gotik mimaride, katedraller içerisindeki olağanüstü yükseliş etkisi aşırı dar oranlar nedeniyle belirginleşmektedir. köln katedralinde de , orta nefin yüksekliğine oranla kısıtlı olan genişliği, tüm katedraller içerisinde 1:3,8 oranıyla en dar olanlardandır. bu nedenle katedral, içerisinde olağan üstü bir ihtişam, yükseliş ve karşı yer çekimi duygusu uyandırır ve mimarisinde kullanılan yatay ögeler dahi dikey sütun gövdelerinin vurguladığı bu yukarı yükselme görüntüsünü gölgeleyemez. gotik mimarinin kusursuzca uygulanmasını gerektirdiği, her yarım sütun kümesinin tonozun yapısı içine işlediği hareketli ve karmaşık geometrik düzen, köln katedrali içerisinde sıkı bir şekilde uygulanmıştır.
köln'ün simgesi haline gelmiş olan, bolca turist çeken; gotik tarzdaki tarihi katedral. almancası kölner dom. her daim bi köşesinde illaki bi tadilat yapılan, inşaat iskelelerinin kurulu durduğu katedral. öyleki, tüm fotoğraflarında, kartpostallarında bile bi köşesinde inşaat iskelesini görürsünüz. inanmazsanız google images'de aratın bakın, orda bilem net görünen resimlerinde görürsünüz inşaat iskelelerini. onlarsız bi fotoğrafını çekmek mümkün diil çünkü. bu dev yapı her yerden göründüğü için köln'de kaybolmamanızı sağlar, gerçi kolay bi şehir olan köln'de kaybolmak da yetenek ister.
köln başpiskoposu'nun makamı olan katedral. alman gotik mimarisinin ve alman katolik anlayışının ürünlerinden birisidir.
1248'de yapılma kararı alınmıştır. ama yapılması planlanan arazide bir adet roma tapınağı ve bir adet tahıl ambarı bulunduğu için ilk önce bunlar alandan temizlenmiştir. yapımı 19. yüzyıla kadar devam etmiştir.
duomo di milano bir de köln Katedraline gitmiş olup ta tam anlamıyla gezemediğime yanarım. Bir daha gitsem yine basamaklarda ilgim dağılır mı bilmiyorum.
Yapımı 632 yıl sürmüş köln şehrinde bulunan gotik mimari eseri Katedral.
1995 yılının sıcak bir Ağustos gününde ziyaret ettiğim katedral.
o zamanlar ufağım daha, yaşımı takvimin son hanesine bakarak söylüyorum. annem, ben ve bir kaç akraba kültür gezisi yapıyoruz (!)
katedralin içinde sinmiş olan mum kokusu (-ki o kokunun hala erimiş mum olduğuna inanmak istiyorum) kapıdan itibaren yakıyor insanın içini. sırf o koku yüzünden girmek istemedim; nefes aldıkça midem bulanıyordu zira.
normalde annem mantıklı hareket eden bir kadındır. olayların sonuçlarını önceden hesaplamadan hareket etmezdi o zamanlar; ama o gün ne olduysa hic düşünmemiş olacak ki çekiştirerek soktu beni katedralin içine.
e haliyle midesinden rahatsız olan ve beş dakika öncesinde mc Donalds'ta çocuk menüsü gömmüş bir panda yavrusunu o kokunun içerisine sokmanın bir sonucu olarak büyük bir heykelin önünde "sıçarım sizin mum kokulu kültürünüze" dercesine kusmuştum.
yaşanan kültürel etkileşim sonrasında bir daha gitmek, görmek nasip olmadı maalesef.