barbara filminden sonra biraz kenarına çekilen yönetmen christian petzold, phoenix adlı yine bir kadın merkezli yapımıyla kendini tekrar hatırlattı.
ikinci dünya savaşı sonucu yaralar yeni sarılırken toplama kampından kurtulan nelly'nin, hayatına dair açılan bıçak izlerini iyileştirme çabasını konu ediyor. nelly, bir yahudidir ve ciddi şekilde yüzünde yaralarla kamptan çıkmıştır. filmin açılışında direkt seyirciyi merak ettiren ve sonradan düğümün çözülmesiyle devam ediyor film. estetik ameliyatlar sonucu eski haline dönmek ve kocasıyla yeniden beraber olmak ister fakat karşı karşıya geldiklerinde kocasının tanımayışı şok eder kendisini.
ikinci dünya temalı filmler içerisinde ses getirmesi muhtemel yapımlardan biridir. sembolik düşüncelerle yoğrulan, ışığın ve objelerin yerleşimiyle dikkatleri üzerine ciddi anlamda çekecek.
nelly rolüyle nina hoss gerçekten hakkını vermiş. sonlara doğru çalan kurt weill'ın speak low şarkısı ise yazdığı müzikal venüs'ün dokunuşu için bestelenmiş şarkılardan biridir.
antik yunan ve mısır mitolojisinde geçen efsanevi kuş. etimolojisine ilişkin üç teori var. 1; yunanlılar Fenikeliler'in yetiştirdiği hurma ağacına phoenix demişler. 2; yunanca kan kırmızısı phoinos. 3; mısır mitolojisindeki kuş bennu.
kartal büyüklüğünde, alacalı göğüslü, rengarenk kuyruklu, altın tüylerle bezeli zümrüt yeşili boyunlu, mücevherimsi gözlere ve koyu kırmızı kanatlara sahip phoenix'in en az beş yüz sene yaşadığı söylenir. bir dönemde sadece bir tane phoenix yaşarmış. ölümü yaklaştığında mür ve tarçın benzeri şifalı bitkilerden toplar ve yuvasını bunlarla sararmış. bir süre sonra da güneşin ısısı ile otlar tutuşur ateşten yeni bir phoenix doğarmış. yeni phoenix, bir öncekinin küllerini mür özüyle mumyalayıp heliopolis'deki güneş tapınağının sunağına bırakır ve gidermiş. mısırlılar küllerinden doğan bu kuşu güneş tanrısı ra ile ilişkilendirmişler. yeniden doğumun ve ebediyetin sembolü olarak lahitlerde de rastlanır.
yunanlılar da mısır diyarının kuşunu kendilerine uyarlayıp apollo ile bir tutmuşlar. phoenix her gün şafakla uçmaya başlar apollo da kuşun eşssiz güzellikteki sesine dayamayıp arabasını durdurup dinlermiş.
kültürümüzde zümrüd-ü anka kuşu olarak bilinir. kaf dağının ardında bir yerlerde yaşar. harry potter evreninde ise dumbledore'un kuşu fawkes bu türdendir.