en büyük ortaklarından biri ve ceo'su olduğu sport republic yatırım şirketinde (yatırım fonu?) görev yapan iş adamı. 2015-2021 (aralık) arasında brentford fc'nin futbol direktörü olmuş, takımdaki hemen hemen her şeyden sorumluymuş. 2020'de yapılan yaklaşık 18 bin kişilik brentford community stadı'nın her şeyiyle de o ilgilenmiş. takımın 70 küsur sene sonra, tarihinde ilk kez premier league'e yükselmesinde de büyük pay sahibi.
brentford macerasından öncesinde gidelim. ankersen aslında bir futbolcu ve memleketi danimarka'nın orta sıra takımlarından olan fc midtjylland'da 2012-2016 yılları arasında oynamış. 2014-2015 sezonunda çapraz bağlarını kopardıktan sonra futbolculuk kariyeri de hızla sona ermiş. midtjylland'la bağını koparmak istemediği için şirketiyle birlikte kulübün başkanlığına talip olmuş. söz konusu tarihlerden beri, kulübün başında kendisi var (edit: internetteki türkçe kaynakların çoğu ankersen'in futbolculuk kariyerinin tek maçla sınırlı kaldığını, o maçtaki sakatlığından sonra futbolu bıraktığını yazıp çizmiş ama bu doğru değil. aşağıdaki linklerde kendisi de böyle olmadığını anlatıyor zaten).
ankersen'in bir de southampton fc macerası var. takım premier league'teyken büyük bir maddi kriz yaşıyor ve o sırada midtjylland'in de başında olmaya devam eden ankersen, sport republic üzerinden kulübü satın almak istiyor. %80 hisseyi 100 milyon sterlin karşılığında alıyor (haber ). southampton'daki işi bence daha zor çünkü kulüp her 5-6 yılda bir el değiştiriyor. önce çinli, ardından sırp başkanları vardı; şimdi de, bu işlerden belki de dünya çapında en iyi anlayan birkaç insandan biri olan ankersen ve ekibi takımın başında. brentford'taki görevinden ayrılması da, southampton'la ilgilenmek adına aldığı bir karar.
biraz eski de olsa, ankersen'le ilgili teyitli bilgilere ulaşmak mümkün. iki röportajı var; ilki neredeyse 10 yıl önce sky news'e verdiği demeçlerden oluşuyor. burada sakatlığından; önce antrenör, ardından da futbolun perde arkasına geçmesinden bahsediyor. ikincisi ise, gene 10 yıl kadar önce cnn'de dünya kupası hakkında konuştuğu bir yayından kesit. özellikle ikinci videoda kendisinin futbol bilgisini de görebilmek mümkün. futbolun psikolojik etkenlerini iyi bildiği, fiziksel süreçlerinden de kendi yaşadıkları sayesinde iyi gözlem yaparak sağlam dayanak noktaları çıkarabildiğini görebilirsiniz.
mehmet sepil'in göztepe başkanlığını bırakmasından sonra, göztepe'ye talip olan en ciddi yatırım şirketi sport rebuplic'ti (şuradaki girdinin sonundaki linkte sepil de kendi ağzından bunu teyit ediyor: mehmet sepil/#276155). sepil'in de anlattığı gibi, ankersen ve ekibi gerçekten fazlasıyla profesyonel. diğer potansiyel alıcılar, önce gürsel aksel spor ve sağlıklı yaşam merkezi'ni görmek istemiş, ardından da sepil'le pazarlığa oturmuş. ankersen ise, önce var olan urla tesisini ve altyapı için hazırlanan arazileri görmek istemiş. bu noktada ankersen'in midtjylland geçmişinin önemli olduğunu düşünüyorum. futbolculuk kariyeri hızlı bir şekilde sona erdikten sonra, gençlerle daha fazla zaman geçirmesi, kendisinin futbola ve yöneticiliğe bakış açısını değiştirmiş olabilir. bizim ülkedeki para babaları sadece kadro yapılanması ve stat, mağaza gibi ayrıntılar üzerinden yatırım yapmayı düşünürken, elin genç yaşta yönetici olmuş eski futbolcusu önce altyapı, sonra şartlar üzerinden masaya oturuyor. bu noktaya gelmemiz için çok yol var önümüzde.
ankersen'in yolunun türkiye ile kesişebileceğini halâ düşünüyorum ben. göztepe'nin şirket hisselerinin çoğunluğunu sport republic üzerinden satın alma ihtimali iyice azaldı. yayın geliri ihalesinin boka sarması, türk futbolunun oynanan oyundan daha çok saha dışı etkenlerin içinde kalarak diplerde can çekişmesi, tff denilen kurumun "haysiyet aklama arenası" haline dönüşmesi gibi berbat nedenler yabancı yatırımcının da türkiye'den uzaklaşmasına neden oldu. başakşehir, kasımpaşa, sivasspor, antayaspor gibi geleceğe yönelik adım atabilecek ışığı veren kulüplerin şirketleşme yolundaki sağlam adımları ile kendilerine yabancı bir yatırımcı aramaları, çok uzak bir geleceğe dair bir umut olarak kalmayacak bence. bu umut gerçeğe yaklaştıkça da, ankersen'in adını türkiye ile yan yana daha sık okuyacağımızı düşünüyorum.
geçen haftaki gençlerbirliği maçı sonrasında süper lig'e çıkmayı garantileyen göztepe'nin gelecek sezonki planları hakkında araplara açıklama yapmış olan iş adamı.
bein'e verdiği röportaj burada . satır başlarını yazayım ben aşağıya:
- göztepe camiası çok farklı. ingiltere'de bile örneklerini az gördüğümüz boyutta bir topluluk var burada. hak ettiklerini verdiğimiz için mutluyuz.
- (göztepe'nin şirket hisselerinin %70'inin sports republic tarafından satın alması hakkında) mehmet sepil'le birkaç kere evinde ve dışarıda görüşmüştük ve bir ilişkimiz başlamıştı. çok şey borçluyuz kendisine. son 10 yıldır stat ve antrenman sahası (urla) konusunda yaptıkları büyük işlerdi. eğer sepil gibi bir türk partnerimiz olmasaydı, göztepe'ye yatırım yapmazdık. kişisel olarak türk futbolunda henüz gerçekleşmemiş büyük bir potansiyel olduğunu düşünüyorum. biz elimizden geleni yapıp örnek olacağız. süper lig'e çıkmak ilk aşamaydı, yolumuzdaki ikinci bölüm başladı.
- alt ligten çıkmanın bu kadar zor olabileceğini düşünmüyordum. tecrübeli oyuncular ve fiziksellik beni şaşırttı. üst lige ve orada oynayan rakiplere saygı duyacağız. tutku ve duygusallık türk futbolunun hem en güçlü yönü hem de en zayıf özellikleri, zaafları. sadece kalbiniz ve duygularınızla bir kulübü yönetemezsiniz. biz bunu aklımızla birleştireceğiz. bunda izmir halkı ve taraftarlar da önemli yere sahip.
- futbolda bir takım kurmak tek başına yeterli değil, bir organizasyonunuz da olmalı. benim sorumluluğum kulüple ilgili her şeyi denetlemek ve birbirlerine bağlamak. yönetici tarafımız çok güçlü bizim. sport republic olarak çok fazla bilgiye erişebilir haldeyiz. nasıl oynayacağımızı, kimleri alıp yollayacağımızı biliyoruz. bu kararlar her kulüpte önemlidir. sport rebuplic olarak bizim mottomuz işin altına girip burada olduğumuzu hissettirmek ama asıl önemli olan, işi yapanlara alan açabilmek ve başarılı olmalarını sağlamak.
- southampton'tan oyuncu almak mümkün. çok fazla bilgi paylaşıyoruz iki kulüp arasında. burada reklam ve gelirlerle ilgili bi' şey öğrendiğimizde bunu diğer tarafla paylaşıyoruz ya da tam tersi oluyor bunun. ayrıca oyuncu izleme, piyasadaki oyuncularla ilgili bilgilerde de aynı yöntemi izliyoruz. iki takımın da daha iyi olmasını sağlamaya çalışıyoruz. burada iyi oynayan bir oyuncunun da southampton'a gitmesi mümkün. aynı şekilde southampton'da oynayan ve kendisine bir challenge arayan bir oyuncunun bizim kendisine sağladığımız buradaki ortamı görüp göztepe için oynaması mümkün. iki kulübü birlikte güçlendirmenin mantığı bu zaten.
- transfer yapmaktan başka, bir kulübü geliştirmenin gırla yolu var. türkiye'de bu işlerin transferler ve isimler üzerinden gittiğini biliyorum. takımı optimize etmeye çalışacağız ve maksimum potansiyeli çıkartacağız. transferler olacak. sadece iyi isimler değil, göztepe'ye lazım oyuncular bulacağız. benim tecrübem büyük isimlerle, büyük cv'lerle doldurulan takımlara değil, o takımın neye ihtiyacı olduğuna yönelik transferler üzerinden inşa edildi. taraftarın sahada gördüğünde mutlu olacağı isimler alacağız, raad olun =)
- teknik direktör değiştirmeyi sevmiyorum. stanimir stoilov'la uzun yıllar birlikte olup projeler üretmek istiyorum. tam desteğim var kendisine, hem iyi hem de kötü zamanlarda. hırslıyız. izmir'i gururlandırmak istiyoruz. göztepe'nin izmir'i temsil ettiğini biliyorum. avrupa hedefini şimdiden görmek benim için zor. büyük laflar edip sözler vermek istemiyorum ama şunu söyleyeyim: süper lig'e turist olarak gelmiyoruz. 2 sene önce buraya geldiğimizde de ilk yıl kulübü stabilize ettik, şimdi de yükseldik. süper lig'te de aynı şeyi uygulayabiliriz.
bu adam resmen nimet bize. özellikle yoldaşla ilgili söyledikleri aslında daha uzundu ama bu kadar kısaltabildim. stoilov'u en az 3 yıl daha göztepe'de tutacağını düşünüyorum, eğer yoldaş da isterse tabii. transferler hakkında birkaç isimle işin bittiğini kulübün sportif direktörü ivan manceşurada çıtlatmıştı ama ben medyada söylenen isimlerle transferin biteceğini sanmıyorum. ankersen de özellikle şimdiden isim verip göztepe'nin alacağı kesin olan oyuncuların piyasasının fahiş şekilde yükseltilmesini istemiyor, çok belli bu. yoksa, bonservisi 12 milyon euro olarak gözüken paul onuachu'yu satın alma opsiyonu olmadan kiralamış olan trabzon'un kızması falan anlaşılır düzeyde bence. aynı şey yunus akgün için de geçerli bence. leicester'ın zorunlu satış alma opsiyonu olmadı çünkü 2 maç eksiği var yunus'un. performansı da bence kötüydü. ankersen'in yunus'u southampton-galatasaray-göztepe transfer üçgeni kurarak bitireceğini düşünüyorum. benzer durumu taha altıkardeş'i göztepe'ye kazandırırken görmüştük geçen sene.
henüz gaza gelmeyeyim diyorum ama büyük ihtimalle seneye baya iyi bir kadro olacak ve kendisinin de dediği gibi sahada gördüğümüzde mutlu olacağımız oyuncular takıma kazandırılacak. bekleyip göreceğiz.