla "yanlıkaya") vardı. yankaya bunu ekrana çağırdı ve topun victor hugo'nun dirseğinin ucuna çaptığını ama yeni kurallara göre buna penaltı veremeyeceğini (çünkü "oyuncunun kendi vücudundan sekip eline çarpan kontrolsüz top nizamidir" kuralı var) söyledi büyük ihtimalle. gitti, ekrana baktı ve gözlerinin önündeki pozisyona verdiği yanlış penaltı kararından caydı. rıza çalımbay kenarda çıldırdı tabii. göztepe'nin golü de penaltıdan ve benzer bir elle oynama hareketinden gelmişti. buradaki pozisyona da çok yakındı ama çalamadı penaltıyı. oyuncunun kollarının halay çeker gibi açık olmasını gördü ama düdüğe üfleyemedi. yanlıkaya gene iyi iş yaptı ve ekrana götürdü hakemi. o da penaltıyı çaldı.
maçın içinde sertliğe müsaade ederken sürekli kontrolü elinden kaçırıyor. kart verme dengesi stabil gibi görünüyor ilk başta ama verdiği/vermediği faullerden ötürü şirazesi kaymış olan sertliği kontrol altında tutamadığı için kartlarını neye göre çıkardığını da o sevimli aklının içinde sadece kendisi biliyor. taha altıkardeş'in travma geçirip ambulansla hastaneye götürüldüğü pozisyon da önünde oldu; hemen dibindeydi hatta. tff kitapçığında net bir şekilde "kafaya gelen darbelerde oyuncu sağlığı çok önemlidir, maçı hemen durdurun" diyor ama bu arkadaş çevresindeki oyuncular yerde hareketsiz yatan taha'yı görüp top oynamaktan vazgeçtikleri için oyunu durdurdu. sağlık görevlilerini bile sahaya oyuncular istedi, kendisi değil. bunları kötü niyetinden yaptığını düşünmüyorum ben. aklı bu kadar çalışıyor, futbolun kurallarını bilmiyor ve hakem olarak para alıyor işte.
kendisinin alt liglerde bile maç yönetmesi bu haliyle mümkün değilken, 90 küsuruncu süper lig maçını yönetmiş bugün. gerçekten insan hayret ediyor. saçma sapan kahpe bizans goy goylarına kafayı takmayan bir taraftar kitlesi olan ülkede, eski mesleği olan kalecilikten sonra evinde oturmaya mahkum bir insan profili görmemiz gerekiyordu. karaoğlan ise, fifa kokartlı bir hakem olarak yaşamaya ve para kazanmaya devam ediyor. şaka bu kadar.