okuldan yeni mezun olarak ilk kez bir birlikte görev almaya başlamış olan, astsubay grubu içerisindeki en alt seviyedir. kendisinden rütbesiz olan er, erbaş ve uzmanlar bulunur sadece. haricinde kalan herkes kendisinin üstüdür. yeni mezun oldukları için de bir hayli genç ve toy, bununla birlikte üst düzeyde egoya sahiptirler. forsları birlik içinde pek yüksek olmasa da altında kalan herkesi ezme eğilimi oldukça yüksektir.
ben askerliğini kısa dönem yapmış birisiyim. eğitim birliğinde eğitim çavuşu olmanın yanı sıra askerliğin başından itibaren hazır kıta çavuşu olarak görev alıp nöbet tutmamış olsam da askerliğin sonlarına doğru muhtemelen delirdiğimden hazır kıta çavuşluğundan istifa ettim. haliyle askerliğin son aylarında çapraza çıkmaya başladım. ama ne çapraz. örneğin 9-11 ile 3-5 yazarlardı. yani gece 11.15 gibi bölüğüne gelir, yatar, 2.30 gibi uyandırılır ve tekrar nöbete giderdin. uyku da neymiş canım?
askerliği her ne kadar sıcak olarak bilinen izmir'de yapmış olsam da izmir'in bu kadar soğuk bir bölgesi olabileceğini, öğrenciliğini de izmir'de geçirmiş birisi olarak hiç bilmezdim. zaten öğrenciyken hacılarkırı diye bir yerin adını duymuş da değildim. gecenin bir yarısı nöbete giderken de haliyle miğferin altına bere takıyordum. ancak bere takmak yasaktı. çünkü nöbetçinin kulakları kapalı olmalıydı. nitekim izmir'de her an gerçekleşecek bir yunan işgalini kara tarafından bekliyorduk sanırım... haliyle sesleri duymalıydık.
askerliğini yapmamış olanlar için bir bilgi, nöbete giderken ve nöbetten dönerken doldur boşalt istasyonuna uğrarsınız. ve bu istasyonda bir nöbetçi astsubay bulunur. doldur boşalt istasyonunda silahın ucunu bir varile sokarsınız. varil yere doğru gömülü haldedir ve şarjör takılı değilken tetik düşürür ağza sürülmüş mermi bulunmadığından emin olursunuz. ha benim orada ateş etmişliğim de var ama o başka bir öykü.
bir nöbet dönüşü, gece 11'i geçerken, söz konusu istasyona geldiğimde kafamdaki bereyi cebime koymayı unutmuştum. ve olay o ki o gün nöbetçi olan astsubay bir astsubay çavuş idi. ben 23 yaşında, bir kısa dönem için oldukça gencim. astsubay çavuş ise yeni mezun, ben diyim 18, siz diyin 20. daha bıyıkları terlememiş. ve elbet beni gördü. odasına çağırdı. kafamda bere, odasına girdim. yirmi seneden uzun süre öncesi bu anlattığım hikaye ama hala dün gibi aklımda canlanıyor nedense. elimde dolu g3, odasına girip "emret komutanım!" dedim. hangi bölüktensin vesaire faslından sonra "o kafandaki ne?" diye sordu. "miğfer komutanım." dedim. "miğfer'in altında ne var?" diye sordu. "bere komutanım." dedim. "bere'nin altında ne var?" diye sordu. "kafam komutanım." dedim. "kafanın içinde ne var?" dedi. "beynim komutanım." dedim. beklediği buymuş ki "hayır senin beynin falan yok amcık!" dedi bana.
şimdi bu noktada biraz askerliğin psikolojisini anlatmamda fayda var. deli bir ortamdasınız ve siz de deliriyorsunuz. normal hayatta asla yapmam dediğiniz şeyleri yaparken buluyorsunuz kendinizi. buna birilerini dövmek de dahil. hatta o yaşıma kadar sigara içmeyen ben sigaraya bile başlamıştım. şimdi bu deli ortamda, körpe bir astsubay çavuş, benim üstüm olmasının kendisine verdiği güçle bana amcık diyor. ve benim elimde de henüz doldur boşalt istasyonundan geçirmediğim dolu bir g3 var. dipçikle suratını mı dağıtsam yoksa doğrudan kafasına mı sıksam anını yaşıyorum. ally mcbeal o yıllarda yayınlanmış olsaydı, aynı ally gibi kafamda yapacaklarımı canlandırıyorum.
bu sözüne bir süre cevap vermedim. dişlerimi sıktım. g3'ü sıktım. sonra "size katılmıyorum komutanım." dedim. o an ortamdaki gerginliği tüm toyluğu ile hissetmemiş olarak ayağa kalktı. üstüme gelirken "kaçıncı tertipsin?" diye sormak aklına geldi. "kısa dönemim komutanım." dedim. o an durdu ve yerine geri oturdu.
şimdi askerlikte bir de şöyle bir durum var. evet ben o an onun astı durumundayım. ancak askeri mahkemeye taşınan bir mevzu olması durumunda ben yedek subay olarak düşünülüyorum okulum nedeniyle. yani bir anda askeri mahkemede ben onun astı olmaktan çıkıp üstü haline geliyorum.
oturdu, nöbet listesine baktı. sonraki nöbetimin saatini sordu. gece 3 idi bir sonraki nöbet. beremi aldı ve benden tek bir şey istedi. gece saat tam 1'de gelip bu bereni benden al dedi.
gece 1'de olanları ve bu hikayenin başını daha önce bir yerlerde yazmıştım sanki ama şimdi burada devamını yazmak istemiyorum. gece 1'de benden sobasına kömür atmasını istediğinde de bir takım ally mcbeal anları yaşandı kafamda. kömür tenekesiyle dalmayı çok istedim ona. 11'de nöbeti bitmiş, 1 de kömür atmış, 3'de tekrar nöbete gitmiş birisi olarak hazır kıtayı bırakma aptallığımı düşündüm sadece...
neyse, demem o ki, bu rütbeye sahip astsubay'ın pek bir forsu olmasa da en başta söylediğim gibi egosu çok yüksektir. ve askerde asıl uzak durulması gereken adam kendisidir. yoksa başınıza olmadık dertler açılmasına sebep olabilirler.