1. muhalefete göre sansür yasası, bazılarına göre ise sosyal medya yasası olarak adlandırılan, nur topu gibi gibi yeni torba yasamız. şimdilik ilk iki maddesi kabul edildi ama devamı da tamamlanacaktır.

    şimdi biraz inceledim, tabi hukuk uzmanı arkadaşlar daha iyi yorumlarlar, burada amacım profesyonel bir çıkarım değil. ben halktan biriyim, vatandaş olarak benim ne anladığımı aktaracağım burada. yani hemen hödö hödö yapmanıza gerek yok sevgili hukuk kuşları arkadaşlarım, zerre umurumda değil çünkü bu ülkenin adelet düzeninin profesyonel yorumlanması. zira, nereden tutsan elinde kalıyor. isyanım size değil, pek severim sizi. anladınız siz onu, öperim.

    efem ne diyoduk? heh, bu düzenleme aslında daha çok internet haberciliğiyle ilgili bişiler anlatıyor. her yasada olduğu gibi, bunda da, suç ana başlığı altında bazı alt suçlar aranıyor:

    Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma bunun adı ve şu işler kanunen yasak statüsüne sebepler:

    Yayılan haber;
    gerçek değilse,
    Ülkenin güvenliği ve kamu sağlığını ilgilendiriyorsa,
    Halk arasında korku, panik ve endişe oluşturma kastı varsa,
    Kamu barışını bozmaya yönelik ise,
    Aleni ise

    bununla alakalı da bazı mahkemelerin görevlendirilmesi ve hüküm vermesi öngörülüyor.

    ayrıca

    sosyal medya uygulamalarının her birine türkiye temsilciliği şartı getiriliyor. tüzel kişi ise, türk vatandaşı ve burada ikâmet etmesi şartı var.
    sikmeseler bari

    biri kişilik hakkıma zarar veriyor diye şikayette bulunduğunda, onunla ilgili içerik tüm platformlardan silinecek.
    yamuluyorsam düzeltirler ama, sanki 5651 nolu kanun bu işi görüyordu, herhalde genişletiliyor.

    Tüm haber siteleri, yayınladıkları içerikleri saklamak zorunda olacak.
    sildim, başlık başa kaldı yapamayacaklar yani, bak bunu sevdim. ayrıca bazı gazeteler arşivlerini saklıyorlar ve halka açık. zorunlu hale geliyor.

    haber web sitelerinin gazetecilik lisansı olmadan, haber sitesi olmaya devam etmesi mümkün olmayacak artık. basılı gazetede aranan şartlar ne ise, web gazeteciliğine de aynı şartlar getiriliyor.
    zaytung bu kategoriye giriyor mu? allam lütfen girmesin çünkü.

    reşit olmayan bireylerin, yani çocukların korunması ile ilgili de ucu açık bırakılmış bazı kısıtlamalardan bahsedilmiş.

    şimdi tüm bunlara baktığımda ben aslında yanlış bir şey görmüyorum. ama ülkedeki durum öyle bir halde ki, inanılmaz istismara açık bir kanun bu. misal bu açıklanan şeylere göre, yeni akit, a haber gibi oluşumların direkt kapatılması gerekiyor. bir de bir noktada yoruma dayalı kanunların, ifade özgürlüğünün kafasına sıktığını düşünüyorum. yani baktığında gerçekten yararlı kanunlar. ama pratikte öyle işler olacak ki, herkes şaşıracak.

    twitter'dan transfer falan da paylaşamayacaksın herhalde.

    sözlükler için de geçerli mi acaba? alenen, kasıtlı yanlış bilgi verme amaçlı troll başlıklarıa da yaptırım olsun. ekşi sözlükten günlük 10000 entry azalır misal. bizde de zaten yapan 2-3 kişi var, defolur giderler.

    bizim ülkede eskiden seyredilirdi ya. , meclis toplandığında, oturum saatlerinde tbmm tv olurdu. her oturum, kanun tasarıları v.s. takip edilirdi. o kadar çok bıktı ki millet, hiç izlenmez oldu.

    bir tek dileğim var, tiktok kapatılsın ya.
    #280287 mangetsu | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    3kanun 
  2. geçen haftadan beri meclisin gündem maddeleri arasında olmasına rağmen, oylaması bugün yapılacak olan yasa. tasarı halindeyken gündemden çıkartılmalıydı ama özellikle mecliste yeterince muhalefet edilmedi. bugün öğleden sonra oylanacak ama haftaya ertelenebileceğini de düşünüyorum ben. 'tan daha şiddetli olarak bu saçmalığın yasalaşmasına engel olmaya çalışan da yok gerçi.

    meclis tv takip eder misiniz, artık takip etseniz ne değişir; bilmiyorum. öğleden sonra hayatımızda nur topu gibi bir devlet sansürü yasası daha olabilir.

    edit: özellikle "halkı yanıltıcı bilgi" kısmı büyük sorun oluşturacak. daha önce de yazmıştım, tekrarlayayım: neyin yanlış, neyin doğru olduğunu onaylayabilecek tek bir devlet eli olacak: ve doğrudan (aslında rte) ağzıyla özellikle sosyal medyada paylaştığınız her şeyin gerçeklik nedeni araştırılabilecek. "ben goy goy yapmıştım yaae" dediğiniz ya da "şurada yangın var, haberlerde neden yok bu?" diye sorduğunuz her şey suç kapsamına alınacak. hele ki, yayın yasağı gelen herhangi bir olay için "şunları gördüm, biliyorum" falan yazarsanız, doğrudan göt altına gitme tehlikeniz olacak. sadece bu yönüyle bile doğrudan "haber alma ve iletişim özgürlüğü"ne müdahale olması gerekirken, bugün yasalaşması için ne kadar abuk örnekler üretilebileceğini de göreceğiz.
    #280715 lake of the hell | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    0kanun 
  3. 18 ekim 2022'de (5 gün önce) resmi gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş basın kanunu'nun içeriğinin genişletilip değiştirilmesiyle başlıktaki halini almış yasa; kısaca "sansür yasası".

    eski haliyle şimdiki hali arasında gözüme çarpan yerleri özetleyeyim:

    - basın kartı artık resmi kimlik yerine geçebilecek. "ver kartını" diyen güvenlik ve korumalar, bir de kimlik soramayacak.

    - basın kartı komisyonu'nun üye sayısı 9'dan 19'a yükseltildi. 'un başında bulunduğu 'ndan 2 yerine 3, en fazla nüfusa sahip 3 şehir haricindeki şehirlerdeki basın yayın kuruluşlarından 1 yerine 4, sürekli basın kartı bulunanlar arasından iletişim başkanlığı tarafından seçilenlerden de 1 yerine 4 üye olacak.

    - "kanunun son halindeki 6 madde 1 nisan 2023'te yürürlüğe girecek" deniyor ama hangi maddeler olduğunu bulamadım. resmi gazete'deki hali, yayımlandığı anda yürürlüğe girer normalde.

    - sıkça tartışılan 29. maddede belirtilen yeni suç "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" hayatımıza girmiş olacak. maddenin ikinci fıkrası ise daha korkunç: kimliğinizi gizleyip de halkı yanıltmayı amaçlıyorsanız (yani, sosyal medyadaki kullanıcı adı kendi adı olmayanların paylaşımları), ilk fıkrada bahsedilen 1-3 yıl arasındaki muhtemel cezanız ikiye katlanabilecek.

    - internet sitelerinin haber içerikli yayın yapanları (onedio gibi siteler doğrudan bu kapsam içinde değerlendirilecek) basın ilan kurumu'nun içine alınacak ve yerel gazete ve internetten haber yapan küçük ölçekli sitelerin resmi ilan gelirleri %75 oranında azalacak.

    - zaten anladığınız üzere, yerel gazete ile internet sitesi arasındaki fark ortadan kalkacak. gazetelerdeki denetim sistemi (muhabir-editör-müdür-genel yayın yönetmeni) önemsizleşecek ve her yerel gazete bir internet sitesi gibi değerlendirilecek.

    - sadece whatsapp üzerinden değil, instagram ve twitter'daki özel mesajlaşmalarınız da incelenmek üzere btk'ya iletilebilecek.

    - internet sitelerine dava açmak için tanınacak süre "şikayet tarihinden itibaren 4 ay" olacak. eskiden gazetelere dava açmak için "yayın tarihinden itibaren 4 ay"lık bir süre vardı. özetle, 2 yıl önce yaptığı bir haber nedeniyle dava edilmiş binlerce site karşımıza çıkacak.

    - basın kartı alabilecekleri belirleyen basın kartı komisyonu'nun üye sayısının artırılacağını yazmıştım, evet ama üye sayısının büyük kısmını iletişim başkanlığı atayacağı için gazetecileri korumakla görevli üye sayısı çok az olacak. böylece basın kartı da önemsizleşecek.

    - adil olması beklenen basın ilan kurumu'nun gazetelere verdiği reklam gelirlerinin büyük oranda azaltacağını da yazmıştım. ayrıca, siteleri ve gazeteleri rtük'e şikayet eden merci de bu kurum olacak. bi' çeşit "hem para veren hem de cezalandıran" kurum ortaya çıkmış olacak.

    - btk'nın yaptırımları haddini aşacak. diyelim ki; bir sitede yazdıklarınızdan ötürü suçlanıyorsunuz ve btk bütün yazışmalarınızı araştırmak istiyor. haberleşme programlarına ya da sitelerine "bana bu kullanıcının bütün bilgilerini gönderin" diyor. bu program ya da siteler bilgileriniz vermeyi reddederlerse, 30 milyon lira ceza ve %95 oranında bant genişliği daraltması cezalarıyla karşı karşıya kalacak. %95 nedir ya?

    benim gördüğüm değişiklikler böyle. ayrıca aşağıdaki 3 haberi de okuyabilirsiniz. bu girdiyi yazarken bunlardan yardım aldım ben de.

    tasarı yasalaşmadan önceki bir bilgilendirme yazısı

    teklif mecliste görüşülürken oylanan maddelerle ilgili geniş bir açıklama

    yasanın son hali yayımlandıktan sonra bir değerlendirme
    #281058 lake of the hell | 2 yıl önce
    1kanun 
  4. 3-4 gündür sosyal medyadaki yayınların çoğunun ilk gündem maddesi olan yasa. oğuzhan uğur da bu konuda ağzını açabilecek kim var kim yok toplayıp 4 buçuk saatlik yayın yaptı. maddeleri basit bir dille anlattığım girdiden 1 gün sonra oldu bu. kendimi öveyim biraz.

    söz konusu "mevzular açık mikrofon sosyal medya yasası" bölümünü baştan sona izleyebilecek kadar işsiz değilim. hele ki uğur, candaş tolga ışık, cüneyt özdemir, kafalar, jahrein gibi manipülasyon konusunda yıllardır ve sürekli bir biçimde akp'nin ekmeğine yağ süren tipleri saatlerce dinlemem. bakmak istediğiniz açıya göre (kanun olarak değerlendirme, özgürlüklerin kısıtlanması olarak değerlendirme, otosansürün normalleşmesi olarak değerlendirme, sansürün tarihi olarak değerlendirme gibi) özellikle son 1 haftadır youtube'da gırla yayın var. ben akademiklink 'in kısa videosunu ve bağıran hoca ersan şen 'in 2 hafta kadar önceki kısa açıklamalarını izlemenizi öneririm. en azından "cumhuriyet elden gidiyor" ile birleştirmeden, sansürü ve manipülasyonu temel alarak ilerleyen tartışmalar daha besleyici ve öğretici olacaktır. ersan hoca zimbabwe, uganda ve kanada örneklerini veriyor, uygulama değil, kanun açısından sıkıntılarını anlatıyor. babala tv de "biz ne yazacağız sosyal medyada şimdi?" goy goyunu yapıyor. şaka gibi ya.

    "dıj güjler" çapından çıkıp bu yasayı değerlendirmek lazım. uğur'un programında "kullanıcı adıyla paylaşılan yorumlarda ceza 2 katına çıkar" maddesi bile bir avukat tarafından 1-2 cümleyle geçiştirildi. cücü okan bayülgen'in ne söylediğini anlamadan "tamam tamam, sen haklısın" tribi attı. bunları izleyip nasıl bilgi sahibi olacaksınız lan? böyle bir şey mümkün olsa, akşamları sürekli türk dizisi izleyen aileler ülkenin aydın kesimi haline gelirdi şimdiye kadar. 20 yıl önce olduğu gibi, şimdi de devam eden, saatler sürmesine rağmen 15-20 dakikada meramını anlatabilecek tartışma programlarının lafı döndürüp döndürüp hiçbir şey anlatmamasından farkı ne bunun? hakan şükür röportajının ana hatlarıyla bile benzerlik var bu mantıkta: "konuşup durayım ama hiçbir şey anlatmayayım; beni dinleyenlerin aklında sadece uzun uzun konuştuğum kalsın". bu yüzden kısa süreli, kanunun hangi maddelerinin ilerleyen yıllardaki uygulamalarda nasıl sorunlar çıkaracağını özetleyen yayınları takip etmenizi gözlerimi belerterek ve şiddetle öneririm.

    ersan hoca da sosyal medya kullanıcılarının büyük kısmını etkileyecek "kullanıcı adı ile yapılan paylaşımlar" kısmına fena halde takılmış. "bunu bilen bir insan ne kullanıcı adıyla yazar ne de kendi adı soyadı ile. çünkü ne yazarsa yazsın içeriğin değil, kimin yazdığının önemiyle yargılanacağını bilir" benzeri bir açıklaması da var. işte, bu kanunun dinamitlendiği kök buna benzer maddeler. basın kartı komisyonu üyelerinin sayısının artması ama iktidarın seçeceği üye sayısının da artması (hsyk'nın yapısını tamamen değiştiren, referandumla oyladığınız 2010 ve 2017 referandumlarını hatırladınız mı?), basın ilan kurumu'nun reklam gelirlerini %75 oranında azaltması ile yerel gazeteleri tamamen yok edeceği, btk'nın %95 bant genişliği kısıtlaması koyma yetkisi gibi hakkaniyet adına korkunç maddelerin tartışılması lazımken, "twitter'da ben şimdi ne yazacağım?", "siz '90'ları bilirsiniz, korkunçtu" diyor kafalar, jahrein falan. zannediyor ki her yazdığını takip eden kitle ülkenin aydın kesimi. ulan, sen bunu soruyorsan zaten ne maddeleri okuyup anlamışsın ne de kendini tanıyorsun demektir. değil sosyal medyadaki hesabından; masanın üzerindeki günlüğüne "rte'yi seviyorum" yazsan ne olur, yazmasan ne olur?

    maddelerin uzanabileceği noktaları her vatandaş kendisi anlamak zorunda. çünkü günün birinde sosyal medyada yazdığınız herhangi bir cümle sebebiyle "3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmaya başladığınızı" öğreneceğiniz tebligatı okurken apışabilirsiniz. hoş, bu kanunun ortaya çıkarılma nedeninin sade vatandaşı toptan sansürlemek olduğunu da sanmıyorum ben. belediye başkanları, milyonlarca izlenen sosyal medya ünlüleri, muhalif olduğunu söylemekten çekinmeyen gazeteciler, şarkıcılar, partilerin alt kollarında bulunan üyeler falan etkilenecek. iş sana bana gelene kadar, önce zaten tck 299'dan yargılanmaya başlarız biz. tck 216 da üzerine kaymak niyetine eklenir iddianameye. sonra bu "sosyal medyada sansür yasası" ile uğraşmaya gelir sıra.

    lütfen şöyle konularda azıcık okuyun, farklı perspektiflerden bakan yorumları götünüzle değil, gözlerinizle okuyup anlamaya çalışın. anlamadığınız ayrıntıları da konuyu çepeçevre bilen hukukçulara sormaktan çekinmeyin. kendiniz için bunu yapmak istemiyorsanız, sosyal medyada sürekli paylaşım yapan eşiniz dostunuza sonradan ortaya çıkabilecek sorunlar adına yardım edebilmek için bilgilenin.
    #281225 lake of the hell | 2 yıl önce
    0kanun