1. Hafizam beni yanıltmıyorsa; ferhan sensoy'un ayna merdiven adlı kitabında bir hikaye vardı. Orada geçiyordu. Hikaye kısaca; 60'lı yıllarda almanya'ya işçi olarak giden birinin hikayesi. Adam almanyadan döner, döndüğü gibi bir kıraathane açar ve televizyon alır. İlçedeki tek televizyon da odur. Büyük, küçük, çoluk, çocuk hep orada toplanır ve tabiki kahramanımızın işleride çok iyidir. Bir gün hasımları gelir kavga çıkar silahlar çekilir, silahlar sustuğunda 6 kişi ölmüştür. 4 kadın dul kalmış, yaklaşık 10 çocuk yetim. Ama önemli olan bu değildir. Kurşunlardan biri televizyona girmiştir ve çalışmamaktadır. Bütün ilçe ölenlere değil de televizyona üzülür, onun üzüntüsünü duyar.
    Deprem oldu yaa, bu hikaye aklıma mıh gibi takıldı. 40 000 den fazla insan, ( resmi rakamlara göre) öldü. Benim yakın ailedemden de ölenler oldu.
    Benim kafamı karıştıran şey, kimse mahkemeye başvurmuyor. Evi yapan mütahite, yapı denetim şirketine, belediyeye, hükümete.
    Sonuna kadar haklı olunan bir durumda herkes sus pus.
    Haaa insanlar kendisini toplasın, şu yaşam hengamesi geçsin, o zaman mahkemeler de coşacaktır.
    Şimdi yaraları sarma zamanı.
    #284445 vanosss | 2 yıl önce
    0replik