imkan veren bütün oyunlarda gerçekleştirdiğim, benimle partner olan herkesi çileden çıkaran eğlence anlayışım.
aslında bir nevi yazılımı sonuna kadar sınamak olarak da algılanabilir. şimdi siz iyi bir öğrenci gibi sadece yapılması gerekenleri yaparak ilerliyorsanız o nefis, keşfedilmeyi bekleyen yerler de zavallı yetim gibi kalıyorlar.
halbuki gezeceksin, hoplayıp zıplayacaksın, ateş edilmemesi gereken her yere ateş edecek, atlanmaması gereken yerlere atlayacaksın, araç kullanıyorsan en olmadık yerlere süreceksin ki oyunun keyfi çıksın verdiğin paraya değsin. bir de bakalım nerde patlıyor oyun, adam her köşeyi düşünmüş mü, değil mi ama?
kendi arkadaşlarım arkamdan gelirken geçecekleri kapıyı kapatmak, kenarda deniz gölet ne bulursam yüzmek, diğerlerinin sırtına binmeye çalışmak, arabaya aptal aptal hareketler yaptırmak gibi hareketlerle hayattan soğuturum yemin ederim.
en son uncharted oyununda aralıksız koşarak uçurumdan atlamaya başlamıştım, işte bir yere gitmemiz lazım, köprü mü var, atla, uçurum mu var atla, resmen alışkanlık yaptı.
bunların bendeki çıkış kaynağını da hatırlıyorum. tekken oynarken abimin beni dövmeye çalıştığı anlarda kendi adamımı sırt üstü yerde yatırmaya başlamıştım. diz çökerek attığı tekmeler sinek ısırığı gibi geliyordu, ölmüyorsun da adamı deli ediyorsun.
sonuçta tüm oyunlara ayrı bir zenginlik katan hareketler silsilesidir efenim. yapmaya da devam edeceğim. bazen sırf kayaların, taşların üzerine çıkıp da denize nazır yatayım diye oyun açtığım oluyor walla ne yalan söyleyeyim.
strateji oyunlarında savaşı falan umursamayıp, medeniyet kurmaya çalışmak şeklinde yapılabilecek olan eylem.
sadece bu sebepten onuyorum desek yeridir strateji oyunlarını. mesela 0 a.d. oynarken çok yapıyorum bunu. hele ki oynadığım haritanın coğrafyası bana uzun ve dümdüz bir duvarla set kurmaya izin veriyorsa, çekiyorum setimi ve kendi medeniyetimle ilgileniyorum.
bunu herhalde en çok sims'te yapıyorlardır. ya da ben yapıyorumdur.
önce güzelce bir aile oluşturulur. sonrasında muhteşem bir villa inşa edilir, içinde her şey olması sağlanır; havuz, barbekü, piyano, bilgisayar falan filan... sonra makus talih ağlarını örmeye başlar... evin ortanca çocuğu evin içindeki kapalı yüzme havuzunda yüzerken; birden havuzdan çıkmasına yarayan merdiven uzaylılar tarafından kaçırılır (evet tarafından)... yüzmekten yorulan evin ortanca çocuğu kendini havuzun serin sularına bırakır ve boğularak can verir....
ardından evin mutfağında anne yemek pişirirken yangın çıkar... her ne hikmetse o esnada yangın söndürücüler ortadan kaybolur ve kapı kendi kendine kilitlenir... mutfakta hem gazdan hem de tutuşan alevlerden evin annesi de can verir...
baba hazin bir şekilde yas tutarken, farketmeden mutfaktaki bozulmuş pizzayı yer... gıda zehirlenmesinden o da vefat eder...
ardından evin küçük oğlu da evde altına doldurduğu için ve kimse temizlemediği için pislikten ölür...