artık bir kült kabul edilen simülasyon oyunu the sims'in, çoğu kişi tarafından pek de bilinmeyen, kendine has bir versiyonu: ortaçağ simülasyonu.
bildiğiniz gibi sims, yaşamı olduğu gibi simüle eden, kendine has bir rol yapma oyunu. istediğiniz gibi bir sim yaratıp ona istediğiniz gibi bir yaşam biçiyor, kariyerini, evini, eşini istediğiniz biçimde ayarlıyor ve bir ömürlük süre içinde ona belirlediğiniz hedefleri gerçekleştirmeye çalışıyorsunuz. sims'in bu mantığı hiç değişmeden her seferinde ana oyunun üzerine başka şeyler eklenerek dört farklı versiyonu yayınlandı (ki hepsini oynadım, the sims 4'ü de hala oynarım) ve çoğu eklenti paketleriyle simlerin hayatlarına ek olarak evcil hayvanlar, kariyer opsiyonları, özel günler ve haftalar, üniversite hayatı, mevsimler, vampirlik vesaire birçok renk de getirildi. çoğu kişi the sims medieval'ı belki de bir eklenti pakedi sanıyor olabilir, ama sims medieval, apayrı bir sims oyunu. hatta kendisinin pirates and nobles diye ayrı bir eklenti pakedi var.
peki, the sims medieval niye eklenti pakedi değil de ayrı bir oyun, çünkü ilk olarak ve en önemlisi bu oyunda bir sim yaratıp onun hayatını bir ömürlük sürede kontrol etmiyoruz. bu ortaçağ simülasyonunda bir krallık yaratıp bu krallığın içine her quest'te yeni bir sim ekleyerek ve o sim'e bir meslek atayarak krallığımızı genişletip krallığımızın refahını artırmaya çalışıyoruz. oyun başlarken ilk yarattığımız sim, kral ya da kraliçe olarak seçtiğimiz sim oluyor ve sonrasında oyun bize çeşitli küçük hikayeli görevler verdikçe işin içine casus sim, büyücü sim, şifacı sim, demirci sim, bard sim, rahip sim falan dahil olmaya başlıyor ve her quest'te ana sim'imizi değiştirerek komple bir krallığı kontrol etmeye çalışıyor, bazı questlerde iki sim'i, üç sim'i birden kontrol ediyor, bazı questlerde bir sim'imizle diğer sim'imizi öldürmek zorunda bile kalabiliyoruz. ve sonra krallığımızın gücü, bilgisi, kültürü, güvenliği arttıkça çevredeki diğer krallıklarla etkileşimlere de girmeye başlıyor, ticaret ve savaş işlerini de deneyimliyoruz. ama bunları yaparken simlerimizin aynı normal sims oyunundaki gibi ağzını burnunu yaratıp kıyafetlerini kendimiz seçerek gerçek birer insanmış gibi onlara bağlanabiliyor, evlerini falan dekore edebiliyoruz da. yine gündelik normal sims oyunu da devam ediyor yani.
benim ilk çıktığı yıldan beri ara ara düzenli oynadığım bir sims oyunu da budur, hafta sonu bir daha kurdum, save dosyamla birlikte geldi ea games'in aplikasyonunda, o kadar sevindim ki. en çok bard ve priest oynaması zevkli, kiliseyi ve tavernayı dekore etmek, bard sim'e tiyatro oyunları yazdırmak, kilisenin içindeki müzik falan o kadar ama o kadar güzel ki...
bu arada marvel dizisi loki'nin bir bölümünde rönesans fuarına gittikleri kısa bir sahne var, orada rönesans müziği diye çalan şey de the sims medieval'ın yükleme ekranı müziği, easter egg olarak mı yapmışlar, nasıl öyle bir telif ödemişler böyle küçük bir ayrıntı için bilmiyorum ama ben gibi sims manyaklarının kaçırmayıp delirdiği bir ayrıntı olmuş, reddit'te falan coşkuyla karşılanmıştı, ben de azıcık tepinmiştim yerimde. zaten oyunun müzikleri o kadar güzel ki, gerçekten ortaçağ havası vermek için çok uğraşılmış belli, oyunda bard'ımızın çalabileceği fiddle ve lute enstrümanları var, bir de şarkı söylüyor, oyunun müzikleri de sadece bu iki enstrümanla yapılmış, bard'ın söyleyebileceği sayılı şarkı da çok özenli bestelenmiş, kadın sim ve erkek sim seçenekleri için her şarkının bir kadın vokalli, bir erkek vokalli versiyonu var. albümü olsa dinlerim.
eklenti pakedi olan pirates and nobles ile de adından da belli olabileceği üzere iki farklı krallıkla daha etkileşim açılıyor ve değişik quest'lerde asilzadeler ve korsanlarla da haşır neşir olabiliyorsunuz, krallığınıza misafir gelen soylular ya da korsan krallar ile farklı rol yapma görevleri üstleniyorsunuz, bir de dekorasyon ve kıyafet seçenekleri de çoğalıyor doğal olarak, ekstradan bir de papağan edinebiliyorsunuz.
uzun lafın kısası, sims sevenler ama bu oyunu hiç oynamamışlar kesin keyif alır, krallık büyütme simülasyonu oynayanlar belki keyif alır, belki almaz... ortaçağın o b.k kokan havasını, sülüklerle tedavi yapılan, şifacıların havanda ot dövdüğü, saman dolu yataklarda yatılan o muhteşem ambiyansını tatmak isteyen benim gibi kafayı bozmuş insanlar kesin keyif alır. modası biraz geçmiş bir oyun oynamak istemeyen poser kişiler kesin keyif almaz. "so 2012" çünkü, hala deli gibi eğlenerek oynamak için benim gibi biraz sadakat duymak gerekiyor olabilir sims'e.
bu arada the sims 4'ü bayağı konsolda oynayabiliyorum ama bu oyunu konsolda hiç görmedim, masaüstü bilgisayarda ea games'in aplikasyonu üzerinden satın alarak oynuyorum ki o aplikasyonun da eski hali origin idi. şu an satın alma opsiyonları ve oynama platformları nedir ne değildir hiçbir bilgim de yok açıkçası, konsolda oynanabilirliği çok var mı, bence yok da. normal sims gibi olmadığı, "sim görüşü"nden "krallık görüşü"ne geçip durmak gerektiği için zorlayabilir konsolda oynamak, fareye çok ihtiyaç oluyor açıkçası. ki the sims 4'ü de konsolda oynamaya alışana dek ne dekorasyon faciaları yaşamış ama şu an konsolda daha rahat etmiş biri olarak belirtiyorum, isteyince her şey kontrolörle oynanabilir ama bu bayağı zor olur.