henüz 17 yaşında bir çocukken, yokluktan ve zaman darlığından, o dönem ankaragücü yönetiminde amcası yer alan bir yakınım sayesinde, gecekondu ekibi arasında, soğuk bir ankara kışı akşamında, bir mi6 ajanı edasıyla canlı seyretme şerefine nail olduğum comandante. kendisi sahadaysa, hiçbir rakipten çekinmeye gerek kalmazdı. rakibe, takım arkadaşına, hakeme, hocaya, taraftara velhasıl her şeye ve herkese isyan edebilen, kafa tutan, kavga eden, öğreten, asla pes etmeyen abimizdi o. çavuşesku kendisine albay rütbesini vermiş olsa da, o, profesör olarak çağrılmayı severdi. boş zamanlarında ikinci lig maçlarını izleyen bir profesyoneldi. şu sıralar memleketinde, kendi yarattığı bir proje olan fc viitorul constanta takımını çalıştırmaktadır.
türkiye'de futbol oynamış yabancılar içerisinde, frikikleri, topuk pasları ve beklenmedik asabiyetleri nedeniyle, tartışmasız olarak en sevdiğim. oğlu Ianis Hagi de babasının yolundan gidiyor, ama ben yine de babasını tek geçerim (:
hagi galatasaray'dan ayrıldıktan sonra, hasan şaş da bir süre tıpkı onun gibi topuk pasları falan vermeye başlamıştı. sanırım o da çok beğeniyordu ki, kendisine örnek almıştı.
gece gece görsel şölen izlemek isteyen olursa diye, karşınızda hagi!