ben eski türkiye'de aile gibi bir işyerinde çalıştım. devlet dairesiydi ama idarecimiz baba gibiydi. sekreterya kayıt tutardı, kimsenin doğumgünü atlanmaz, öğle tatilinde kutlama yapılırdı. bayramlar ve yılbaşında günlük mesai bitimine yakın bütün personeli toplar yenir içilir kutlama yapılırdı. rekabetler, meslek içi çekişmeler böyle günlerde unutulurdu. yönetici baba gibiydi demiş miydim. bir yanlış yaptığınızda diğer birimlerden şikayet geldiğinde sizi dışarıya karşı ölümüne savunur, ama içeride yaptığınız yanlışın hesabını sorar, doğruya yönlendirirdi. makam odasının kapısı hiçbir zaman kapanmaz, isteyen istediği zaman girer çıkardı. falanca kalemimi çaldı diye sızlanmak isteyeni bile dinlerdi. emekli oldu unutmadık. 2009 yılında öldü yine unutmadık. hala işyerinden arkadaşlarla buluşup içtiğimiz bir arkadaş grubumuz var. her buluşmada anısına bir kadeh kaldırırız. aile gibi işyeri bazen iyi bir şey de olabiliyor. her ailenin reisi çocuklarını abuse etmiyor.