1. medyada "li polis" olarak ünlenen, saçma sapan bir mafya ağını istemeden gözler önüne sermeye başladıktan sonra fişi çekilen eski narkotik polisi.

    olaylar bu yılın nisan ayında başlıyor. bu narkotikçi, istanbul-izmir otobanında eşinin üzerine kayıtlı maseratisiyle yol alırken, sonradan avukat olduğu ortaya çıkacak olan fatih uzun'un kullandığı araçla yol verme mevzusundan ötürü kapışmaya başlıyor. küfürleşmelerden sonra iki araç da kenara çekiyor ve yol kenarında kavgaya tutuşuyorlar. narkotikçi, avukatın bacağını kırıyor, avukat "sen benim kim olduğumu bilmiyorsun ama öğreneceksin" minvalinde tehditler savuruyor. olay kapanıyor gibi görünüyor ama narkotikçiye soruşturma açılıyor, iddianame düzenlenerek kamu davası açılıyor. iddianamede, araçlarda narkotikçinin ve avukatın eşlerinin bulunduğu, bacak kıran polisin "kimin kim olduğunu bilemezsin" lafından sonra avukatın "senin plakan tc, bütün cumhuriyet savcıları ve mafyalar benim elimde. bu yere düşmenin hesabını sana soracağım, bu iş burada bitmedi" dediği de kayıtlara geçmiş. dalaman ilçe emniyetinde görev yapan narkotikçi hakkında 6 yıl 10 ay hapis istemiyle dava açılıyor, idari soruşturma başladığı için "devlet geleneği" olarak narkotikçimiz göz önünden kaybediliyor, adını hiçbir yerde bulamadığımız bir departmana gönderiliyor (bi' nevi merkeze çekilip inceden sürülüyor).

    olayın buraya kadar olan kısmı zaten hemen hemen her gün karşılaşılabilecek detaylara sahip. sonrası daha boktan: hem dava süreci hem de idari soruşturması devam ederken bu eski narkotikçi dalaman'a ve evine çok da uzak olmayan, hafiften izbe bir alanda aracının içinde ölü bulunuyor (araç maserati değil, jip benzeri bi' suv, galiba kendi üzerine kayıtlı araç bu). araçta yapılan incelemelerde, sürücü koltuğunda oturan eski narkotikçinin sol elindeki tabancayla sol şakağından kendisini vurarak intihar ettiği, araçta intihardan başka bir şüphe barındıracak bir şey bulunmadığı açıklanıyor. otopside de "bitişik atış" denilen ve genellikle mafya hesaplaşmalarında infaz yöntemi olarak da kullanılan "sürücü koltuğundaki kişinin sol şakağından, çok yakın mesafeden vurulma" belirleniyor. otopsi sonucundan sonra eski narkotikçinin cenazesi öğle namazından sonra hemen defnediliyor, idari soruşturma ve dava süreci sona ermiş oluyor. cenazeden görüntü almak isteyen yerel basını da eski narkotikçinin akrabaları tehdit edip camiden uzaklaştırıyor.

    bundan sonrası hakkında hiçbir bilgi yok. tehdit eden avukatın sorgulanıp sorgulanmadığı, otobandaki mevzuya şahit olan en az 2 kişinin (iki tarafın eşleri) ifadelerini değiştirip değiştirmedikleri, otopsi sonucunda eski narkotikçinin üzerinden herhangi bir şey çıkıp çıkmadığı (not, tehdit içeren herhangi bir ses kaydı, uyuşturucu, kanındaki değerler, barut izi) gibi bilgiler yok. polisin eşi ise, cenazeden birkaç gün sonra instagram hesabından "dağ gibi adamı bitirdiniz, çocuklarım babasız kaldı, kına yakın!" minvalli bi' şeyler yazıp paylaşıyor. bundan sonra olayla ilgili hiçbir haber ve bilgi kırıntısı bulunmuyor. aşağıya bir haber linki bırakayım. eğer siz de araştırırsanız, diğer haberlerin de bu metinden kopyala-yapıştır olduğunu fark edeceksiniz:

    maseratili polisin otopsi raporu açıklandı

    biraz söylentilerden, biraz da hayatın normal akışına aykırı olduğu için akla ilk gelen ipuçlarından bazılarını da aşağıya iliştirmek isterim:

    1- polisin eşinin zayıflatma ürünleri şirketleri var ve baya iyi de cirosu buluyor. "maserati'yi ben değil, eşim aldı. benim polis maaşımla bu arabayı almam mümkün değil" diyen polisin, eşiyle birlikte çekildiği ve lüks bir hayatı olduğu her pikselinden belli olan gırla fotoğrafı mevcut.

    2- polisin eşinin, polis öldükten sonra şirketi kapatıp zenginliğini perdelediği ya da yurt dışına kaçırdığı söyleniyor.

    3- tehditçi avukat ile narkotikçi polis arasında organik bir bağ olabileceğinden bahsediliyor. şöyle ki: otobandaki bu kavga, iki farklı mafyanın kesiştikleri nokta olmuş. avukat zaten uyuşturucu baronlarının avukatı. narkotikçi ise, başka bir mafyanın "içerideki" adamı. birbirlerine atarlanan bu ikiliden birinin yok edilmesi diğerinin yararına olduğu gibi, medyada daha fazla dikkat çekenin bir anda buhar edilmesi de her iki illegal yapının tekrar göz önünden kaybolmasını sağlayıp işlerine gelecektir.

    4- polisin kendisini vurma şekli sansürlü olarak da olsa bütün haberlerde gösterildi: şoför koltuğundan öne doğru iki büklüm olmuş, torpidoya doğru bir miktar eğilmiş, kafası direksiyonla bütünleşmiş; şoför koltuğunun yanındaki camda dev kan izi, aracın ön yan koltuğunun üzerinde bir tornavida. polisle ilgili geniş haberlerin hepsinde bu fotoğrafı görüyorsunuz.

    5- polisin eşi bir süre sonra ortaya çıkarak otobanda neler olduğuyla ilgili de detaylar verdi. "arabayı görüp eşimle didişmeye başladı. araçtan indiğinde de zaten topallıyordu. ameliyat masrafını bedavaya getirmek istedi herhalde" falan diyor şaka gibi. kaynak güvenilir değil ama okumak isterseniz buyrun . mafyatik bağlantıları olduğu bilinen murat övüç ile polisin eşi yakın arkadaşmış. bu bilgiyi de ne yapalım, bilmiyorum.

    nisan'dan bu yana neredeyse 8 ay geçmiş olacak. bu olayın bir daha hiç açılmayacağından eminim. olay hakkında biraz araştırıp bilgilenmek isteyenlerin karşısına hep "ikinci susurluk kazası" gibi başlıklar geliyor. altını hiçbir zaman açıp içerdiği pisliklere bakamayacağımız için spekülasyon yapmak kolay. en azından burasının da tarihinde böyle bir olay kalsın diye başlığını açayım istedim ben.
    #289184 lake of the hell | 1 yıl önce
    0kişi