1. sanatçıları kişilikleriyle yargılayıp sanatlarından soğumalı mıyız, sanatlarından el çekmeli miyiz, konunun özü olan sorular bunlar aslında ve bu konuda çok net bir bakışım ya da duruşum yok ama aklıma gelen birkaç konuya değineyim. öncelikle iyilik gibi kötülük de insana dair, hayatta ara renkler olduğu gibi insanlarda da ara renkler var ve sadece siyah ya da sadece beyaz değiliz. önümüzde bilmediğimiz bir tek yaşam var ve bu yaşamda hatalar da yaparız yanlışlar da yaparız. cemal süreya "şairin hayatı şiire dahil" diyor. burdan yola çıkarsak sanatçının tüm deneyimlerinin sanatına da dahil olacağını söyleyebiliriz.

    aklıma gelen başka bir konu, sanatçıların kusurları genellikle onlar öldükten sonra hayatları detaylı olarak araştırıldığında ortaya çıkıyor. yakın zamanda yaşayan bir yazar olarak hasan ali toptaş teşhir edildi, yayınevleri ve okurlar tarafından kınandı hatta yargılandı diyebiliriz. aklıma gelen diğer bir söz de oscar wilde'a ait "şiirler büyüler, şairler düş krıklığına uğratır". burda da aklıma gelen çok sevdikleri sanatçılarla tanışma imkanı bulan çoğu kişi o sanatçılar konusunda hayal kırıklığı yaşadığını söylüyor mesela.

    konuyu düşününce benim aklıma gelen dağınık fikirler bunlar. yaptığı kötülükler için kimseyi yargılamak bana düşmez orası net. ama dediğim gibi çok net olmadığım ve her gündeme geldiğinde yeniden düşündüğüm bir konu bu.
    #281733 ma icari | 2 yıl önce
    6karşılaştırma 
  2. insanların çoğu "iyi olan her şey güzeldir. güzel olan her şey iyidir." şeklindeki antik yunan düşüncesine yatkın oldukları için her zaman karıştırılabilen bir durumdur.

    rousseau da, filozof olmasına rağmen, bu klasik düşünce tuzağına düşmüştür:

    (bkz: )

    mesela benzer şekilde hayranı olduğumuz şarkıcıların/müzisyenlerin çok iyi insanlar olduklarını düşünürüz. çünkü duygularımıza hitap ederler. ama mesela 'ın üfürükçü hocalardan çok da farklı olmadığı bir zaman dilimi olmuş budizmi 60'ların nesline taşırken. meditasyon ayağına grup arkadaşı ringo starr'ın eşi maureen'i götürmüş bir güzel.

    şimdi mesela , kumar borçları için roman yazdı diye romanlarına kötü mü diyeceğiz?

    işte burada karar tamamen bireye ait bence. zira sanat tamamen bireysel bir durum. sscb'deki gibi sanatı da yasalara bağlarsanız gibi kilitli kasalarda saklarlar sanatçılar ürettiklerini.

    mesela ben şahsen popüler müzikleri (rock, caz, pop vs) dinlemiyorum. çünkü o müzikler benim inancıma ters şeylere hizmet ediyorlar.

    galiba burada dikkat edilmesine gereken sanat eserinin neye hizmet ettiği, evet.

    bir hırsız, hırsızlığı yücelten ve insanları hırsızlığa yönelten bir eser ortaya koyuyorsa o zaman o esere karşı çıkabiliriz. ama bir hırsız insanları iyi olana yönelten bir eser ortaya koyuyorsa o eseri kabul edebiliriz belki. ama bu yine de sanat eserini ortaya koyan kişinin hırsız olduğunu değiştirmez. hırsızlık yaptığı için cezasını çekmeli. hapiste yine sanatını devam ettirir.
    #281735 bachophile | 2 yıl önce
    3karşılaştırma 
  3. söz konusu sanatçıyla evlenmeyi yahut benzeri bir ilişki içerisinde bulunmayı düşünmeyenlerin için kişiliği önemsizdir. yani ne bileyim, sezen aksu da şöyleymiş de böyleymiş diyen insanlar var misal. yani? bana ne ki bundan? kendisiyle evlenmeyi düşünmedim hiç. ama şarkılarına hasta olduğum çok oldu. ya da ahmet kaya, siyasi görüşü şöyleymiş de böyleymiş? ee? seçimde oy vermeyeceğim kendisine. sesi ise muhteşem. ya da ne bileyim kıvanç tatlıtuğ, tanısan hiç sevmezmişsin, çok üst perdede takılıyormuş, ee? bana ne? adam oynadığı rollerin hakkını veriyor...

    örnekler arttırılabilir. ama mevzu basit. ortaya çıkan ürün hoşuna gidiyorsa onu üretenin kim, ne, nasıl olduğu önem taşımaz. söz konusu sanatçı adolf hitler falan olmadığı sürece elbet.
    #281741 larden loughness | 2 yıl önce
    0karşılaştırma 
  4. Alman İdeolojisi adlı eserlerinde Marx ve Engels : “Egemen sınıfın düşünceleri, bütün çağlarda, egemen düşüncelerdir, başka bir deyişle, toplumun egemen maddi gücü olan sınıf, aynı zamanda egemen zihinsel güçtür. Maddi üretim araçlarını elinde bulunduran sınıf, aynı zamanda, zihinsel üretim araçlarını da emrinde bulundurur, bunlar o kadar birbirinin içine girmiş durumdadırlar ki, kendilerine zihinsel üretim araçları verilmeyenlerin düşünceleri de aynı zamanda bu egemen sınıfa bağımlıdır.”

    Yani kapitalist düzende insanların yaşayış biçiminden, kültürel sanatsal zevklerine dek herşey egemen sınıfın (burjuvazi) İdeolojisinin etkisi altındadır. Buna bağlı olarak ben sanatçı ne kadar egemen fikirlerle kirlenmiş yada kirlenmemiş ona bakarım. Kime hizmet ettiği kişiliğini kişiliği de zaten sanatını belirler.
    #281752 katre | 2 yıl önce
    0karşılaştırma 
  5. kişilik kavramının tamamen yanlış anlaşılıp bunun üzerinden yargı dağıtımına girişilen versus. kişilik bir insanın karakter özellikleridir ve büyük kısmı doğuştan gelir. fıtrat dedikleri şey. aksi, huysuz, canayakın, sevecen, müşfik, duyarsız, zalim, durgun, neşeli vs olabilir insanlar. bunlar kişilik yapısıdır. doğuştan gelir ve kolay kolay değiştirilemez.

    bunun yanında kişilerin kendi yaşam tecrübeleri ve aldıkları eğitimden yararlanarak, muhakemelerini kullanarak oluşturdukları düşünce yapıları ve hayata karşı geliştirdikleri bir duruşları vardır. bu edinilen bir şeydir ve kişilik olarak adlandırılmaz.

    kemal sunal var mesela. hani oynadığı filmlerle milleti kırıp geçiren kemal sunal. gerçek hayatta gayet introvert bir kişilik, espri yapmaz, yapılan espri'ye gülmez bir kişilik yapısına sahipmiş. kişilik ve sanat karşılaştırması bu. birbiriyle çelişen bir durum olmakla birlikte yargı yürütülebilecek bir şey de değil.

    öte yandan sanat her zaman muhaliftir. sanatı ileri taşıyan şey kendinden öncekileri tekrarlayanlar değil yeni bir şey ortaya koyanlardır. yeni şeyler her zaman statükoya terstir, bu nedenle de muhalif görülürler. sanatın doğası yeniden yanadır. 19. yüzyılda ortaya çıkan empresyonizm de, elvis'in icra ettiği müzik de, yevgeni zamyatin'in romanı da statüko tarafından onaylanan işler değildir. rağmen yapılan işlerdir. bu rağmen olayında etken faktör bu sanatçıların kişilik yapıları değil, düşünce yapılarıdır.
    #281797 laedri | 2 yıl önce
    0karşılaştırma