yaşamamızda başka büyük şeylerin de olduğu söylenemez. sözgelimi ülkü yok yaşamımızda. içimizde, filan sisteme inandığı halde, mevcut sistemin yüz yıllık planına göre hayatını düzenlemeye girişmiş kişiler var... bir yabancılık dönemi bu, bunalımlar da yabancı..."
alakalı alakasız zamanlarda aklımda akıp giden birkaç dizenin sahibi.
*****
her şey akıp gider, bir katı hüzün kalır her zaman geceleyin kalır o, bazan gündüzün kalır ben de bu dünyaya geldim geleli ölmezsem, öldürmezsem kim benim farkıma varır?
'Her şeyden biraz kalır' diyor; bir İtalyan atasözü. En inandığım doğrulardan biri. Söylemeden edemeyeceğim bir doğru da, şu: Âşk, söz konusu olduğunda; ikinci de, üçüncü de, sonuncu da ilk'tir.
"toprak sevdiklerimizi aldığı için mi böyle güzel kokar?" demiş şair. aramızdan ayrılalı 32 yıl olmuş,tomris uyar'a ''bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.'' gibi muazzam dizeler yazmıştır. kendisi havacı bir subaydır ayrıca.
"bir insan birini yalnızken hatırlıyorsa sevmemiştir, ansızın aklına getirip yalnızlaşıyorsa . işte o zaman sevmiştir” t.uyar eskiden şiirlere karşı ilgisi olmayan bir insandım. korkardım şiir okumaktan, hissedemezdim şairlerin duygularını, anlayamazdım düşünme tarzlarını. uzun zaman sonra çok rahat bir şekilde diyorum. yazar olabilmek emek ister; fakat şair olabilmek düşüncelerini en yalın haliyle kaleme alabilme yeteneği ister. işte turgut uyar bunun en güzel örneğidir. düşüncelerini bu kadar rahat bir şekilde kaleme alan bir insan, ne yaparsa yapsın aşk ile yapmıştır.
kanaatimce dünya şiirinde edip cansever'in çağrılmayan yakub'un dan sonraki bilinç akışı türünde en güzel şiiri yazmış insandır. türk şiirine ''palyaço'' diye muhteşem bir eser hediye etmiştir. turgut hoca ankaralıdır. ben ankara'da doğmadım. fakat fahri den öte, ciğeri bir ankaralıyımdır. büyük ustayı da ankara'yı da ciğerlerime kadar çok özledim.
bu şiiri biraz zaman ayırıp okumanızı yürekten rica ederim.
i.
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
kim sevmezdi çiçekleri filan "ben sevmezdim" dedim, "yalan" dedi
bunu palyaço söyledi, palyaço söyledi ben yazdım yazdım, yazmasam ağlayacaktım
herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım sırf bu yüzden mi ağladım alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
biraz birazdım her şeyden dün biraz sinirlenmiştim mesela yarın bir kadını seveceğim biraz biraz biraz kör oldum bügünlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın eksilmesin hiçbir şey hiçbir şeyden dahi olsa kalsın biraz
ii.
umursamıyorum yılgınlığımı filan çünkü sessizce yaşanmalı her şey bir devrim sesszce olmalı mesela ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun
bir palyaço neden yalan söylesin ki ben palyaço olsaydım söylemezdim marangoz olsaydım da söylemezdim ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını kaç kilo çeker ki bir palyaço hem neden yüzüme vuruyorsunuz bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
gocunmam ki ben, ben gocunmam bir palyaço ne kara gocunmazsa o kadar, o kadar gocunmam işte
rakı doldurun! eksilmesin
iii.
bitmedi, yazacağım daha yazmazsam ağlayacağım çünkü alçakça olacak biraz
hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik her sokakta biraz daha eksilirdik bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu "duyamadım", derdim, "tekrar et!" sessizliğe bürünürdü o vakit her şey sokaklar daha bir puslu palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu ve ben daha bir alçak olurdum ağlardım biraz
hem sen kimsin, çekiştirme diyorum hatta kuyruğuma basma diyorum acıyor, tırmalarım,- diyorum
kahrol, kahrol! diyorum
iv.
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda korktum birden, kusacak gibi oldum "olur öyle" dedi palyaço, "herkes alçaktır biraz" "otur ulan!" dedim, bağırdım ona ben bazen bağırırım biraz
"rakı doldur!" dedim, "eksilmesin!" ben bazen eksilirim biraz aslında hepimiz eksilirmişiz biraz bunu sonradan öğrendim
ben aslında her şeyi sonradan öğrendim herkes herkesi sonradan öğrenirmiş bunu da sonradan öğrendim
örneğin;
geçen gün bir kadınla seviştim biraz değil çok seviştim
ya işte öyle palyaço diyorum ki, bunu da yeni öğrendim sevişmek de eksilmekmiş biraz
v.
kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan "ben sevmezdim" dedim, "yalan" dedi bunu palyaço söyledi palyaço söyledi, ben yazdım yazmasam, alçak olacaktım hem ben roman da yazdım biraz
bazen diyorum ki, palyaço, sen olmasan ben ne yaparım alçakça eksilirim belki biraz her yağmur yağışında yerindi dibine girerim hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi
biraz biraz anlıyorum ki, yüzler eller, o terli vücutlar filan her şey plastikmiş biraz
vi.
haydi sirtaki yapalım palyaço rakı doldur, yine eksildik biraz
4 Ağustos 1927 yılında Ankara'da doğan ikinci yeniciler akımının en önemli şairlerinden biridir. 22 Ağustos 1985 tarihinde aramızdan ayrılan şairin mezarı aşiyan'dadır.
ayrıca 26 mart ölmeme gününü ilan eden kişi olarak anılır. anlatılan çoğu hikayede o günü şu cümleyle ilan etmiştir; "bu şişeyi al, gelecek sene bugüne kadar sakla, 26 Mart’ta burada yine buluşup birlikte içeceğiz bu rakıyı."
"açlık çoğunluktadır"şiirini yazmış şair. Şiirin tamamı, "gülü çiğdemi filan bırak sardunyayı karidesi filan bırak acıyı ve ölümleri bırak oy pusulalarını ve seçimleri bırak evet seçimleri özellikle bırak çünkü açlık çoğunluktadır
her kişinin ukala ömrü yeter sanılır çiçeklenmeye ve dünyanın karanlığından bir aşk bahanesiyle kurtulmaya kaçıp giden baharların anisi elden ele devredilen bir gençlik duygusu laleler sümbüller butun obur boklar püsürler hakkım var mıdır bunları söylemeye - vardır güneş doğarken ve batarken yazdan kısa girerken ve kıştan çıkarken ve dağda ve kırda hakkım vardır - çünkü en azından dünyadan dölsüz katırlar geçer yüklü vagonlar geçer demir yüklü şilepler geçer yelkenleri isletenleri ve tayfalarıyla ve onların karıları ve çocuklarıyla ve bilinmez sanılır geleceği bir demiryolu makasçısının oysa kesinlikle yazılmıştır her sevgi kitabında asil olan açlıktır çoğunluktadır
sevişmek o yüzden gereklidir evet açlık, yok olsun butun incelikler mendiliniz var mi, kabak öğreten boa strogonof mantar file minyon güneş görmemiş midye midye görmemiş güneş ve soygun halindeki otel malzemeleri ve altın arayıcılar ve istedikleri yerlerde yüksek graviteli petrol bulanlar hem şames kıyısında hem mekong deltasında bir kalça fotoğrafına bunlarla birlikte bakanlar çoğunlukta değildir açlık çoğunluktadır artık her şeyi yaşadık ve birlikte duşunduk ve duşunduk ki her şey cehennem bir bakışta ve cehennem başarılmamış bir savaştır dünyanın ortasında kullanılmamış bir su cehennem, insanin kendi ciğeri at sırtında taşınan ölü kundağa girmeyen bebe karanlıklarda açan çiçeklerin bir insanin ölümüne dönüşü bir insan olumu olmaya çünkü açlık çoğunluktadır
- iste o zaman diyorum ki - gelişin sen olsun senin her şey esirgesin seni çünkü açlık çoğunluktadır ve ezecektir gücüyle dünyayı - ikimize bir aşk elbette yetmez türlü şeylerin savunulduğu - diriliğe eşitliğe tokluğa artık ayıp olan tokluğa çünkü açlık çoğunluktadır açlık."
turk edebiyatinin gordugu en stoik sairdir kendisi. soyle ki:
stoik paradokslar'da cicero, yunanistan'in yedi bilgesi'nden biri olan * pireneli bias'in hikayesini anlatir. yasadigi sehirden kacmak zorunda kalan bias'in icine dustugu mulksuz, yersiz-yurtsuz hayati dostlari uzuntuyle karsilarken, bias onlara omnia mea mecum porto der, yani 'sahip oldugum ne varsa (bilgi ve erdemi kast ederek) yanimda tasirim.
simdi gelelim 2500 yil sonrasinda, turgut uyar'in kelimelerine:
"ben neyim varsa tasirim neyim varsa tasirim bir marangoz gibi kulagimin arkasında ah benim guzel cahilligim agaclar enikonu bir silah olmadikca"*
1927 - 1985 yılları arasında yaşamış; şair, çevirmen, asker, memur, baba, evlat, eş, güzel adam.
"şiir bir sanat olayı değildir. bir yaşama çabasıdır önce. her gün yeni bir dünya içinde, her gün yeniden ve başka etkilerle duygulanan insan, her gün bunları yeni biçimlerde söylemelidir."
acıyan yerlerini öpecek biri varsa hayatında; önemli olmaz düştüğün yerler, atıldığın kuyular, aldığın yaralar, yalan çıkan bildiğin tüm doğrular. işittiğin tüm kötü sözlerin yeri bile…