bu başlık kişiye özel bir başlıktır
  1. Bu başlığın kişiye özel olmasını talep ediyorum.
    Hayatımdaki anlam arayışımı bir köşede saklayıp adımlarımı izlemek istiyorum
    #275703 tuhaf | 3 yıl önce
    0kişiye özel 
  2. Uzunca bir zamandır 'aldatma' düşüncesinin peşine takıldım. Bir yandan roman okuyorum bir yandan düşünüyorum bir yandan psikolog ve psikiyatristlerin konu hakkında yorumlarını okuyorum, izliyorum.

    Kurgu edebiyat konusunda dikkatimi çeken şöyle bir şey var; aldatan ufacık bir an mutlu olsa bile eninde sonunda mutsuzluğa mahkum. Ya hasta oluyor, ya insan içine çıkamayıp en sonunda intihar ediyor. Çatır çatır aldattı ve şimdi mutlu, hayatının geri kalanını böyle geçirecek gibi marjinal bir yaklaşım hiçbir kitapta yok.
    Ki bence bumun hiç yaşanmamış olması Olasılıksız bir durum. Birileri mutlu ki aldatma tüm hızıyla devam ediyor. Edebiyat normalde konularını gerçek hayattan alırken konu aldatmak olunca en sivri dilli yazar bile kuyruğunu kıstırıp toplumun okumak istediklerini yazıyor.

    Psikolog ve psikiyatristler olaya daha çok tek eşlilik - çok eşlilik gözüyle bakıyor. Ve insanların aldatmaya bu denli meyilli olmalarının en büyük sebebinin çok eşli bir bilinç altına sahip olmaları olarak değerlendiriyorlar. Tek eşliliğin toplum düzeninin devamı için konulmuş kural olduğunu iddia ediyorlar.
    Aynı zamanda ayrılmaya bu kadar önem atfedilmesinin ve çok zor gerçekleştirilen bir eylem olmasının sebebinin insanın hayatta kalması için bir başka insana ihtiyaç duyduğu bilinçle dünyaya gelmesi olarak açıklıyorlar.

    Bense düşünüyorum; sevmek neden bu kadar kompleks bir his. 'Sevdim, seviştim, evlendim; sevgim bitti, sevişme bitti, boşandım.' şeklinde düz bir mantıkla bile ilerlemiyor mevzu. Eskiden çok net düşüncelerim vardı. Kolayca sevdiğim şeyleri sevmediğim şeyleri sıralayabilirdim. Ama şimdi sanki her şey birbirine geçmiş, belirsiz sınırları var. Herhangi bir şeye söz vermeden, net sınırlar koymadan da hayatta kalabilmenin bir yolu olmalıdır. Ama o yolu ben bulabilecek miyim bilmiyorum.
    Belki de fazla düşünüyorum. Ama düşünmekten başka yol da bilmiyorum ki.
    #275741 tuhaf | 3 yıl önce
    0kişiye özel 
  3. Bişeyler oluyor içimde. Kelimeler, cümleler birikiyor. Ara ara anlatasım geliyor. Sabahtan beri başlığına gidip geliyorum mesela. Nedense çıkmıyor içimden kelimeler.
    Sanki kelimeler çok birikmiş,birbirini itekleyip duruyorlar, hepsi aynı anda dışarı çıkmak istiyorlar ve hepsi birden hücum edince hiçbiri çıkamıyor gibi.
    Karmakarışık içim. Geçen biri neredesin diye sordu kederdeyim dedim. Ve bunu iğrenç bir şaka olarak söylemedim. O an hakikaten oradan başka bir yerde olamadığım için söyledim.
    Kendi kendime daha çok konuşmaya başladım. Laf lafı açmıyor aslında daha çok herkesin duyabileceği frekansın altında süregelen bir konuşma var.
    Gün geçtikçe deliliğe daha çok yaklaşıyorum gibi geliyor.
    Toplum içinde kullandığım maske sanki derime işlemiş gibi. Gözeneklerimi parçalayarak kazımak istiyorum.

    Felsefe kitapları okudukça anlama yaklaşmak yerine dünyadan uzaklaşıyorum gibi geliyor. hiç bu kadar umutsuzluk doğurmamıştır belki.

    Çok yorgunum. Ama şu an kaybolan anlamın sesini kısıp temizlik yapmak zorundayım.
    #276145 tuhaf | 3 yıl önce
    0kişiye özel 
  4. Yaşamak anlamını kaybedeli çok uzun zaman oluyor. Ama arayış hâlâ devam ediyor içimde.

    Çok kıymetli bir dostum yaklaşık sekiz aydır tutuklu. Suçsuz yere olduğunu cümle alem biliyor ama bir türlü beraat kararı çıkmıyor hep başka başka sebeplerden duruşmayı ileri bir tarihe erteliyorlar.
    Hayatımdaki tüm arayışları bilen ve neredeyse hayatımın tek yakın şahidi diyebileceğim biri.
    O içeri girdiğinden beri ona hayatımın onsuz kalan kısmında neler olduğunu dilimin döndüğünce anlatmaya çalışıyorum. Elbette yazarak. Bu yazdıklarımı ona göndermiyorum. Çıkınca boş zamanlarında açıp okusun diye yaptığım bir eylem aslında. Hani ilerleyen yıllarda ya şöyle bir şey olmuştu çok sevinmiştim ya da çok üzülmüştüm hatırlıyor musun dediğimde evet hatırlıyorum yazmıştın desin istiyorum biraz da.
    Ama zaman uzadıkça her duruşmada yüreğim ağzımda bekledikçe ama bir türlü güzel haber gelmedikçe sanki ona anlatırken kullanacağım kelimeler içimde büyüyor. Her geçen gün biraz daha büyüyüp tüm çıkışları kapatıyor sanki.
    Kendi kendime konuşmayı abartmıştım ilk içeri girdiği zamanlarda sanki kendi içimde onunla hayatı paylaşıyordum gibi geliyordu. Ama şimdi içimde de konuşamıyorum.
    Bu umudumu kaybetmek değil, suçsuz olduğundan emin olduğum için biliyorum ki çıkacak. Ama işte zaman geçtikçe ona anlatmak ondan akıl almak istediğim anlar çoğaldıkça sanki yazmak ya da kendi kendime konuşmak anlamını kaybediyor.
    Ona hapishaneye yazdığım mektuplarda pozitif olmaya çalışıyorum elbette o da bu sahtekarlığımı anlıyor. Neden yaptığımı da biliyor ama ben onu üzmemeye çalışırken bile üzüyorum işte.
    Neredeyse hep aklımda ama ona anlatacağım kelimelerim kayboldu sanki. Çıkınca muhtemelen kızacak yazmadığım günler için ama ne yapayım başka bilmiyorum.
    Sanki günlerce aylarca bir duvarın karşısında konuşmuşum gibi yorgun hissediyorum kendimi.
    #285231 tuhaf | 2 yıl önce
    0kişiye özel