genellikle bekar evinde karşılaşılan paradokstur. şöyle ki:
1-) özne, hayvan gibi acıkmıştır.
2-) bu açlığı gidermek için, eldeki malzemelerle uygun bir yemek yapmak gerekmektedir.
3-) işte açlık paradoksunun anahtarı tam olarak buradadır: verili durumdaki açlık; özneyi, götünü kaldırıp adam gibi yemek yapacak enerjiden ve motivasyondan da mahrum kılar.
4-) dahası özne, yemek için gereken malzemelerin evde na-mevcut olduğunu anlayınca iyice kahrolur. çünkü en basit yemeği yapmak için dahi dışarıya çıkıp marketten, manavdan, gerekirse vahşi doğadan gerekli malzemeleri edinmek zorunludur.
5-) tüm bu ahval ve şeraitte, halihazırda imkansız olan yemek yapma eylemi iyice imkansızlaşarak açlık paradoksunu daha da katlar. açlık paradoksunun kurbanı özne, şimdi açlığa ek olarak yemek yapamamanın verdiği çözümsüzlükle evin ortasında sersefil kıvranıp durmaktadır.
6-) paradokstan kurtulmanın tek yolu, en boktan ev yemeğinin dahi yerini tutmayacağı gayet iyi bilindiği halde, dışarıdan yemek söylemektir. işte özne, beceriksizliğinin ve tembelliğinin bedelini -ev yemeğine kıyasla hiç de ekonomik olmayan- dandik bir döner ya da pizza yiyerek ödeyecektir.
7-) dışarıdan söylenen tatsız tuzsuz yemek, geldiği gibi bir çırpıda bitirilir. yediğinden hiçbir tat alamasa da özne, en azından kendisini esir alan açlık paradoksundan kurtulmuştur. en azından şimdilik!
8-) dışarıdan söylenen yemek birkaç saat sonra etkisini göstermeye başlar. tuvalette acılar içinde ağlayıp patır patır sıçarken özne; dışarıdan söylediği yemeğe, o yemek için ziyan ettiği paraya, en önemlisi de kendi beceriksizliğine, tembelliğine ve salaklığına ağızlar dolusu küfürler savurur.
9-) ancak esas acı bilanço, ertesi gün kendini gösterecektir: sabahın erken saatlerinde tartıya çıkan özne, bok gibi kilo aldığını fark eder. kıçını kırıp yemek yapmak yerine dışarıdan yemek söylediği için göt göbek saldığını kavrayan özne, daha beter demoralize olur.
10-) bir daha bu rezilliği yaşamamak için özne, doğru düzgün ev yemeği yapmayı öğreneceğine dair kendine yemin eder. bu yeminini tutup tutmayacağı ise tartışma konusudur.